kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Dünyanın en prestijli 'havayolu ittifakı' Star Alliance'a katılan THY, yaşanan son kazayı hiç beklemiyordu.

Gökyüzünde kaza riski azaltılabilir mi?

KAYA GENÇ
27.02.2009
Amsterdam'daki uçak kazası, uçuş güvenliğiyle ilgili soruları yeniden gündeme getirdi. Kaza riskini azaltacak önlemleri, kazaların hangi kritik anlarda gerçekleştiğini, 'önemli olan iyi havayolu şirketi mi, pilot mu?' sorusunun cevabını araştırdık ..
Çarşamba günü Amsterdam'da yaşanan kaza hepimizi üzdü ve korkuttu ve uçuş güvenliği konusunu yeniden düşünmeye itti. Pek çok kişi "uçağın neresinde otursam hayatta kalma şansım artar?" diye düşündü, bu işin uçak şirketleriyle mi, inilen pistlerle mi, pilotlarla mı, hava şartlarıyla mı daha çok ilgili olduğu tartışma konusu oldu. İşin aslı şu ki, bir uçağın düşmesi çoğunlukla bir dizi yanlışlık ve tersliğin sonunda oluyor. Yani uçaklar tek bir nedenden dolayı değil, bir sorunun sebep olduğu zincirleme problemler yüzünden düşüyor. 1950 ile 2008 arasını kapsayan bir araştırmaya göre pilot hatasından kaynaklanan kazalarda azalma var. 1950'lerde kazaların yüzde 40'ı pilot hatasından kaynaklanırken bu oran bugün yüzde 25'e düşmüş durumda. Ama zaten pilot hatası deyince de bunun hava şartlarıyla, mekanik sorunlarla bağlantısını da kurmak gerekiyor. Yani kötü hava ve kötü bakım, normalde bir hatayı yapmayacak pilotu gafil avlayabiliyor.

HATAYI BULMAK YILLAR SÜRER
Peki THY uçağı? Bir kazanın gerçekleşme mekanizmasını çözmek bir iki günde değil, çoğunlukla aylar, yıllar sonunda alan bir süreç. Bunun için araştırmacılar uçağın tarihçesini, kazanın yaşandığı dönemdeki teknik profilini, teknik ekibin bakım raporlarını, kuleyle uçak arasındaki iletişimi ve günün hava şartlarını inceleme amaçlı olarak bir araya getirip yeniden yaratıyor ve yola buradan devam ediyor.

BOEING ARAŞTIRMASI ŞAŞIRTIYOR
Hava şartları ve mekanik sorunlar eklendiğinde pilot hatası yüzde 45'lik bir bölüm oluşturuyor 21. yüzyıl kazalarında. Uçağın donanımından kaynaklanan kazaların oranı ise yüzde 28. Boeing firmasının hazırladığı, ticari uçak kazaları hakkındaki bir araştırma ise çok daha ilginç veriler içeriyor. Buna göre bir buçuk saatlik bir uçuşta kazaların yüzde 17'si uçak henüz pistten ayrılmadan gerçekleşiyor. Ölümcül kazaların yüzde 25'i ise uçak ilk havalandığı sırada gerçekleşmiş. Bununla karşılaştırıldığında asıl uçuş süresi boyunca kaza yaşanma oranı ise çok düşük. Ölümcül kazaların yüzde 12'si bu esnada gerçekleşiyor, pilotların 'alçalıyoruz' dediği an ve ilk alçalıştan itibaren kaza riski artıyor. Kazaların yüzde 51'i, evet, yani yarısından çoğu piste inişte gerçekleşiyor. Peki uçtuğumuz havayolu şirketinin kalitesi ve aldığı güvenlik önlemleri hayat kurtarmada ne kadar etkili? OAG şirketinin 1989-2008 arasındaki dönemi baz alarak yaptığı araştırmaya göre dünyanın en iyi ilk 25 uçak şirketiyle uçarken ölme ihtimali 13.57 milyonda birken, en kötü 25 uçak şirketinin yolcuları için bu oran 1.13 milyonda bir. Yani arada yaklaşık 13 kat fark var!

YENİ ŞİRKETLER DAHA MI GÜVENLİ?
Bazı havayolu şirketlerinin uçuşlarında bugüne dek tek bir yolcu dahi ölmemiş. Doğru tahmin ettiğiniz gibi bunlar yeni şirketler, uçuş tarihçeleri büyük şirketlere göre oldukça kısa. Bunlar arasından 1987'de kurulan Atlantic Airways, 1995'te hayata geçen 'ucuz uçuş' şirketi EasyJet, bir başka ucuz şirket Ryanair ve Richard Branson'ın 1984'te kurulan Virgin Atlantic'i var. 52 yıllık Austrian'ın dikkat çektiği listede Türkiye'den Onur Air ve Pegasus da var.