29 Mart yerel seçimleri birçok yönüyle ele alınıp tartışılıyor daha da tartışılacak. Bu seçimlerde halk, iktidardaki AK Parti'yi aşağı çekerek uyarırken, muhalefet olarak da tek bir adres göstermedi.
CHP ile MHP'ye bir parça prim verirken ilk seçim sınavına çıkan
Numan Kurtulmuş ve
Süleyman Soylu'ya da alternatifler içinde olmaları gerektiği işaretini verdi.
Bu noktada şu gerçeğin altını çizmekte yarar var.
Saadet Partisi'nin öyle veya böyle bir çıkış yapacağı bekleniyordu.
Ama
Demokrat Parti'nin ne yapacağı merak bile edilmiyordu.
Bu açıdan bakınca bu seçimlerin belki de en anlamlı başarısına, kimsenin ihtimal vermediği, merkez medyanın görmezlikten geldiği, siyaset uzmanlarının
"artık merkez sağ öldü..." dediği bir zeminde Süleyman Soylu ve partisi Demokrat Parti imza attı.
O geleneğin siyasi önderlerinin bile CHP'yi işaret ettiği, bir kısmının da MHP'ye yöneldiği bir siyasi süreçte DP, yüzde 3.7 oy aldı.
İşin doğrusu bu oy, 5.4 üzerinden azalarak alınan değil, tam aksine yüzde 1'lerde sürünen DP'yi yüzde 3.7'ye çıkartılarak alınan oydur.
Kim ne derse desin bu, DP'ye yeni bir siyaset dili kazandırmaya çalışan, parti içinde bile
"Ergenekon uzantıları"yla boğuşan Soylu ve arkadaşlarının başarısıdır.
Ortada başta Yalova ili olmak üzere 175 belediye başkanlığı ve yaklaşık 1.5 milyon oy var.
Bu başarıya rağmen DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, seçim sürecinde verdiği,
"Yüzde 5.4'ün altında kalırsam istifa ederim" sözünün gereği olarak istifa edeceğini açıkladı.
Siyasi etik açısından doğru bir açıklamaydı ama parti tabanı bu açıklamaya tepki verdi.
"Merkez sağda ışık yaktık" DP GİK üyesi
Doç. Dr. Vedat Demir partinin tepkisini şöyle anlatıyor:
"Soylu'nun istifasını parti tasvip etmiyor. Bu alınan yüzde 4 oyun, Süleyman Soylu'nun Anadolu'yu karış karış gezip, günde 7-8 yerde halka seslenmesi sonucu geldiğini düşünüyorlar. DP'ye yer vermeyen medyaya, durumu yüzde 1 gösteren anket şirketlerine rağmen DP kendi çabasıyla yüzde 4 oy almıştır. Biz partiyi sıfırdan bu hale getirdik."
Parti yönetiminin ve tabanın Soylu'yu başarısız bulmadığını dile getiren Demir siyasi süreci şöyle değerlendiriyor:
"AK Parti hep yükselerek ilerliyordu, artık düşmeye başladı. Amacımız merkez sağda, demokrat, liberal, özgürlükçü, toplumun tüm katmanlarını kucaklayabilecek bir parti yaratmaktı. DP bu çıkışıyla bir ışık yakmıştır."
Gerçekten de DP'nin aldığı oylara dikkatle bakılırsa AK Parti'den sonra
Türkiye partisi olabilecek bir çeşitlilik var. Doğu'dan da Batı'dan da oy alınmış. Mardin'de yüzde 10, Ağrı'da yüzde 8 oy alan DP'nin Ege ortalaması yüzde 6...
Tam da bu nedenle Vedat Demir, merkezde yeni bir umut ve çekim merkezi doğduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: "DP'de yeni bir yapı oluşturduk. Bu yapı 5 sene, 10 sene önceki yapı değil. Biz bu kadar çok uğraştıktan sonra bu partiyi bırakırsak, tırnak içinde söylüyorum DP Ergenekoncuların rakı masalarına meze olur..."
Aslında bu tespitin ipuçlarını Ankara kulislerinde görmek mümkün.
Pusuda bekleyen eski kurtlar şimdiden harekete geçti bile.
Demir bu hazırlığa şu sözlerle dikkat çekiyor:
"Şu anda Ankara'da merkez sağla ilgili pek çok hesap yapılıyor.
Mesut Yılmaz'lar, Abdüllatif Şener'ler bir şeyler oluşturmaya çalışıyor. DP'yi siyaseten iflas etmiş bu insanlara teslim etmek istemiyoruz."
Öyle veya böyle DP bir kez daha yol ayrımında... Kaderi ise Süleyman Soylu'nun kararına bağlı...
Bakalım
"meze mi olacak?" yoksa özgürlükçü, demokrat sivil siyasetin yeni çekim merkezi mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 2 Nisan 2009, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/02//haber,7EE52ABCC6F44647AB59C8A5F0EF9AD6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.