AİHM yargıcı Işıl Karakaş, Türkiye davalarının insan hakları hukukunun gelişimine katkısının altını çizip ekliyor: Akçalı davalarda oturup anlaşma yoluna gidilmeli..
Avrupa'nın ortak hukukunu Türkiye oluşturuyor... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki Türk yargıç Işıl Karakaş, Türkiye'den gelen davaların AİHM içtihatlarına katkı yaptığını ve İnsan Hakları Hukuku'nun gelişmesini bir açıdan Türkiye'nin sağladığını söylüyor. Türkiye'den gelen başvurular sayesinde sözleşme yorumlandığını ekleyen Karakaş, öngörülmemiş durumlar için sözleşmenin uygulandığını vurguluyor. AİHM öncesi Galatasaray Üniversitesi'nde Uluslararası Hukuk Profesörü olan Işıl Karakaş, Türk hâkimlerin AİHM'dekilerin tersine özgürlükleri dar yorumladığını söylüyor. AİHM'de görülen mülkiyet davalarının hızlı şekilde arttığına dikkat çeken Karakaş, Kıbrıs konusunda da şu çarpıcı bilgiyi veriyor: "Bin 535 Kıbrıs davası var. Mülkiyet davaları bunlar. Kıbrıs'ta malvarlıkları için kurulan ortak komisyon eğer etkin olabilirse bu bin 535 dava birden gündemden düşecek." İşte Prof. Karakaş'ın sözlerinden paragraf başları:
HÂKİMLERİN YORUM FARKI
* İçtihat yaratan karar... Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları içtihadına yaptığı katkıda temel örnek şudur: 'Pozitif Temel Yükümlülük'... Devlet sadece kaçınmak değil hakkın yerine getirilmesi için bir şey yapmak zorundadır. Bunlara pozitif yükümlülük diyoruz. Pozitif yükümlülükler içtihadı Türkiye ile tam olarak oturmuş ve Avrupa İnsan Hakları Hukuku içine girmiştir.
* Sınırlamayı geniş yorumluyorlar Bana göre yüksek mahkemeler biraz aktivist olmalıdır. Elbette hak ve özgürlükler sınırsız değil ama mahkemelerin sorumluluğu özgürlüğü geniş, sınırlamayı dar yorumlamak olmalı. Türkiye'deki uygulamalara baktığımızda ise bunun aksi olduğunu görüyoruz. Türkiye'de hâkimler kamu düzeni ve kamu güvenliğini geniş, özgürlüğü dar yorumluyor. Türk hakimler, AİHM içtihatlarını dikkate almıyor. Meşhur bir söz vardır: 'İyi yasa, kötü yasa yoktur. İyi hâkim vardır.'
* Mahkeme kararları bir sinyaldir
Bize bir dava geldiği zaman o dava hükümete iletiliyor ve sorular soruluyor. Bunların hepsi aslında, yetkili mercilere yapılması gereken değişikliklerle ilgili bir sinyaldir. Çıkan her ihlal kararı, Türkiye'nin o konudaki eksikliğini ortaya koyan bir uyarıdır.
* Türkiye akçeli davalarda dostça çözüme yönelsin
Bir ev ve mal söz konusuysa bu konuda malın değeri hakkında bilirkişi raporu vardır. Bu gibi para işlerinde oturup anlaşmak en iyisi. Benim tavsiyem, bu gibi meselelerde özellikle kamulaştırma ve azınlık vakıfları malları gibi akçeli davalarda Türkiye'nin dostça çözüm yoluna gitmesidir.
Yayın tarihi: 11 Mart 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/11//haber,774CAAC8D6524C98A9CBB051AF4C1AF6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.