kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mart 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Ağrıyı hafife almayın!

Giriş Saati : 02.03.2009 12:29
Güncelleme : 02.03.2009 22:39
Yeni Haber
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ağrı Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Atalay Arkan, insanın yaşam kalitesini düşüren ağrıların, farklı hastalıkların habercisi olabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Arkan, ağrıdan şikayet eden hastaların dikkatli şekilde muayene edilmesi gerektiğini belirtti.

Ağrı çeken kişilerin hastalık geçmişinin taranması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Arkan, ''Her ağrıyı hafife almamak lazım. Ağrının altında ciddi bir neden yatıyor olabilir. Ağrıyan bölgeye göre ağrı kesiciyle sorunu geçiştirmek büyük yanlış. Tedavide zaman kaybına neden olabilir'' dedi.

Çok sayıda ağrı tipi bulunması nedeniyle kimi zaman hasta şikayetlerinin yanlış yorumlanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Arkan, şöyle konuştu:

''Kimi durumlarda, hastanın ağrısına ruhsal şikayetler de eşlik edebiliyor. Yapılan yanlışlardan biri de ağrının psikolojik kaynaklı olduğu yargısına varmak. Hastaların mutlaka çok iyi şekilde dinlenmesi ve ağrı ünitelerinde takip edilmesi gerekiyor. Ağrının tarifi kişiye özgüdür ve her insanın ağrı eşiği farklıdır. Ancak hasta tarafından 'bıçak saplanır gibi', 'elektrik çarpması gibi' şeklinde tarif edilen ağrılara dikkat edilmeli. Hasta mutlaka doktora başvurmalı. İnsanın yaşam kalitesini düşüren ağrılar, hastalık habercisi olabilir. Ağrının bir süre devam etmesi halinde sağlık kuruluşuna gidilmeli. Ancak en ufak bir ağrıda hastaneye koşmak da yanlış. Günlerce devam eden ya da tahammül edilemeyecek hale gelen ağrıda mutlaka hekime başvurmak gerekiyor.''

''AĞRI KESİCİLERİN YAN ETKİLERİNİ DİKKATE ALIN''

Prof. Dr. Arkan, Türkiye'de ilaç kullanma alışkanlığının çok yüksek olduğunu, özellikle ağrı hallerinde ilk akla gelenin ilaç almak olduğunu belirtti. Ağrı kesiciye başvurmadan önce dikkatli düşünülmesini isteyen Prof. Dr. Arkan, şunları kaydetti:

''Ağrı kesici kullanımında büyük yanlışlar var ve bunları hepimiz yapıyoruz. Evlerimizde yığınla ağrı kesici ilaç var. Gelişigüzel ilaç kullanımı yanlış. Ağrı kesicilerin yan etkilerini dikkate almak lazım. Özellikle, sindirim sisteminde hasara neden oluyor. Mukozada kanamaya neden olabiliyor. Aç karnına tüketilen ağrı kesicilerin zararları var. Düzensiz kullanım ve uzun süreli kullanıldığında ise böbrek, karaciğer fonksiyonlarında bozulmalara yol açabiliyor. Ağrının nedeni belirlenmeden ağrı kesiciye başvurmamak gerekiyor. Ağrı çeken kişilerin öncelikli olarak istirahat, krem ilaçlar, masaj uygulamalarını denemelerini öneriyoruz. Tedavi, ağrının türüne göre değişir. Gelişigüzel ağrı kesici kullanılmamalı.''

Prof. Dr. Arkan, DEÜ Tıp Fakültesi ağrı ünitesine 2008 yılında 5 bin 86 hastanın başvurduğunu, yataklı tedavi imkanı bulunan birimde ağırlıklı olarak bel ve eklem ağrısı şikayetleriyle karşılaşıldığını sözlerine ekledi.

(AA)