| 7 Şubat 2009, Cumartesi |
Begüm ve Müge Işlak
Gözlerini süzdükçe koleksiyonerleri artıyor
Ece Koşal
06.02.2009
Kafaları vücutlarına göre oldukça büyük olan, gözleri değişebilen ve devamlı bakım isteyen Blythe bebekler, Japon koleksiyonerlerin yeni gözdelerinden. Romantik bakışlarıyla sempati uyandıran bu bebeklerin Türkiye'de de meraklıları var..
İlk olarak 1972 yılında Kenner diye şimdi kapanmış olan bir oyuncak firması tarafından üretildiler. Kafası, vücuduna göre oldukça büyük olan ve gözleri değişebilen bu bebekleri çocuklar pek sevmemiş hatta korkmuş olacak ki, bir yıl içinde üretimden kaldırıldılar. Gerçekten o dönem için biraz garip, biraz da korku filmlerinden çıkmış halleri vardı.
Blythe (blayt diye okunuyor) adı verilen bu bebekler, şimdi ciddi bir koleksiyoner kitlesi edinmiş durumda. Bu nedenle de başka bir firma tarafından, bu kez çocuklar için değil, yetişkinler için özel olarak üretiliyorlar.
Peki ama bu Blythe'lar nasıl oldu da, insanların sahip olmak için paralar akıttığı bir koleksiyon değerine sahip oldu? Her şey Amerikalı fotoğraf sanatçısı Gina Garan'a, bir arkadaşının bir Blythe hediye etmesiyle başlamış. Garan, bu bebekleri çok sevmiş, çekimlerinde kullanmış, sonrasında da This is Blythe adında bir kitap çıkarmış.
Bebeklere pek meraklı Japonlar bundan hemen haberdar olmuş tabii... Sonra da 2002'de Japon oyuncak firması Takara, üretim limiti koyarak, yani her ay belli sayıda olmak üzere Blythe üretimine başlamış. Şimdi Blythe meraklıları devamlı internetten yeni çıkacak modelleri takip ediyor, beğendiklerine sahip olmak için birbirleriyle yarışıyor.
Tabii yeni Blythe'lar, 1972'de üretilenlere göre çok farklı. O zamanlar üç-dört tipi olan bu bebeklerden şimdi, her ay farklı bir model satışa sunuluyor. Bu arada 72 model blythe'lar yani Kenner Blythe'lardan bulmak çok zor olduğu için çok değerlenmiş durumdalar. Ne de olsa her Blythe meraklısı bir tane Kenner'ı olsun ister(miş). Öyle ki bakımlı bir tane almak isterseniz, 2000 doları gözden çıkarmanız gerek. Hatta bazen vücudu olmayan, tek bir kafa bile 1000 dolara satılabiliyor.
BLYTHE PEŞİNDE İKİ KIZ KARDEŞ
Uzakdoğu haricinde dükkânlarda satışı yapılmayan Blythe'ların merkezi Hong Kong. Bunun haricinde Avrupa'da ve biraz da Amerika'da koleksiyoneri var. Türkiye'de ise tanındıkları söylenemez. Blythe meraklısı iki kız kardeş dışında... Müge (29) ve Begüm (25) Işlak, iki yıl önce bu bebeklere merak salmış. Müge Işlak "Kızım," diye hitap ettiği -hoş hepsine kızım diyor- ilk Blythe'ına sahip olduğu anı şöyle anlatıyor: "İlk Blythe'ımı 2006'nın ağustos ayında aldım. Ama onu çok uzun zaman istemiştim. İlk geldiğinde ben tatildeydim, babam 'torununun' fotoğraflarını çekip bana göndermişti. Her Blythe'ımın adı vardır. İlk Blythe'ım olan Suzura'nın (Japonca Müge demekmiş) dördüncü annesiyim.
Bebeklerin sahiplerine 'anne' deniliyor, ikinci el aldığım bir bebekti bu." Blythe'ları satın almakla iş bitmiyor.
Hatta asıl iş, bebekleri alıp kutusunu açtıktan sonra başlıyor. "Pek çok kişi bu bebekleri, kendi zevkine ve becerisine göre farklılaştırıyor.
Buna customization deniyor. Bizimkilerin de çoğu geldikleri gibi değil şu an. Örneğin yüzleri çok parlak geliyor.
Japonya'dan onları matlaştırıcı bir sprey getirtiyoruz. Sonra makyajını değiştiriyoruz. Fabrika çıkışı kirpikleri fırça gibi oluyor. İnsan takma kirpiği takıyoruz," diyor Begüm Işlak. Sonra ablası araya giriyor: "Bir tanesinin saçlarını tamamen kestim ve Amerika'dan saç getirtip, onları diktim. Bu arada saç dikmek çok zor iş; resmen peruk yapar gibi çuvaldızla dikiyoruz. Tararken kopmaması için sağlam olması gerekiyor. Bunu yapmak aylar sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi'nde Çeviri Bilimi master'ı yapıyorum. Bunlara vakit ayırmaktan tezimi yazamıyorum."
Blythe (blayt diye okunuyor) adı verilen bu bebekler, şimdi ciddi bir koleksiyoner kitlesi edinmiş durumda. Bu nedenle de başka bir firma tarafından, bu kez çocuklar için değil, yetişkinler için özel olarak üretiliyorlar.
Peki ama bu Blythe'lar nasıl oldu da, insanların sahip olmak için paralar akıttığı bir koleksiyon değerine sahip oldu? Her şey Amerikalı fotoğraf sanatçısı Gina Garan'a, bir arkadaşının bir Blythe hediye etmesiyle başlamış. Garan, bu bebekleri çok sevmiş, çekimlerinde kullanmış, sonrasında da This is Blythe adında bir kitap çıkarmış.
Bebeklere pek meraklı Japonlar bundan hemen haberdar olmuş tabii... Sonra da 2002'de Japon oyuncak firması Takara, üretim limiti koyarak, yani her ay belli sayıda olmak üzere Blythe üretimine başlamış. Şimdi Blythe meraklıları devamlı internetten yeni çıkacak modelleri takip ediyor, beğendiklerine sahip olmak için birbirleriyle yarışıyor.
Tabii yeni Blythe'lar, 1972'de üretilenlere göre çok farklı. O zamanlar üç-dört tipi olan bu bebeklerden şimdi, her ay farklı bir model satışa sunuluyor. Bu arada 72 model blythe'lar yani Kenner Blythe'lardan bulmak çok zor olduğu için çok değerlenmiş durumdalar. Ne de olsa her Blythe meraklısı bir tane Kenner'ı olsun ister(miş). Öyle ki bakımlı bir tane almak isterseniz, 2000 doları gözden çıkarmanız gerek. Hatta bazen vücudu olmayan, tek bir kafa bile 1000 dolara satılabiliyor.
BLYTHE PEŞİNDE İKİ KIZ KARDEŞ
Uzakdoğu haricinde dükkânlarda satışı yapılmayan Blythe'ların merkezi Hong Kong. Bunun haricinde Avrupa'da ve biraz da Amerika'da koleksiyoneri var. Türkiye'de ise tanındıkları söylenemez. Blythe meraklısı iki kız kardeş dışında... Müge (29) ve Begüm (25) Işlak, iki yıl önce bu bebeklere merak salmış. Müge Işlak "Kızım," diye hitap ettiği -hoş hepsine kızım diyor- ilk Blythe'ına sahip olduğu anı şöyle anlatıyor: "İlk Blythe'ımı 2006'nın ağustos ayında aldım. Ama onu çok uzun zaman istemiştim. İlk geldiğinde ben tatildeydim, babam 'torununun' fotoğraflarını çekip bana göndermişti. Her Blythe'ımın adı vardır. İlk Blythe'ım olan Suzura'nın (Japonca Müge demekmiş) dördüncü annesiyim.
Bebeklerin sahiplerine 'anne' deniliyor, ikinci el aldığım bir bebekti bu." Blythe'ları satın almakla iş bitmiyor.
Hatta asıl iş, bebekleri alıp kutusunu açtıktan sonra başlıyor. "Pek çok kişi bu bebekleri, kendi zevkine ve becerisine göre farklılaştırıyor.
Buna customization deniyor. Bizimkilerin de çoğu geldikleri gibi değil şu an. Örneğin yüzleri çok parlak geliyor.
Japonya'dan onları matlaştırıcı bir sprey getirtiyoruz. Sonra makyajını değiştiriyoruz. Fabrika çıkışı kirpikleri fırça gibi oluyor. İnsan takma kirpiği takıyoruz," diyor Begüm Işlak. Sonra ablası araya giriyor: "Bir tanesinin saçlarını tamamen kestim ve Amerika'dan saç getirtip, onları diktim. Bu arada saç dikmek çok zor iş; resmen peruk yapar gibi çuvaldızla dikiyoruz. Tararken kopmaması için sağlam olması gerekiyor. Bunu yapmak aylar sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi'nde Çeviri Bilimi master'ı yapıyorum. Bunlara vakit ayırmaktan tezimi yazamıyorum."
Haberin fotoğrafları
Yayın tarihi: 7 Şubat 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/07/ct/haber,FE89736502F045EFBCF3763CEEB57E14.html
Tüm hakları saklıdır.
Güncel Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Gizlilik Bildirimi | Künye / İletişim | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|