Abuzittincim, Geçenlerde Dışişleri Bakanımız Ali Babacan'ı televizyonda izliyordum.. Güleryüzlü, sakin, kendisine sorular soran gazeteciyi azarlamayan, esprili, konulara hâkim bi adam.
Şöyle bi düşündüm "Bizim Başbakanımız da böyle biri olsaydı acaba ülke bu kadar gerilir miydi?"
Babacan'ın da fikri yapısı belli, karısının başı örtülü filan falan ama her siyasi görüşten insanla rahatlıkla diyalog kurabilecek bi imaj sergiliyor. Ben şahsen Başbakan'la konuşmaktan çekinirim. Çünkü bende şöyle bi intiba uyandırıyor, her an fırçayı yiyebilirsin. Bu yaştan sonra fırçayı kaldırmak güç..
Gençlik yıllarımızda sorduğumuz sorular yüzünden siyasilerce epey fırçalanmadık değil.
Mesela İsmet Paşa'yı kızdırdığımızda fırçayı yerdik ama o fırçanın bi uslubu, bi nezaketi vardı.. Yani eski siyaset adamlarının fırçalamasında bile bi incelik vardı, onu söylemek istiyorum Abuzittincim. Tekrar Ali Babacan'a dönecek olursak.. Yaşına denk düşmüyorsa da gerçekten "Babacan" bi görüntüsü var.. Lakin, acaba
Türkiye gibi bi ülkede, siyasi bi partinin lideri olarak, meydanları Erdoğan kadar doldurabilir mi?
Neyse.. Televizyonlarda bi çamaşır makinesi reklamı yapılıyor. Zeolit diye bi madde kullanıyorlarmış ve bu madde bulaşıkların daha çabuk, daha temiz, daha az enerji sarfıyla yıkanmasını sağlıyormuş. Bu zeolit denen madde (Wikipedia'ya şöyle bi baktım) sanayinin çeşitli dallarından uzay teknolojisine kadar, bi çok alanda kullanılıyor. Zeolit, özet olarak, volkanik kayalar ve onların tozlarından bi mineral. Benim aklımda kalan, birkaç yıl önce, Doğu Anadolu da bi köyümüzün bulunduğu topraklarda bol miktarda zeolite rastlandığı ve bunun "kansere yol açabileceği "gerekçesiyle köyün başka bi yere taşınmasına karar verildiği idi. Taşındı mı taşınmadı mı bilemiyorum ama zeolitin kanserojen etkilerinin olabileceği tıbla ilgili ciddi internet sitelerinde de var. (www.cancerhelp.org.uk)
Fakat şimdi sıkı dur, Zeolite adlı bi doğal ilaç da, kansere karşı son yılların en etkili silahı reklamıyla, internet aracılığıyla şakur şukur satılmakta. Buyur burdan yak yani !. Zeolite'yi FDA (Amerikada ilaçların kontrolünü yapan kuruluş) "Sağlığa zararsız, kullanılabilir" diye resmen nitelemiş. Dikkatini çekerim, kanser tedavisiyle ilgili bi onay yok. Sağlığa zararsız diyor, o kadar.. Mesela, kayısı çekirdeğinden yapılan doğal ilaçların satışı, içerdiği zehir açısından, yasakken zeolit serbest.
Durumu özetlersek Abuzittincim ortada kafa karıştırıcı bi vaziyet var.. Acaba diyorum bulaşıkları iyi yıkadığı için bulaşık makinelerinde kullanıldığına göre, insanların içini de iyi yıkayabileceği düşüncesiyle mi Zeolite, doğal ilaç olarak böylesine ilgi çekiyor? Bunların "kafa içi" temizleyicileri de var mıdır ki? O da çok tutar!
Münasip yerlerinden öperim, Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
tecellister@gmail.com
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Bugünkü Tüm Yazıları
Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Yayın tarihi: 15 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/15//haber,6EF7D26BE8FC4291A1C185F35D45C064.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.