kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Aylin Sezgin ve oğlu Cem.

İkizlerden biri otizmli olunca

27.03.2009
Aylin Sezgin, ikizlerinden biri otizmli olduğu için, diğeriyle kıyaslayarak oğlundaki durumun farkına daha erken varmış. "Ben üç aylıkken bir farklılık olduğunu fark ettim. Delip geçen bakışlar, sürekli ağlaması... Ama ben otizm diye bir şey bilmiyordum," diyor Sezgin. Birçok pediatriste götürmüş oğlunu, hiçbiri uyarmamış. Cem bir buçuk yaşındayken götürdüğü bir klinik psikolog, otizm olduğunu söylemeden "Haftada bir eğitime başlasın," demiş Aylin Hanım'a. O da bunun yeterli olduğunu, bir süre sonra oğlunun iyileşeceğini düşünmüş. İki buçuk yaşında Cem'i Amerika'ya götürmüş. Orada oğlunun orta derecede bir otizmli olduğunu öğrenmiş ve şoke olmuş. "İstanbul'da haftada iki saat eğitim alıyorduk, ABD'de bunun 40 saat olması gerektiğini öğrendim," diyor. Dört buçuk yaşında konuşmuş Cem. Şu an 12 yaşında. Vakfın okulunda haftada beş günlük eğitim görüyor. Kişisel bakımını yapabiliyor, spor yapıyor, tamirat işlerini çok seviyor. Aylin Hanım onun ileride model gemi yapımı gibi bir işle uğraşabileceğini düşünüyor. "Ama yine de bir kontrol, birilerinin takibi gerekecek diye düşünüyorum," diyor. Aylin Hanım çok önemli bir konuya da parmak basıyor: "İmkânı olan bazı ailelerin büyük bir kısmı 'Bu çocuklara yatırım yapmak gereksiz,' deyip para harcamıyor ve bakıcılarla eve kapatıyor. Ben o ailelere sesleniyorum, lütfen çocuklarınıza para harcayın, değer. Ayrıca Türkiye'de babaların genellikle bu durumu kabullenemediğini ve teşhisten sonra boşanma oranının yaklaşık yüzde 50 olduğunu belirtiyor.

- Önce Otizm Platformu'ndan bahsedebilir miyiz?
- Platform üç yıl önce oluşmaya başladı. İki senedir aktif olarak çalışıyoruz. Amacımız, otizm hakkında bilgiyi ve farkındalığı artırmak. Aileleri bilinçlendirmek. Anne adaylarını ve özellikle bebek sahibi anneleri bilgilendirmek. Bütün bunlardaki amacımız erken tanıyı artırmak. Erken tanı çok önemli çünkü beyin gelişiminin yüzde 80-90 civarı beş yaşa kadar tamamlanıyor. Erken tanıyla fark edilen çocuklar doğru eğitimi alırsa, yaklaşık yarısının otizmden sıyrılma ihtimali var.

ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
- En erken tanı ne zaman konuyor?
- Üç aylıkken de konabilir ama ülkemizde zor. Belli tanı ölçekleri ülkemize henüz kazandırılmamış. Ülkemizde klinik gözleme dayanan bir tanı metodu var. Dünyada da klinik gözlem var ama artık bazı geliştirilmiş bilimsel ölçekler de var. Fakat tabii öncelikle annenin ya da pediatristin bir şeylerin farkına varması gerekiyor. Bir çocuk psikiyatrına yönlendirme yapması lazım. Ve belli bir yaşta önce mesela bir oyun terapisi, sonra davranışçı bir eğitim modelini uygulamaya başlaması gerek.

- Vakfın ne gibi çalışmaları var?
- Biz Tohum olarak sadece farkındalık yaratmaya değil, birtakım taşları da yerinden oynatmaya çalışıyoruz. O yüzden bakanlıklarla protokoller yaptık. MEB'le yaptığımız protokolle yaklaşık bin 500 öğretmenin eğitimine katkıda bulunduk. Bu öğretmenler devletin okullarında çalışıyor. Yine MEB ile şu an üzerinde çalıştığımız bir başka proje de, otizmli çocuklar için yazılmış müfredatı geliştirme yönünde. Sağlık Bakanlığı'yla beraber AB ortaklığında bir projemiz var. Yaklaşık beş ilde, 45 bin çocuk taradık anne-çocuk merkezlerinde. Bin 200 sağlık personelini eğittik bu iş için. Ve ülkemizde, anne-çocuk merkezlerinde kullanılabilecek tanı ölçeğini geliştirmeye çalıştık.