kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Şubat 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Jandarma, emniyet ve MİT birbirlerinden belge saklıyor

09.01.2009
- Şunu söyler misiniz bana; iş nerede tıkanıyor? Emniyette mi, yargıda mı, sistemden dolayı mı? - Hepsi! Çünkü devlet, kendi görevlisini mümkün olduğunca bu soruşturmaların dışında tutabilmek için birtakım mekanizmalar geliştirmiş. Örneğin 4483 sayılı, kamu görevlilerinin ve devlet memurlarının yargılanması hakkındaki yasa. Bu yasa, bu görevlileri koruyucu bir şemsiye olarak kullanılıyor. Oysa amacı farklı yasanın. İkincisi, soruşturulan kişilerin göreve devamları söz konusu. Bu nedenle bilgi ve belge ya kayboluyor ya da onlar yargılama makamına bilgi ve belge sundukları için aleyhlerine olan şeyi sunmuyorlar. Üçüncüsü, tüm açıklığıyla ortaya çıktı ki, devletin kolluk güçleri ve istihbarat kurumları birbirleriyle kavgalı! İnanılmaz bir çekişme var aralarında.
- Jandarma, emniyet ve MİT mi? - Evet, birbirlerinden bilgi ve belge saklıyorlar. Jandarma emniyetten bilgi saklıyor mesela; yasa gereği paylaşmak zorunda oysa.
- Bu durum Dink davasında daha da çok abartılıyor değil mi? - Elbette, Hrant Dink konusunda bunun üst seviyede olduğunu tespit ediyoruz. Bütün bunlara rağmen, belli davranış birlikteliği de tespit ediyoruz bu kurumlar arasında bütün bu kavgaya rağmen! Birincisi, Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisini almalarına rağmen hiç harekete geçmiyorlar, hatta bu bilginin üstünü örtüyorlar. İkincisi, Hrant Dink cinayetini işleyen tetikçiye kahraman muamelesi yaptılar, biliyorsunuz işte posterler falan...
- Bütün bu fotoğrafa baktığınız zaman, "devlet parmağı var," diyebiliyor musunuz bu cinayette? - Eğer devlet bu konuda kendini temize çıkarmak istiyorsa, bu cinayeti aydınlatmak zorundadır. Bu cinayeti aydınlatmadığı takdirde, devlet bu şaibeden kurtulamayacak. Bakın Yasin Hayal savcıya mektup yazıyor, diyor ki: "Sayın savcım, ben derinini merinini bilmem ama bizi devlet bu işlere organize etti. O zaman biz niye burada yatıyoruz?" Yine Yasin Hayal, duruşmada, "Biz bu cinayetin diğerleri gibi açığa çıkmayacağını düşünüyorduk!" Bunlar çok önemli, Yasin Hayal'e bunu söyleten nedir? Çok önemli bir şey var; Türkiye'de herkes Hrant Dink cinayetinin işleneceğini biliyordu. İhmaller, kusurlar herkes tarafından biliniyor, herkes tarafından kabul ediliyor fakat kusurlu kişi bulunamıyor! Yani bir tek polis, kusurundan dolayı yargılanıyor değil! Bu tür şeyler, kurumlara olan güveni de sarsıyor elbette.