kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Annelere tavsiyemdir...

İLKNUR K. AKMAN
10.04.2009
Bahar yüzünü iyice göstermeye başlarken, birçok gebe kadın da doğuma gün sayıyor şu günlerde. Ne de olsa doğum için ideal zaman ilkbahar; ne soğuk ne sıcak. Bebeğiniz biraz ele avuca geldiğinde de yaz gelmiş oluyor, onu da alıp rahatça sokağa çıkabiliyorsunuz. Ben bunu geçtiğimiz yıl tecrübe ettim, gerçekten hoş bir durum. "Tecrübe ettim," derken zamanın nasıl bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum aslında. Daha dün gibi hastaneden çıkışımız, kızımın o minicik bedenine bakışım ve kucağıma almaktan korktuğum için "Allahım, bir aylık olsun başka bir şey istemiyorum," deyişim... Meğer günler, aylar nasıl hızla akıyormuş, şimdi neredeyse bir ay sonra kızımın ilk yaş gününü nasıl kutlayacağımızı düşünüyorum. Tabii bu zaman zarfında az şey yaşayıp öğrenmedim değil. Hazır 'doğum mevsimi' de gelmişken bunları anne adayları ve yeni anne olanlarla paylaşmak istiyorum bu hafta. Birebir deneyimlediğim ve tanıdık tanımadık tüm bebek bekleyen kadınlarla paylaşmak istediğim şeyler bunlar. Detaylara girecek olursak söylenecek çok şey var ama herkes kendine özgü yaşıyor anneliği. Yani birimizin başına gelen hepimizin başına gelecek diye bir kaide yok. İşte bu da benim size 'Tavsiye listem':
1- Nasıl doğum yapacağınıza karar vermediyseniz, mümkünse lütfen normal doğumu tercih edin. Dikişiniz bile olsa tüm sıkıntısı birkaç gün. Sonrasında inanın her şey eskisi gibi, hatta daha bile 'iyi'!
2- 'Lohusalık' denilen 40 günlük dönemi lütfen dinlenerek geçirin. Beslenmenize dikkat edin, bebeğiniz uyuduğunda siz de kestirin. Ayrıca bırakın anneniz, ablanız veya kim gönüllüyse gelsin, size yardım etsin. Bunu doğumunun ikinci gününde ayaklanıp her işi kendi yapmaya kalkışan ve şimdi 'pişman' biri olarak söylüyorum...
3- Bebeğinizi emzirmeyi 'yürekten' isteyin. İlk birkaç gün sütünüz gelmeyebilir ama ısrarcı olun ve emzirmekten sakın vazgeçmeyin.
4- Sütünüzün olması için bol bol sıvı alın, su için, sulu şeyler yiyin. Ben ayrıca kırmızı et, balık, yoğurt, bol yeşillik ve kayısı yemeye özen gösterdim. 11 ayı bitmek üzere, kızımı hala emziriyorum.
5- Süt üretme işi arz-talep meselesi gibi. O yüzden sütü az olan anneler gün içinde pompayla da süt çekmeye üşenmemeli!
6- Şayet sütünüz çok fazla geliyor ve göğsünüze ağrı yapıyorsa sıcak havluyu üzerine tutup kompres yapın, bir de masaj. Bu süt kanallarınızın açılmasını sağlayacak, sütünüzü daha kolay boşaltıp rahatlayacaksınız.
7- Niyetiniz iş hayatına geri dönmek ya da bir an önce hayata karışmaksa, bir aylık olduktan sonra bebeğinizi biberona alıştırmaya bakın. Aksi halde benim gibi dokuz ay boyunca bebeğinizle yapışık yaşar, arada "Yoksa bu hep böyle mi olacak!" diye fenalıklar geçirebilirsiniz!
8- Ama merak etmeyin, bir gün geliyor ve yemeğin tadını alınca gün içinde memenizi aramaz oluyor. Yani bencillik denen şey ta küçücükken başlıyor...
9- Bebeğinizin uyku düzenine ilk aylardan gereken özeni gösterin. Biraz büyüdükten sonra yatağında kendi kendine uyabilmesi için ne gerekiyorsa yapın. Memenizde uyutmayı ise asla bir alışkanlık haline getirmeyin, yanarsınız!
10- Tüm bunlarla yani bebeğinizle haşır neşir olurken 'koca' bebeğinizi ihmal etmeyin. Zaten kadınlık böyle bir şey!