kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Bahçeli'den Erdoğan'a eleştiri

AA
Giriş Saati : 05.03.2009 18:04
Güncelleme : 05.03.2009 19:00
Yeni Haber
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında 2 dosyanın bulunduğunu belirterek, ''Sayın Başbakan bırak padişah olmayı da şu dosyalarla bu millete hesap ver. Birinci Recep Tayyip Erdoğan ve ikinci Recep Tayyip Erdoğan dosyası meclistedir. Gel mecliste dokunulmazlığı kaldır'' dedi.

Bahçeli, Uşak İstasyon Meydanı'nda partisinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, yerel seçimlerin AK Parti iktidarına ''çeki düzen vermek'' açısından önemli olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın, ''krizin ülkeyi teğet geçeceğini'' söylediğini ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

''Kavga, çatışma, 'al ananı git', diye hakaret dolu sözler yerine gel ekonomik, sosyal tedbirler alabilecek çalışmaları yürüt. Başbakanın krizin ülkeyi teğet geçmediğini halka anlatması gerekir. Sayın Başbakan bu gerçekleri bu necip milletten saklama. Bu millet ekonomik krizin yaratacağı büyük bunalımların farkında. Eğer krizi teğet olarak görüyorsan gerçeği saklıyorsun. Yandaşlarının sahip olduğu zenginliğe bir şey olmuyor diyorsan doğrudur, oraya az bir şey dokunarak geçtiği anlaşılıyor.

Bugün dolar 1,7'yi aşmış, dün 1,3'den dolar almışsanız, servet sahibi yapmışsanız... 15 gün içinde her dolar başına 40 kuruş para kazanan insanlara teğet de olur, yel gibi de gelip geçer. Ama garip yoksul öyle değil. Yoksulluk sınırının altında bu ülkede milyonlar yaşıyor. Sayın Başbakan, sen kendi çevrene bakıp oluşturduğun yandaş zenginlerle Türkiye'yi değerlendirmeye kalkma. Bugün Türkiye'de uygulanan ekonomi politikasının sonucu budur. Zenginlik yandaşlara, yoksulluk vatandaşlara politikasıdır. Gün olur Cenabı Allah, bu milletimiz MHP'ye tek başına iktidar olmayı nasip ederse, iktidardaki her günün hesabını adalet, yargı önünde sormazsam namert olayım diyorum.''

''DOKUNULMAZLIĞI KALDIR''

Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da katıldığı toplantıda asılan pankartı hatırlatan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Zaten okyanuslar ötesindeki ülkeler, Avrupa'dakilerle Orta Doğu'da eş başkan oldun. Davos'ta fatih oldun. Geldin Türkiye'de Arap ülkeleriyle görüşmelerde şeyhülislam oldun. Şimdi de padişah olduğun söyleniyor. Bu kadar sağından solundan paye biçenlere 'durun oğlum ne yapıyorsunuz ayağımı yerinden kesip beni uçuracak mısınız' diye bir ikaz yapmadın. Şimdi de padişah gibi yürümeye başladın. 1. Recep Tayyip Erdoğan dönemi olmuş. Şimdi ben bir dönemden daha bahsediyorum. Bunu da incelemek lazım.

Sayın Başbakan, Başbakan olduktan sonra savcılık ve Adalet Bakanlığı aracılığıyla Başbakanlığa gelen bir dosyayı kendi imzasıyla TBMM'ye göndermiştir. Yani kendisini ilgilendiren bir dosyaya Başbakan olarak imza atıp TBMM'ye göndermiştir. Şimdi bu iki dosya mecliste duruyor. Birinci Recep Tayyip Erdoğan dosyası. Dosya no 3/127. Suç içeriği görevi ihmal. İkinci Recep Tayyip Erdoğan dosyası. Dosya no 3/132. Suç içeriği zimmet, evrakta sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak. Şimdi sayın Başbakan bırak padişah olmayı da şu dosyalarla bu millete bir hesap ver.''

Bahçeli, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyerek, şöyle devam etti:

''Kaldır dokunulmazlığı. 'Bir siyasi parti liderinin elinde bir kırmızı dosya var' diyor. 'Bu dosyadan kırtasiyecilerde çok' diyor, 'isteyen alabilir' diyor. Doğrudur dosyanın içeriğine değil rengine bakıyorsan kırtasiyecilerde laciverdi de siyahı da kırmızısı da var. Şimdi sen kırtasiyecideki dosyayı bırak da kendinle ilgili olan birinci Recep Tayyip Erdoğan ve ikinci Recep Tayyip Erdoğan dosyası meclistedir. Gel mecliste dokunulmazlığı kaldır öyleyse.''

Devlet Bahçeli, AK Parti'nin tek alternatifinin MHP olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Yerel seçimler AKP iktidarına çeki düzen vermek, Başbakanı olumsuz tavır ve üsluptan kurtarmak, Türkiye'nin gerçeklerine döndürmek açısından son derece önemli. Bu seçimde sandığa gittiğinizde bu uyarıyı millet olarak yapınız. Demokrasi içerisinde çözüm bulmak yine demokrasideki bazı kurumlar aracılığıyla olmalıdır. AKP'nin tek alternatifinin MHP olduğunun işaretini vermenizi istiyorum. Öyleyse sandığa koşun, 3 hilali bulun, mührü alın, 3 defa millet için, ülke için ailem için vurun.''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Sivas'tan öteye gidemeyen partiler'' ifadesini kullandığını belirterek, ''Ne demek istiyorsun? Sivas neresidir, Sivas'tan ötesi neresidir? Senin dilinin altında hangi bakla var kalk onu söyle'' dedi.

Bahçeli, Uşak İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, seçimlerde herkesin sandığa gitmesini isteyerek, yüksek katılımlı seçim gerçekleştirilirse meşruiyet tartışmalarının başlamayacağını ve kim seçilirse seçilsin milletin ona saygı duyacağını söyledi.

Son dönemde ''insanların hür iradesine ambargo koyma geleneğinin yaygınlaştığını'' savunan Bahçeli, gıda maddelerinden çamaşır makinelerine kadar her şeyin dağıtıldığını, yoksulların istismar edildiğini, yoksulların bir paketle kandırılarak siyasi kültürün çürütüldüğünü ifade etti.
Bu tür uygulamalara herkesin tavır koyması gerektiğini belirten Bahçeli, ''Sandığa gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyun, hangi partiye oy vermeyi düşünüyorsanız ona oy verin. MHP olarak da mührünüzü 3 hilale vurun diyoruz'' dedi.

AK Parti iktidarının halkın çoğunluğunun verdiği yetkiyi iyi kullanamadığını ileri süren Bahçeli, şöyle konuştu:

''Ülkemiz bugün çok büyük bir bunalımın içindedir. Her alanda bunalım gittikçe yayılmakta ve derinleşmektedir. Bu, AKP zihniyetinin acemi ve aceleci, teslimiyetçi, ekonomide 'sat kurtul' milli meselelerde 'ver kurtul', kendi yandaşlarına 'kazan kazan' ilkesiyle ortaya koymuş olduğu bir yönetim anlayışının tabii sonucudur. Bunu yaparken bir de strateji takip etmektedir. Bu oyuna düşmemek lazımdır. Kendisine milletimizin teveccühüyle yönelmiş oyları bir arada tutabilmek için bir gerilim stratejisi takip etmekte, bu gerilim stratejisiyle bir cepheleşme, kamplaşma ve ayrışma alanları ortaya koymakta ve bu cepheler, kamplar arasında, ayrışmalar arasında bir çatışma ve kavgayı körüklemekte...

Onun için ilerici gerici, laik laik olmayan, dindar inanmayan veya 36 etnik bölünme, etnik ayrım, vesaire ile Türkiye'de bin yıllık beraberliği, kardeşliği zedeleyen, sosyal dokuyu parçalayan bir yanlışın içerisine girmiş bulunmaktadır.

Bunu yaparken şuurlu hareket ettiği kanaatindeyim sayın Başbakanın. Yeri olsun olmasın meydana çıkıyor 36 tane etnik unsur sayıyor. Niye yapıyorsun bunu Sayın Başbakan? Bu ülke Osmanlı'dan kalan bir ülkedir. Bu ülke 24 milyon kilometre kare toprak alanında birçok milletin bir araya gelerek oluşturduğu imparatorluktan en son elimizde kalandır. Devletleri olmasına rağmen bu ülkede yaşayan, Osmanlı'dan kalan kardeşimiz vardır. Milli azınlıklar vardır. Şimdi Başbakan işi gücü bırakıp her zaman Türkiye'yi 36'ya bölmekten ne istiyorsun? Bu ülkeye kardeşliği, birlik beraberliği niye çok görüyorsun? Bir bölen olarak, bay bölen olarak, eğer Türkiye'nin bu sosyal dokusunu karıştırır, kaşır, ayrımcılık yapar, körükler, kışkırtıcılıkla milleti birbirine olan sevgiden uzaklaştırır ve herkesi birbirine asıp, kırarsan bunda önce siz, arkanızdan AKP, arkanızdan da büyük Türk Milleti zarar görür. Onun için AKP'ye oy veren vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Partinize sahip çıkınız, liderinize bir çeki düzen veriniz.''

''TÜRKİYE ÜZERİNDE BİR SENARYO...''

Türkiye'de ''bölünmenin tahrik edildiğini'' ifade eden Bahçeli, zaman zaman bazı haritaların ortaya çıktığını, sınırların çizildiğini, ''Sivas'ın kıvrılarak aşağıya doğru eklendiğini'', doğuda kalan bölüme başka bir isim verildiğini söyledi.

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şimdi Başbakan çıkıyor meydanlarda konuşuyor. Kendisinin de nereye, nasıl gittiğini, hangi güvenlik güçlerinin sayısını artırarak gittiğini biliyoruz. Fakat buna rağmen niye bunu yapıyorsun, bundan ne fayda görüyorsun? CHP 85 yıllık bir siyasi kuruluştur. Cumhuriyetle beraber ülkede vardır. MHP milli mücadeleden bugüne kadar fikren var, siyaseten de 40 yıldan beri var. Şimdi kalkıyorsun 'Sivas'tan öteye gidemeyen partiler' diyorsun, ne demek istiyorsun? Sivas neresidir, Sivas'tan ötesi neresidir? Senin dilinin altında hangi bakla var kalk onu söyle.
Hangi siyasi partiden olursak olalım bu ülke hepimizindir. Bu ülkede birlikte yaşamak varken, kaynaşmak, bütünleşmek varken, bu ülkenin zahmetini de nimetini de paylaşmak varken, bir oy uğruna memleketi bölerek her iki tarafta da sanki kendi varmış gibi bu şekilde hareket etmesi Türkiye üzerinde yapılmış olan bir senaryonun baş aktörü olarak yer almanın tabii sonucundan başka bir şey değildir. Yarın bu ülke bu Sivas'ın önünü de arkasını da sorar. Öyle gün olur ki bırak Sivas'tan öteye gitmeyi, siyasi hayatından dahi eser kalmaz. Sen bu milleti ne zannediyorsun sayın Başbakan?''

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın devletin imkanlarını kullanarak, ''sağdan soldan getirilmiş, bindirilmiş kıtalarla'' miting düzenlediğini öne sürerek, ''Zannediyor ki Türkiye'de sadece ben varım. Soruyorum Uşak'tan başka Kütahya burada mı? Afyon burada mı? Civar iller burada mı? Bu meydanda hangi yiğitler var Uşaklı'dan başka. Biz her ilde yağımızla kavruluyoruz'' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Sayın Başbakan Türk siyasetini, demokrasiyi geliştireceği yerde özel olarak yapmaya çalıştığı bazı tavırlarla ve konuşma üslubuyla siyasi kültürümüzü yozlaştırmanın gayreti içindedir'' dedi.

Partisince Uşak İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingde konuşan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın camekanlara bakıp okuyarak, nutuk attığını, ancak Türkiye'nin gerçeklerini anlatmadığını savundu.

Türkiye'nin nereye gittiğinin halka anlatılmadığını, Türkiye'de yalan, yoksulluk, yolsuzluk, ayrımcılık ve kışkırtmanın hakim olduğunu öne süren, Bahçeli şöyle konuştu:

''Sayın Başbakan Türk siyasetini, demokrasiyi, siyasi hayatımızı sağlıklı bir şekilde geliştireceği yerde, özel olarak yapmaya çalıştığı bazı tavırlarla ve konuşma üslubuyla siyasi kültürümüzü yozlaştırmanın gayreti içindedir. Kullandığı kelimeler Başbakana yakışmayan, halkımızın arasında konuşulmayan saygısızca, yalanla, karalamayla, iftirayla dolu kaba bir Türkçe ile argo kelimelerle meydanlarda sürekli kışkırtıcılık yapıyor. Tahrik ediyor, iftiralar atıyor ve bazı karalamalarla, hakaretlerle siyasilerin kendisine karşı bazı saldırılarda bulunmasını istiyor. Sonra da dönüyor kendisine biri bir şey söylemişse, onu ya adliyeye veriyor veya milletin huzuruna çıkıyor, sanki kendisi çok masum, temiz, safmış gibi yakınıp duruyor. Gizliden gizliye ağlayıp duruyor. Zaten bu mağduriyete, masumiyete sığınarak gizli gizli ağlayarak, milletin oyunu devşirmekten başka yaptığı bir şey yok. Şimdi sayın Başbakan kürsüde kalkıp bir ileri, bir geri konuşarak, camekanlara bakıp okuyarak, nutuk attığını sanıyorsun, ama Türkiye'nin gerçeğini anlatmıyorsun.''

EKONOMİK KRİZ İÇİN ''İSTİŞARE'' ÇAĞRISI

ABD'den başlayarak tüm dünyaya yayılan küresel krize de değinen Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın ekonomi kurmaylarını toplaması gerektiğini, Türkiye'deki değerli iktisatçı, bilim adamları, sanayici, işveren, esnaf temsilcileriyle istişare edilmesi gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, şunları söyledi:

''Sen gitmesen yakınların veya partililerin sık sık gidip geliyor. ABD'deki yangın yerinin Avrupa'ya yöneldiğini de biliyorsun. Çünkü Avrupalı dostların da şu an paketler hazırlıyor. Bu kadar sıkı fıkıyken Türkiye'ye bunun yansıyacağını nasıl bilmemezlikten gelirsin. İkide bir diyor ki 'bize bir şey olmaz olursa da teğet geçer' diyor. Sayın Başbakan bırak bu sözleri. Ekonomi kurmaylarını topla. Türkiye'deki değerli iktisatçı bilim adamlarını bir araya getir. Sanayiciyi, işvereni, esnafları, bunların değerli temsilcileriyle istişare et. Bu felaket Türkiye'yi sararsa, Türkiye çok büyük tehlikelerle karşı karşıya kalır.''

Krizin zil değil çan çalarak geldiğini, Başbakan Erdoğan'ın kürsülerde bunların üstünü argo kelimelerle kapattığını ileri süren Bahçeli, yapılacak çalışmalara siyasi partilerin de destek vereceğini kaydetti.

BANKALAR

Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, bankaların hortumlanmasından 57. hükümeti sorumlu tuttuğunu ifade ederek,konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Sayın Başbakan, zafiyete düşmüş, mevduatlarının sahiplerine ödeyemeyecek hale düşmüş bankaları kurtarmak için 57. Hükümet önemli tedbirler almıştır. Bu sebeple de çok sayıda bankayı kapatarak TMSF'ye devretmiştir ki ülkede sıkıntılar olmasın diye. Şimdi sağlam bankalar ortada kalmış. Biz çürükleri ayırdık, sağlamları da bankacılık reformu yaparak bu millete ekonomiye hizmet eder hale getirdik. Peki 6 yılda sen ne yaptın sayın Başbakan? Bankacılık alanında şu an 49 banka faaliyet göstermektedir, ancak yabancı banka sayısı 24'e çıkmıştır. Yani 24 tane bankayı yabancılara satmıştır. Arap şeyhlerine sattın. 11 milyon nüfusu olan Yunanistan bile gelmiş Türkiye'de banka satın alıyor ve aldığı bankalarla Trakya'da ve Ege Bölgesi'nde bazı çiftçilerimize hiçbir ipotek istemeden bol miktarda kredi dağıtıyor. Krediyi sonra ödeyememesi halinde tarlasına el koyarak, Yunanistan'ı bu yolla toprak genişletip daha da büyütmenin hesabını yapıyor bu bankalar. Bunu niye görmüyorsun?''

Bahçeli, mitingin ardından kara yoluyla Ankara'ya hareket etti.