kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Mart 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

Günümüzde mitingler ne işe yarıyor?

Siyasal liderlerin aileden biri kadar tanıdık olduğu televizyon çağında...
Televizyonların siyasal mitinglerden canlı ve bant yayınlar yaptıkları bir dönemde yağmur çamur demeden mitinglere neden gidiliyor?
Mitingler ne işe yarıyor?
Bunlar günümüz siyaseti açısından önemli sorular.
O yüzden de hem siyaset sosyologlarının hem de sokaktaki insanın kafasını kurcalıyorlar.
E öyle ya, artık 1950'lerde, 60'larda olduğu gibi Osman Bölükbaşı'nın zekâsını, hitabetini, nüktedanlığını tanıyıp yaşamak, onunla birlikte öfkelenip onunla birlikte gülmek için mitinge gitmek gereken dönemler çok geride kaldı.
Düşünün, tam sekiz buçuk saat konuştuğu meşhur bir Düzce mitingi vardır Bölükbaşı'nın...
Şimdi hayran olduğu ve mutlaka oy vereceği liderin mitingine ailecek gelenler " tamam gördük, hadi çocuğum eve! " diyerek onuncu dakikada alandan ayrılıyor.
Mitinglerin işlevi ve anlamı değişti ama...
Önemi devam ediyor.
Dünya çok değişti. İletişim teknolojisi bambaşka yollar açıyor önümüze...
Yine de kitlelerin genetiğini hafife almamak gerekiyor.
"Alanlara çıkmak" kitlesel siyaset ve siyasal güç gösterisinin hâlâ en iyi yolu sayılıyor.
İnsanlık henüz başka bir yol bulamadı.
Şöyle anlatayım...
Gazeteler büyük olasılıkla on yıl sonra kâğıdı terk edecek ve internet kanalı haline gelecekler.
Ama milliyetçisinden anti-globalistine; terörü protesto edeninden hükümeti iktidardan kovmak isteyenine; kitleler meydanlara çıkmayı en etkili ve en gösterişli yol olarak kullanmayı sürdürecek.
Burada durumu sallantıda olan miting türü siyasal parti ve lider mitingleridir.

Mehmet Tezkan dün Vatan'da Başbakan'ın Bursa mitingini anlattığı yazısına " Şehrimizden bir pop star geçti" başlığını atmıştı.
İnsanlar Başbakan'ın neler söyleyeceğini merak ettikleri veya orada gövde gösterisi yapmak için mitinge gitmiyor. Başbakan'ı "görmek" için oraya gitmişlerdi.
Aslında buna alışmak gerekiyor.
Mitinglerin yeni işlevlerinden biri bu.
İncelik şurada...
Miting yapacaksan...
Onu videoklipten, albümdeki şarkıdan farklı kılacaksın...
Miting senin konser in olacak!
Olmuyorsa...
Playback yapıyorsan...
İşte o problem!
Sanırım, liderlerin seçim mitinglerinin yeni işlevlerinden bir başkası da kadim bir geleneğin yeniden canlandırılması olacak.
Nedir o?
Toplu yemin ve angajman töreni...
Kitleyle lider arasında etli, kanlı, canlı ve az buçuk hipnotik bir sözleşme ayini...
Militan partiler zaten bunu uyguluyorlardı. Şimdi gevşek yapılı kitle partileri için de seçim meydanlarındaki kalabalıkların böyle bir anlamı var artık.
Bizde şimdilik bunu fark etmiş tek parti Erdoğan ve AKP görünüyor.
Ana muhalefet lideri ise miting kürsüsünü grup toplantısı veya parti meclisi gibi kullanmayı sürdürüyor.
Bir de o malum soru var.
Seçim mitinglerindeki hava sandığa yansıyor mu?
Bir kere şunu bilmek gerekiyor.
Sandığın " nüfusu " çok büyük. Yanında en büyük mitingler bile küçük kalır. (Bkz. Cumhuriyet mitinglerinin yarattığı hava ile 22 Temmuz seçim sonuçları arasındaki uçurum.)
Ancak geçmiş seçim dönemlerinin analizleri parti mitinglerindeki coşku ve coşkusuzluğun sandığa az çok yansıdığını gösteriyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın