kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mart 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Ruhları ele geçirmek!

Birliğini sağlamış Almanya'nın "yeni emperyalist" olarak finansal sermayesini ve askeri gücünü büyüttüğü...
Ama dünya sahnesinde geç kaldığı için sömürge sıkıntısı yaşadığı...
Bir yandan büyük bir savaşa, dünyaya yayılacak bir Avrupa hesaplaşmasına hazırlanırken bir yandan da içeride "devrim, direniş, halk muhalefeti endişesi" yaşanan yıllar.
Dermansız Osmanlı'yı da nihai yıkıma çekiştirmesine çeyrek kala.
Almanya Şansölyesi Bülow tarihin en önemli (acı) gerçeklerinden birini talimat olarak buyuruyor:
"İşçilerimizin ruhlarını ele geçirmek için hiç durmadan çabalamalıyız."
"Ruh ele geçirmek"... belki aşkın haşin bir tarifi bile olabilir.
Bir diğerinin ruhunun fethi... Şansölye'nin de dediği gibi "hiç durmadan çaba" gerektirebilir.
Lakin şansölyelerin, devletlerin, orduların genellikle aşka vakti yok!
O yüzden, kastedilen başka bir şey gülüm!
Tarih, sadece zor, açık tahakküm, doğrudan baskı ile yazılmış bir karalama defteri değil.
Demokrasi bir yana; mutlak rejimler dahi, "bir yere kadar", büyük ölçüde "ikna, rıza ve ruhların ele geçirilmesi" meselesi.
Kitleleri sürüklemek de, sürüleştirmek de, sakinleştirmek de, kıpırdamaz hale getirmek de...
Bazen coşkulu, bazen sükûnet içinde rıza, onay, "ruh teslimiyeti" gerektiriyor.
İnsanların, kitlelerin ele avuca sığmaz biçimde sabunlaşmaması, belli kalıplar içinde tutulması gerekiyor.
Bunun için her zaman "kitlelerin nabzına şerbet" de şart değil; damarlara bazen "kan, kin, öfke, nefret, şiddet coşkusu" zerk ediliyor.
Bazen de, "satın alma, halkla ilişkiler, medya manipülasyonu, propaganda, korkular, endişeler" ruhları esir alan kurşun askerler.
Aksi takdirde;
İnsanlar insanlıklarıyla alay edilmesini bu denli kolay kabullenmezdi.
İnsanlar az sayıdaki güçlünün buyruklarında kuyruklaşmaya katlanamazdı.
İnsanlar paranın kudreti karşısında küçülmeyi hazmedemezdi.
İnsanlar muhakeme etmeden, itiraz etmeden oradan oraya sürüklenmezdi.
Güç, otorite, tahakküm; o yüzden sadece fizik meselesi değil...
Çoğu zaman, "ruhların ele geçirilmesi" kabiliyeti.
Toplumların ve bireylerin, vicdan ve akıl bağımsızlığının yıkılıp onların sömürgeleştirilmesi.
Hikâyelerimizin çoğunun özü, esası, bam teli, ana fikri bu.
Ele geçirilmiş ruhların vicdan ve aklı da zincirlemesinin, köleleştirmesinin ve köleliğinden utanmayanlara özgürlük hissi verip coşturmasının "organize" işi bu.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın