Yunan turizmi, kahve fiyatları ve "Türk tehdidi"

ATİNA- Yunanistan'ın gemicilik sektöründen sonra en büyük ikinci gelir kaynağı olan turizm sektöründe çalışanlar, bu yıl ülkeye gelecek turist sayısından çok; bırakacakları döviz miktarını merak ediyor.

Küresel mali kriz nedeniyle her bir iş alanını etkisi altına aldığı gibi turizm sektörüne de oldukça büyük bir darbe indirilmesi söz konusu. Türkiye'de olsun Yunanistan'da olsun, geçimini turizmden sağlayanlar, daha şimdilerden kara kara düşünmeye başladı.

Bu yaz aylarında Yunanistan'a gelmeyi planlayan yabancı turistlerin rezervasyonlarını art arda "iptal" etmeye başlaması turizmcileri, daha sıcaklar basmadan terletmeye başladı bile.

Mali kriz nedeniyle açıklarını bir türlü kapatamayan Yunan ekonomisi, AB'nin mali denetimi altına alındığı bir sırada turizmciler, kendilerini bekleyen kriz dalgalarını önlemek için koştukları bankaların kapılarını kapalı buluyor

O bankalar ki, daha geçen yıla kadar tüm müşterilerini hemen her gün telefonla arayarak bol keseden krediler, kilolarca kredi kartları dağıtırken ve ayak üstü leasing hesapları açarken; şimdi, bol keseden aldıkları kredileri ödemekte sıkıntı çeken aynı müşterilerine sırtlarını çeviriyorlar.

Çoğu işadamı ise kriz girdabına düşsün düşmesin Çinlilerin ata sözünden hareket ederek "krizi fırsata" dönüştürmesini biliyor ve kendi işçilerine "günlük çalışma" yerine "gün aşırı çalışmalarını" öneriyorlar. Öneriyi kabul etmeyen yövmiyecilere "dışarıdan kapatmaları" için yıllarca çalıştıkları iş yerinin kapısını gösteriyorlar.

Ancak Yunanistan'daki turizm sektöründe de beklenen kriz, yalnız küresel mali krizden kaynaklanmıyor. Yunanistan'da sürekli artan ve bugüne kadar doğru dürüst hiç bir önlem alınmayan hayat pahalılığıyla da yakından ilişkisi var.

Ta Nae gazetesinde küçük ancak anlamlı bir yorum köşesinde yazan gazeteci Yannis Politis Yunanistan'daki pahalılıkla ilgili şunları yazmış:

"çen hafta İspanya'ya giden bir arkadaşım, fiyatı 2 eurodan daha fazla olan bir fincan kahve içmek ziyaret ettiği kentin bütün kafeteryalarını dolaştı. Ancak bir fincan kahve kafeteryaların hiç birinde 2 eurodan fazla değildi. Oysa Atina'nın en kenar mahallelerinde bir fincan kahveye 3 eurodan fazla para ödüyoruz. Hele Kolonaki gibi (Atina'nın Nişantaşı'sı) semtlerde bir fincan kahve içmek için kafeteryada oturacağınıza kendinize bir gömlek alsanız daha iyi edersiniz. Londra gibi bir zamanlar "pahalı" olarak nitelenen kentlerdeki mağazalar sürekli fiyat kırarken; bizimkilerin (yunanlıların) fazladan kar etmekten ve yaşadıkları lüks hayattan ödün vermek istemedikleri için fiyat kırmamakta ısrar ediyorlar üstüne üstlük piyasanın durgun olmasından şikayet ediyorlar."

"TÜRK TEHDİDİ"
Durumlar böyle olunca, Yunan turizmciler bu yıl Türkiye'ye gelmesi beklenen yabancı turistlerin sayısını da merak etmeye başladılar. Belçika'da yapılan bir nabız yoklaması, küresel mali krize rağmen Belçikalıların yüzde 43'ünün bu yıl da "mutlaka" yaz tatiline çıkacaklarını göstermesi ve yüzde 15'inin de ise "belki" yanıtı vermesi ve bu sonuçların tüm Avrupa vatandaşları için de geçerli olabileceği olasılığı, Yunan turizmcilerin az da olsa ümitlenmesine yol açtıAncak Türkiye'nin bu yol turizm alanında fiyat kırması; havalimanı ve geceleme vergilerini asgariye indirgemesi, buna karşı Yunanistan'da hiç de öyle bir hareketlenme/hazırlık yaşanmaması, yabancı turistlerin bu yıl Yunanistan yerine Türkiye'yi daha çok tercih edecekleri izlenimlerini kaçınılmaz kılıyor

Dolayısıyla bir zamanlar Ege'deki "Türk tehdidi" gerekçesiyle silahlanmaya bolca para harcayan Yunanistan'da şimdi Türkiye'yi kendisine bir turizm tehdidi olarak görmeye başlamasını da doğal karşılamak gerekiyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın