kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
23 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Erdoğan: Baykal ile Bahçeli Mardin'in yolunu bilmez

AA
Giriş Saati : 23.02.2009 15:03
Güncelleme : 23.02.2009 17:38
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Baykal kaç kez geldi Mardin'e. Sayın Bahçeli kaç kez geldi Mardin'e. Bunlar Mardin'in yolunu biliyorlar mı?. Bunlar, Mardin'in yolunu bilmiyorlar ki nasıl gelsinler" dedi...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ben burada söz veriyorum; sayın Baykal, sayın Bahçeli, diğerlerini konuşmaya gerek yok. Şunu söylüyorum; Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım'' dedi.

Erdoğan, partisinin Mardin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, Mardin'e üniversite sözü verdiklerini ve bunu yerine getirdiklerini söyledi. Erdoğan, ''Şu anda bir Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması için çalışma yapılıyor. Bununla da kalmıyor, üniversite bünyesinde bir Süryani Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması için de çalışmalar sürdürülüyor. Şu anda sadece İngiltere'de Oxfort Üniversitesinde böyle bir bölüm var. Artık Mardin'de de olacak, ardından Arapça, Farsça gelecek'' diye konuştu.

İşsizlik konusuna değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bakınız işsizlik Türkiye'de AK Parti iktidarının dönemi midir? Biz göreve geldik, Türkiye'de işsizlik oranı 10.7 idi. Şimdi ABD'den gelen bu dalga tabiki bizi de biraz rahatsız etti, bir iki puan, üç puan arttı, neyse... ABD dört, beş puan, Avrupa'da hakeza öyle, hepsi buna tedbir almaya çalışıyor. Bunlar ortada iken kalkıp durmadan, ikide bir bunu gündeme getirmek, sadece bunun üzerinden siyaset yapmaktır.
Ben burada söz veriyorum; sayın Baykal, sayın Bahçeli, diğerlerini konuşmaya gerek yok. Şunu söylüyorum; Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım. Bu kadar açık söylüyorum. Ama çözüm üret. Eğer çözümün yoksa lüzumsuz yere konuşma. Zaten 29 Martta boyunun postunun ölçüsünü alacaksın.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bunlar Ankara'ya mahkum siyaset yaparlar, Ankara'nın dışına çıkamazlar. Hep seçimden seçime, televizyonlarda konuşur bu beyler. Şimdi beni de televizyona davet ediyor. Mardin'e gel Mardin'e. Bırak televizyonu. Bak oy buradan çıkıyor'' dedi.

Erdoğan, partisinin Mardin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Mardin'in yüzü gülsün, çehresi değişsin diye yola düştüklerini belirterek, hiç kimsenin kendilerini diğer siyasi partilerle karıştırmaması gerektiğini, onlara benzemediklerini söyledi.

Mardinli telkari ustalarının emeğin, göz nurunun ne olduğunu bildiklerini ifade eden Erdoğan, onların gümüşü ince ince işlemesi gibi kendilerinin de Türkiye'nin her şehrini, beldesini, köyünü, mezrasını ince ince, nakış nakış işlediklerini, geleceğe hazırladıklarını dile getirdi. Mardin için AK Parti iktidarı ve belediyeleri olarak, çok şey yaptıklarını, Mardin'in bugün sadece Türkiye'nin değil, dünyanın yıldız şehirlerinden biri haline geldiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Mardin adı artık bugün Kudüs'le, Venedik'le birlikte dünyanın en tarihi şehirleri arasındaki haklı yerini aldı. 2002 yılında bundan yaklaşık 6.5 yıl önce Mardin'i ziyaret eden yerli yabancı turist sayısı neydi biliyor musunuz, 50 bin. 2008 yılında bu sayı ne oldu, 900 bin kişiye ulaştı. Sayı tam 18 kat arttı. 2009 yılında tahminimiz 1 milyon 200 bin ziyaretçi. Mardin bu seviyeye nasıl geldi, bu rekoru nasıl kırdı? Mardin bu seviyeye huzurla, istikrarla, güvenle geldi. Mardin bu güven, barış, kardeşlik ortamının tesis edilmesiyle geldi. Mardin bu seviyeye çalışan, üreten, iş bilen, ufuk sahibi, vizyon sahibi idareciler sayesinde geldi. Mardin, inşallah çok daha fazlasını başaracak, bugün ulaştığı seviyelerden çok daha yükseklere ulaşacaktır, bundan endişeniz olmasın.''

Erdoğan, Mardin'in 7 bin yıldır kardeşliğin, barışın, hoşgörünün şehri olduğununa dikkati çekerek, dünya üzerinde bir Ortodoks kilisesiyle bir Katolik kilisesinin bitişik duvarlarla, sırt sırta yükseldiği başka bir şehrin bulunamayacağını söyledi.

''Mardin bizim sevgi, hoşgörü, barış medeniyetimizin abidesidir'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu altyapıyla Medeniyetler İttifakı'nda İspanya ile eşbaşkanlık yaptığını anlattı. Erdoğan, ''Türkiye'de bu altyapı var. Türkiye'nin insanı, barıştan, hoşgörüden yana. Bunu bildikleri için bu görev bize verildi. Ulucami'den, Kasımiye Medresesi'nden aldığımız mesajla, Deyrulzafaran Manastırı'ndan, Mor Gabriyel Manastırı'ndan gördüklerimizle, medeniyetleri buluşturmaya çalışıyoruz'' dedi.

Bunun için dünyadaki haksızlığa, zulme karşı tutarlı bir tavır sergilediklerini belirten Erdoğan, insanlık vicdanının ortak diliyle konuştuklarını, Gürcistan'da, Gazze'de, Azerbaycan'da barışın yanında olduklarını, Ermenistan'da, Azerbaycan-Ermenistan arasında uzlaşmanın yanında, Ortadoğu'da barışın yanında olduklarını kaydetti. Erdoğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un ''Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem'' şiirini okuyarak, ''Bizler tarih boyunca zalimlerin karşısında durmuş, mazlumun yanında yer almış bir ecdadın torunlarıyız. Dolayısıyla Selçuklu'da, Osmanlı'da, Cumhuriyetimizde bunu görürüz, bundan sonra da bu yolda devam edeceğiz'' diye konuştu.

''DÜNYANIN 5 KITASINDA KONUŞULUYOR''

Erdoğan, bir yandan AB yolunda kararlılıkla ilerlerken hukuk, özgürlükler ve insan hakları noktasında Avrupa standartlarını Türkiye'ye taşıdıklarını, bir yandan BM Güvenlik Konseyi'nde küresel barışa hizmet edildiğini vurguladı.

Türkiye'nin 41 yıldır BM Güvenlik Konseyi'ne üye olamadığını ancak iktidarları döneminde 150 ülkenin desteğiyle birinci turda Türkiye'nin geçici üye olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Artık Türkiye dünyanın 5 kıtasında konuşuluyor. Dünya genelinde Türkiye örneği, başarısı konuşuluyor. Kabil'den Brüksel'e, Sana'dan Beyrut'a, Kahire'den New York'a, Ottawa'ya kadar Türkiye'nin barışa yaptığı katkılar konuşuluyor. Benim her bir vatandaşım, kardeşim, yurt içinde, yurt dışında alnı ak, başı dik şekilde gururla geziyor. Benim her bir vatandaşım Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu artık gururla taşıyor. Türkiye bu noktalara geldi. Allah'ın izniyle daha da ileri seviyeleri yakalayacak, çok daha büyük hedeflere hep birlikte ulaşacağız. Birliğimizi, bütünlüğümüzü muhafaza ederek çok daha güzel günlere birlikte erişeceğiz. Aramıza nifak sokmaya, bizi birbirimize düşürmeye, kardeşliğimizi sabote etmeye çalışanlara tek ses, tek yürek olarak en güzel cevabı vereceğiz.

Mardin'in yaşadığı değişimi görüyorsunuz, el birliği, gönül birliği, kader birliği yaptık. Mardin'i Mardin'le birlikte 81 vilayetimizi, Diyarbakır'ı, Hakkari'yi, Van'ı, Muş'u, Bitlis'i güvene, istikrara, gelecek umuduna kavuşturduk ve kavuşturmaya devam ediyoruz.''

''RAHATSIZ OLUYORLAR''


Erdoğan, Ankara'nın Mardin'e bin kilometre değil, binlerce kilometre uzaklıkta olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Ankara Mardin'e 81 vilayetimize duyarsız, kör, sağırdı. Bu milletin, halkın talepleri, arzuları, ihtiyaçları, Ankara'nın kör, sağır duvarlarını aşamıyordu. Tüm o duvarları yıktık. Senlik, benlik kavgasını elimizin tersiyle ittik. Ankara bugün yanı başındaki Kırıkkale'ye ne kadar yakınsa, Hakkari'ye, Mardin'e, Edirne'ye, İzmir'e o kadar yakın. Ankara artık Mardin'e çok daha yakın.''

Erdoğan, partililerin ''Vur vur inlesin, Baykal dinlesin'' sloganları üzerine, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Vurmayalım, gerek yok. Biz barışı, sevgiyi, kardeşliği konuşuyoruz. Zaten siz sandıkta gereğini yapıyorsunuz. Bakın, 'TRT bu bölgedeki kardeşlerimin ihtiyacına, arzularına cevap verecek dedik'. TRT 6 kanalı 24 saat artık Kürtçe yayına başladı. Buna karşı çıktılar. CHP'si, MHP'si, DTP'si. Her türlü yeniliğe, her türlü reforma, milletimin her türlü ihtiyacına karşı çıktıkları gibi, buna da karşı çıktılar. Bunlar hareket eden, kımıldayan, kıpırdayan her şeyden rahatsız oluyorlar. Millet adına her türlü değişimden, reformdan, millet adına her türlü yenilikten rahatsız oluyorlar. Bunlar statükonun değişmesinden, istismar alanlarından, özellikle onların ayaklarının altından kaymasından da rahatsız oluyorlar.

Yol yapıyoruz rahatsız oluyorlar, köprü, hastane yapıyoruz rahatsız oluyorlar. Köylere, şehirlere su götürüyoruz, okul, üniversite yapıyoruz rahatsız oluyorlar. Türkiye özgürleşiyor, büyük ülke haline geliyor, büyük düşünüyor rahatsız oluyorlar. Kardeşliğimiz pekişiyor, ortak heyecanlarımızdan, coşkumuzdan, vizyonumuzdan rahatsız oluyorlar. Şu Mardin gelişiyor, güzelleşiyor bundan bile rahatsız oluyorlar. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Reformlara, Türkiye'yi büyütmeye devam. Sofradaki ekmeğimizi büyütmeye devam, Mardin'i büyütmeye devam. Durmak yok, yola devam.''

''NİYE BURALARI TANIMAZLAR''

Erdoğan, kendilerine küçük düşünmenin yakışmayacağını belirterek, şöyle konuştu:

''Onun için diyoruz ki sen Türkiyesin, sen Mardinsin. Düşünün, Mardin tarihteki en eski üniversite şehirlerinden biri. Bunu biliyor musunuz? Peki, bugüne kadar gelen iktidarlar özellikle CHP diyor ki, Meclis'te şöyle konuşurlar: 'Biz, Cumhuriyetin kuruluşundan daha eskiyiz.' Eskisin de bu ülkede ne yaptın, önce onu söylesene. Soruyorum sizlere Sayın Baykal, şu Mardin'e kaç kere geldi? Hiç geldi mi, yolunu biliyor mu? Peki Sayın Bahçeli hiç buralara geldi mi? Peki, bu ülke, 780 bin kilometrekarelik bu topraklar, bunların hizmet vermesi gereken yerler değil mi? Niye buraları tanımazlar.

Bunlar, bu ülkenin iktidarına talip değil mi? Bu nasıl siyaset ya? Siyaset sadece Türkiye'nin birkaç tane ilinde mi yapılır? Bunlar Ankara'ya mahkum siyaset yaparlar, Ankara'nın dışına çıkamazlar. Onun için nereden bilecek de gelecek buraya üniversite kuracak. Hep seçimden seçime, televizyonlarda konuşur bu beyler. Şimdi beni de televizyona davet ediyor. Mardin'e gel Mardin'e. Bırak televizyonu. Bak oy buradan çıkıyor.''