- Hrant Dink cinayeti de pek çok faili meçhul gibi Ergenekon örgütlenmesiyle mi alakalı? - Ergenekon 'TSK bünyesinde faaliyet gösteren bir örgüt' olarak geçiyor. Ana gövde orada yani. 1999 yılında bu yapıya birtakım sivil ayaklar da eklenmiş. Bunlar Türkiye'nin tehlike altında olduğunu, dış güçler tarafından işgal edildiğini söyleyip, Ermeni düşmanlığı ve misyonerlik çalışmaları konusunda propaganda yapacaklar, psikolojik bir savaş yürüterek ortam hazırlayacaklar falan... Bunlar Hrant Dink cinayetine hazırlık süreciyle çok paralel. Çünkü Hrant hakkında şikayette bulunanlar, duruşmalara gelenler, Hrant'ı hedef olarak gösterenler, Hrant'ı yalnızlaştıranlar, Hrant'a husumet beslenmesini sağlayanlar isim isim belli. Bunlar Hrant'ın duruşmalarına geldikleri için, müdahil dilekçeleri verdikleri için isimleriyle, dilekçeleriyle mevcutlar. Ve bunların bir kısmı şu anda Ergenekon davasından tutuklu zaten. - Son gözaltılarda ortaya çıktı ki, Sivas'ta gözaltına alınan şüphelilerden bazıları da Sivas Ermeni Cemaati temsilcisine suikast yapmayı planlıyormuş. Ergenekon'daki gözaltılar bir hukukçu olarak size ne ifade ediyor? - Türkiye'de yıllardır karanlık güçlerden ya da derin devletten şikayet ederiz ve hep deriz ki "Türkiye temizlenmeli, ah nerede İtalya'daki gibi bir savcı?" O nedenle bu konuda eğer bir adım atılmışsa şahsen ben hem bir hukukçu, hem de bir insan olarak bu adımı desteklerim. Ancak hatalı gördüğüm ve eksik gördüğüm noktalarda sesimi çıkarırım elbette. - Var mı bu işte hata ve eksik? - Bu soruşturmanın siyasi hesaplarla manipüle edilmesinden korktuğum için hukuk yolunda yürümesini isterim, bunun tüm o faili meçhullere, Susurluk'a ulaşacak kadar ciddi bir biçimde yürütülmesini talep ederim. Ayrıca somut bilgi ve delillerin konmasını isterim. Mümkün olduğunca iddianamenin büyük ve profesyonel bir ekiple daha erken yazılmasını talep ederim. - Ergenekon soruşturmasına itiraz edenler de az değil; gerek usul yönünden gerek başka nedenlerle... Bu 'itirazlar' soruşturmanın cesaretle, kararlılıkla yapılmasını engeller mi? - Özellikle bir savcıya inanılmaz bir saldırı var; fakat bu savcı tek başına hareket etmiyor! Bir kere o savcı, arama, gözaltı gibi işleri mahkeme kararıyla yapıyor. Ayrıca, tutuklu bulunulan süre içerisinde; her ay, eğer dava açılmamışsa; mahkeme, talep olsun olmasın, resen tutukluların durumunu incelemek zorundadır. İnceleniyor ve tutukluluğun devamına karar veriliyor. Kuvvetli şüphe olmasaydı tahliye edilirlerdi. - Biraz müsaade etsinler diyorsunuz özetle... - Kesinlikle! Ama hatalar varsa hep birlikte bunu söyleriz, en azından bunun daha ciddi yürütülmesi gerektiğini talep ederiz. Öbür türlü bu yapı nasıl ortaya çıkarılacak?
Yayın tarihi: 15 Şubat 2009, Pazar Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/15/pz/haber,C1696F23BF7A4805A8606D781C1C8563.html Tüm hakları saklıdır.