"İngiliz Kemal Lawrence'e Karşı" filmiyle başladığı sinema yaşamını Erol Günaydın ve Nejat Uygur ile oynadığı "Beyaz Melek" ile noktaladı. TÜRSAK'ın Komedi Filmleri Festivali'nde Onur Ödülü'ne değer görülen Özcan, sinemayı sevememişti: "Benim çalışma sistemime, tiyatrodaki alışkanlıklarıma uymayan bir sistem. O yüzden sevmedim..."
'Benim için tiyatro amansız ama güzel bir hastalıktı'
KÜLTÜR SANAT
18.02.2009
Tiyatro dünyasının ustası Gazanfer Özcan için tiyatro 'amansız bir hastalık' gibiydi. "Ama güzel bir hastalık" demişti gülerek Gazanfer Özcan daha geçen yıl. 78 yıllık yaşamında onlarca oyunda rol almıştı. 1962'de hayat arkadaşıyla birlikte Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nu kurması hayatının önemli dönüm noktalarından biriydi. Gazanfer Özcan, 1931'de İstanbul'da doğdu. Üsküdar ve Kuledibi'nde geçen ilköğretim hayatından sonra lise yıllarında oynadığı 'Hissei Şayia' adlı oyundaki Bican Efendi rolüyle tiyatroya sevdalandı ve akabinde de soluğu 1949'da İstanbul Şehir Tiyatroları'nda aldı. Sonra da Gönül Ülkü ile 1962'de kendi tiyatrolarını kurdular. 'Canım Cennette', 'Yabancı Olduk', 'Ceza Kanunu', 'Hacamat Niyazi', 'Aşk Memuru', 'Aşk Çorbası', 'Milyonluk Valiz'in de aralarında olduğu sayısız oyunda, kimi zaman Adile Naşit, Selim Naşit, Sümer Tilmaç ama her zaman Gönül Ülkü ile sahneye çıktı. Oyunlar genellikle komediydi. Ama farklı bir tarzı vardı. "Politik espri yapmadık, belden aşağı konuşmadık. Böyle bir güldürü anlayışımız vardı. Bu bizim için kural oldu" diyerek bu farklı tarzını dillendirmişti. Özcan, 1952'den 2007'ye kadar toplam 32 filmde de rol aldı. 1983'te 'Kuruntu Ailesi' tek kanallı Türkiye'de yayına girince o 'Hüsnü Kuruntu' olarak hepimizin babası oldu adeta. Dizi 16 yıl sürdü. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını alan Gazanfer Özcan yıllar sonra 'Komiser Şekspir' filmiyle sinema tekrar dönünce o babayı yeniden hatırladık. Arkasından atv'nin 'Avrupa Yakası'nda Tahsin Sütçüoğlu ile iyice kanıksadık o baba hallerini. Aslında bu karakterlere yabancı değildi. Kendi babasından esinlenmişti. Bunu da söylemişti: "Kuruntu ailesindeki baba, benim kendi babam. Ondan esinlenerek yaptım. Avrupa Yakası'ndaki baba da onun alafrangası. Onlarla özdeşleştim ben."