kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MELİHA OKUR

'Kriz yüzünden halk servet kaybetmedi!'

Küresel kriz batı dışı demokrasileri tahrip eder mi? Economist Grubu'na bağlı (EIU), daha geçen yıl, "Yıkar geçer!" dedi. Konuyu dünya gündemine ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright taşıyor. Düşünce kuruluşu Chattem House ise bir rapor hazırladı.
Raporların ortak yanı şu: "Eğer ekonomik kriz derinleşirse, batı dışındaki ülkelerde demokrasi ve siyasi istikrar biter! Bazı ülkelerde kaos çıkar. Böyle bir gelişmede 'gıda güvenliği' tehdit altına girer. Batı dünyasının 'askeri ve ideolojik' sebeplerden dolayı kriz bölgelerine ulaşması zor. O yüzden çöküntü havzalarına yardımların ulaşmasında sıkıntı yaşanacak!"
Fotoğrafı doğru çekelim.
Ekonomik ve sosyal açıdan çökmüş devlet ya da bölgelere, "çöküntü havzaları" deniyor. Bu yaz, Pakistan ve Afganistan çöküntü havzasında 10.5 milyon kişinin açlıktan öleceği öngörülüyor.
Bazı çöküntü havzalarıyla olan ilişkisi yüzünden Türkiye'ye G-20 locasında, " Çöküntü havzalarına ulaşma!" rolü verildi.
Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek G-20'ye çok inanmış, sonbaharda yapılacak G-20 Zirvesi'ni Türkiye'ye alabilmek için uğraşmış. Şimşek, "G-20 Sonbahar Zirvesi için Japonya ev sahipliği yapabilirdi. Fakat Japonya'da seçim var. O yüzden biz, devreye girdik. Amerikalılar işi bitirdi! BM toplantısı var. Liderler bizde olacak dediler ve G-20 Sonbahar Zirvesi yine ABD'ye gitti!" diyor. Finansal İstikrar Kurulu'na girmemize rağmen olmamış işte...
Bakan Şimşek, G-20 Zirvesi'nden geldi. Obama'ya mihmandarlık yaptı. Arkasından üç gün boyunca İstanbul'da özel sektör ve gazetecilerle bir araya geldi. "Evimizin içini düzelttik, Halkın durumu iyi" dedi. Kıyamet koptu. Perşembe sabahı bir grup ekonomi yazarıyla Cevahir Otel'de buluştu. Kendisine hane halkının zenginliği sorulunca, "Anlatayım" dedi:
- Türkiye'de hane halkının borçluluğunun GSMH'ye oranı yüzde 11. Batı Avrupa'da bu oran yüzde 56, ABD'de yüzde 90 . Türkiye'de hane halkının borçluluk düzeyi yüksek değil.
- Halkın elinde altın var. Vatandaş gerektiğinde bunu yastık altından çıkarıyor. Altın fiyatlarının yüksekliği halkın işine geliyor.
- Krizin başlangıcında (bankalardaki hesap) halkın elindeki net döviz varlığı 67 milyar dolardı .
- Kriz yüzünden halk servet kaybetmedi. ABD'de 20 trilyon dolar eridi.
Türkiye işsizlikten kırılıyor, Sanayi üretimi dibe vurmuş. Bakan Şimşek soruları yanıtlıyor: "İşsizlikteki artış sürecek. Kriz, 'Türkiye'yi etkilemiyor' diye düşündüğümüzü sanmayın! Elbette Türkiye, dünyada yaşanan krizden etkileniyor" diyor. İşsizliğe çözüm bulma konusunda yazarlara, "Gelin, birlikte çözüm arayalım!"önerisi getiriyor. Hoş, bakan kısa vadede işsizliğe çözümü bulmuş bile.
"Kamu binalarının dış cepheleri yenilenme bekliyor. Meslek sahibi olmayan işsizlere iş imkânı yaratılabilir" önerisi getiriyor.
Bakan'ı dinliyorum.
Anlıyorum ki; ben analist Şimşek'in dilinden daha iyi anlıyorum. Bakan Şimşek ile aynı dili konuşamıyorum. Acaba niye?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın