Washington DC'de meşhur Simithsonian müzeleri yöneticilerinden Dr.Richard Potts, insan evrimi konusunda dünya çapında saygın bir bilimadamı. Harvard'da doktora yapmış ve Yale'de yıllarca ders öğretmiş. Dr.Potts'u, Natural History müzesindeki yoga derslerimden tanıyorum. Çok alçak gönüllü. Geçen hafta bir yemekte beraberdik; "Aileniz bu seviyeye gelmeniz için ne yaptı?" diye sordum. Cevabı çok sade ve ilginçti: "Hiçbir şey!" "Nasıl yani, bu kadar başarılı bir bilimadamı olmanızda hiç mi payları yok?" diye ısrar ettim. "Ben aslında beyzbola meraklıydım, bir gün erkek kardeşim insan evrimi teorisi ile ilgili resimli bir kitabı, 'al bunu oku' diye elime verdi ve ondan sonra bu konu çok ilgimi çekmeye başladı. Anne-babalar çocuklarını zorla okutup, eğitebilirler ama zorla yaratıcı yapamazlar. Çocukların yaratıcı yönlerini ortaya çıkartmak için biraz rahat bırakılmaları gerekir" dedi...
BAŞARI TAKINTISI Toplum olarak başarı takıntısı ile yaşıyoruz, kendimizden umudumuz yoksa bu sefer başkalarınınkini takip ediyoruz. Başarılı insanları tanımlarken de genellikle ilk düşündüğümüz şey ne kadar zeki ve yetenekli oldukları... 'Tipping Point' ve 'Blink' adlı bestseller kitaplarındaki ilginç gözlemleri ile hip yöneticilerin gurusu haline gelen Malcolm Gladwell, yeni kitabı 'Outliers'da neden bazılarının diğerlerinden daha başarılı olduğuna yeni bir bakış açısı getirmiş. Başarının asıl sırrı; zeka, yetenek ve iradeden çok, doğum tarihiniz, sosyal konumunuz ve çevreninizin size sağladığı olanaklara bağlıymış. Yani ne olacağınıza sizden çok, yaşadığınız dünya karar veriyor... Mesela, Bill Gates, Steve Jobs, Barack Obama... Bulundukları yere nasıl geldiler? Sadece herkesten üstün zekaları olduğu için mi, yoksa doğru zamanda doğru yerde oldukları için mi? Dünyayı sarsan ve uyandıran ekonomik kriz, küresel ısınma, terör, insanları farklı bir lider arayışına yöneltti ve Obama karşımıza çıktı. Obama bir önceki seçimlere katılmış olsaydı, değişime duyulan açlık bu kadar yoğun olmadığından şansı olmayacaktı. Bir başka örnek de; 195 IQ'su ile (Einstein'inki 150), Amerika'nin Missouri eyaletinde bir at çiftliğinde yaşayan Christopher Langan. Bu adam niye şimdi bir nükleer fizikçi değil? Çünkü Langan'ın hayatında bu inanılmaz kapasitesini değerlendirmesine yardımcı olacak hiç kimse olmamış. Gladwell'e göre hiç kimse yalnız bir yere gelemiyor. Gladwell'in kitapta ilginç bir düşüncesi daha var: Doğduğunuz zamanın başarınızın üstünde büyük bir etkisi var. Mesela Bill Gates (Microsoft), Steve Jobs (Apple) gibi silikon vadisinin en güçlü isimleri 1955 yılında doğmuşlar. 1976'ya kadar dünyada bilgisayar rekabeti yoktu. O sırada her ikisi de 21 yaşındaydılar, yani bu devrimle yüzleşebilecekleri mükemmel bir yaş. Yeniliğe açık düşünce şekli ve enerjileri ile bu değişimden faydalandılar ve bilgisayar konusunda dünyada lider oldular.
ŞANS BENZER OLMALI Eğer beş yıl sonra doğmuş olsalardı, bilgisayar rekabeti başlamış olacağından bu devrimden doğru zamanda faydalanmak için yaşları çok genç olacaktı. Kitabın mesajı; bu dünyada herkesin başarmak için şansı benzer olabilmeli. Belki de şimdi kendimizi tekrar sınayıp, neyi yanlış yaptığımızı fark etmemiz lazım. Başarıyı tanımlama şeklimizden biraz uzaklaşıp, kültürel ve sosyal imkanları olmayanlara da aynı imkanları uzatabilir miyiz bunu görmeliyiz...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 14 Mart 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/14/gny/demirkan.html
Tüm hakları saklıdır.