Ne garip bir tesadüftü... ABD Başkanı Obama'nın Dolmabahçe Sarayı'nda bulunduğu saatlerde tv8 ekranlarında 'Osama' filmi gösteriliyordu. (Biz Usame diyoruz, Amerikalılar Osama diyor) Biri ABD'nin başkanı... Diğeri, onun can düşmanı... 'Tek harflik' bu fark, onları dünyanın farklı kutuplarına savurmuş... Son dönemde ABD'nin en sevilmediği ülkelerin başında
Türkiye geliyordu. Öyle ki Usame Bin Ladin, bizim halkımıza neredeyse tüm ABD başkanlarından daha sempatik gelmeye başlamıştı. Ancak Obama ile bu karşıtlık, yerini sempatiye bırakacağa benziyor. Zira Obama'nın 'görüntüsü' bize çok yakın. Her şeyden önce son derece mütevazı bir lider. Tıpkı bizler gibi, duygularını 'dokunarak' ifade etmeyi seviyor. Top atıldığında yerinden sıçramasının bile, karizmasını çizmek yerine onu insanlara daha çok yaklaştırdığını düşünüyorum. Atatürk için saygı duruşunda elini yüreğinin üzerine koyması, anı defterini imzalarken Büyük Önder'in cümlelerine atıfta bulunması, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile 'Türk usulü' öpüşmesi, TBMM stenograflarının tek tek ellerini sıkması, sempati toplayan jestlerdi. Cilalı imaj çağında liderler, icraatları kadar, görüntüleri ve tavırları ile de koltuklarını sağlamlaştırıyorlar. Obama'nın stratejisinden siyasetçilerimizin alacağı çok ders var.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 8 Nisan 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/08/gny/haber,4E1C422DE0D54721AE226699ACE2DACB.html
Tüm hakları saklıdır.