Simitçi, kokoreççi, balık-ekmekçi, şerbetçi, midye dolmacı, uykulukçu... Bize özgü yemek kültürünün en önemli temsilcileri. Hem uygun fiyatları hem de lezzetli tatları ile fast food kültürüne meydan okuyan sokak lezzetleri..
Bol soğanlı nar gibi kızarmış balık-ekmek, dumanı üstünde tüten kaynamış sütlü mısır, köfteekmek, midye dolma ya da kokoreç... Ülkemizin birer simgesi haline gelen sokak lezzetleri, yerini fast food dükkânlarına kaptırdı diye düşünülse de, günümüzde aldıkları 'işgaliye izni' sayesinde eski sükseli günlerine kavuştu. Eminönü sahilinde, Karaköy İskelesi'nde yürürken burnunuza gelen tava ya da ızgara balık ekmek kokusuna ya da İstiklâl Caddesi'nin herhangi bir sokağından fırlayan kokoreç kokusuna kim karşı koyabilir? Yıllardır ellerinde seyyar tezgâhlarıyla şehrin birer simgesi haline gelen sokak satıcıları ucuza lezzetli yemek isteyenlerin imdadına koşuyor.
DOĞU'DA YEMEĞİN TADI SOKAKTA ÇIKIYOR
Sokak lezzetleri, yıllarca ülkemizde hor görüldü ve fast food kültürü yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Oysa Singapur, Hong Kong ve Tayland gibi hijyene önem veren toplumlarda, yemeğin tadı sokakta çıkıyor.
Turistlere de yemek için, sokak satıcılarının bulunduğu bölgeler tavsiye ediliyor. Aslında sokak satıcıları yıllardır aynı yemeği pişirdikleri için, o alanda uzmanlaşıyor. Sürekli aynı mahallede yemek sattıkları için de kullandıkları malzemeye ve hijyen koşullarına dikkat etmeleri şart. Aksi takdirde aynı yerde barınabilmeleri imkânsız.
Sokak yemeklerinin bir diğer cazip tarafı ise hiç kuşkusuz fiyatları. Bir lokantada ödeyeceğinizden çok daha ucuza sokakta karnınızı doyurmanız mümkün.
Yayın tarihi: 8 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/08/pz/haber,4A979913B9B54565A31DE74F39B8A537.html
Tüm hakları saklıdır.