Rus edebiyatının en büyük şairi kabul edilen Aleksandr Puşkin'in Kars'ı çok sevdiği biliniyor. Puşkin, Ataol Behramoğlu'nun Türkçeye kazandırdığı Erzurum Yolculuğu kitabında bu şehirle tanışmasını şöyle anlatıyor: "Kars'a vardık. Kente yaklaşırken bir Rus trompetini duydum. Kalk borusu çalıyordu. Nöbetçi kimlik belgemi alıp komutana götürdü. Yağmur altında yarım saat bekledim. Neden sonra geçmeme izin verildi. Kılavuzuma beni hemen bir hamama götürmesini emrettim. Dik, eğri büğrü sokaklardan geçtik. Kötü Türk kaldırımlarında atların ayağı sürçüyordu. Harap bir evin önünde durduk. Hamam burasıymış. Türk attan inip kapıyı çalmaya başladı. Ses veren olmadı. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu üstüme... Ertesi gün kont Paskeviç'in ordugâhında olacağımı tatlı tatlı düşleyerek uyuyakaldım. Sabahleyin kenti dolaşmaya çıktım... Yarım saat sonra Kars'tan çıkıyordum." Orhan Pamuk da 28 Şubat darbesine benzer bir siyasal ortamın bir modelini kurduğu Kar romanında mekân olarak Kars'ı seçmiş, burada fotoğrafçı Manuel Çıtak'ın objektifiyle reklamlara ve gazetelere yansıyan pozlarıyla da konuşulmuştu. Ünlü şair Cemal Süreya ise Kars isimli bir şiir yazarak bu şehre hayranlığını dile getirmişti.
Yayın tarihi: 15 Şubat 2009, Pazar Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/15/pz/haber,08A39F2B22CE47BF8B44F947702BFF8A.html Tüm hakları saklıdır.