- THY genel müdürünün siyasetle, hükümetle, başbakanla bağlantılı atanması doğru mu sizce? - Güzel bir soru. 2003 yılında THY'nin üst yönetimi toptan değiştirildi ama büyük şirketlerde yapısal değişiklik, anlayış değişikliği gerekebiliyor. THY'deki değişimin, bu hükümetin göreve gelme tarihiyle ilişkisi yok. Bugün buradaki yönetim kadrosu, bu işi hakkıyla yaptığını ispat ettiği için burada. Tabii Türkiye'de genel kanı tersidir. 'Hükümetler kendi kadrolarıyla çalışıyor' algısını kaldırmak gerekiyor artık... - Tam da bunun için soruyorum; bu kadar nazik, bu kadar önemli ve rekabetçi bir kurumda, kurumsal bir kimlik oluşturmak gerekirken neden her iktidarla değişebilecek bir yapı söz konusu? - Bence o kavramı lügattan çıkarmak gerek... - Tamam çıkarmak gerekir de şu anda işler böyle yürümüyor mu? - Sizin nasıl baktığınıza bağlı. - Nasıl yani? - THY'nin tepe yönetimi değişti, bilinen gerçek bu ama misyon şuydu: Bu şirketi eski şeklinden çıkarıp, müşteri eksenli hale getirin, kâr eden bir kuruluş haline getirin, pazardaki payınızı artırın. Bunları yapmak için kadrolar değiştirilebilir... - Sonuçta 'THY Genel Müdürü şu kişi olacak' diyen kişi hükümetin başındaki kişi değil mi? - Yönetim Kurulu!
- Başbakan'ın dahli hiç yok mudur yani? - Bugünkü yapıda benim kontratım yönetim kurulunun elinde. Yüzde 51'i borsada olan, yüzde 49'u şu anda Özelleştirme İdaresi'nin hissedarlığında bulunan bir şirketiz ama karar mekanizması olarak Türkiye'deki herhangi bir özel şirket kadar özeliz. Belki biraz daha özeliz çünkü çok hızlı karar veriyoruz, hızlı karar verebildiğimiz için de şirket bu kadar iyi gidiyor. Hükümet politikasından şöyle yararlanırız: Mesela 'bu yıl Afrika yılı olacak' denirse, bizim için de orası pazar olur. Bunun en güzel örneği Ortadoğu'dur. Son üç yılda Ortadoğu'da büyümemiz yüzde 40! Ortadoğu'yla ticari ilişkiler gelişince biz taşıyoruz onu...