Adanalı Yabancı Gelin'e katılsa...
Evet efendim, değerli okurlarımızdan bir kısmı olayı abarttı, "atv'ye de laf etsene o kadar cesaretin varsa," türünden mesajlar yollamaya başladı. Ağır tahrik altındayım. Peki, laf ediyorum o zaman: Televizyonu her açtığımda Adanalı'yı görmekten gına geldi! Dizi hakkındaki yorumlarımı saklı tutmak kaydıyla, kanalın bilumum magazin/yaşam programında Oktay Kaynarca'yı ve bıyıklarını görmekten bi haller oldu bana. Bıyıklar rüyalarıma giriyor artık. Efendim, bir dizinin promosyonu yapılır tabii ama başka oyuncu yok mu? Onların bıyıkları çıkmıyor mu? Hatta ve mümkünse, bıyıksız arkadaşlarla da röportaj yapılamaz mı? Bu sorular uzar gider değerli okurlar... Bir de, Oktay Kaynarca'nın farklı dizilerde, farklı karakterleri hep aynı şekilde oynadığı, bunun sabah şekerliğinden kalma bir iz, bir doku olduğunu düşünüyorum nedense... Ve sanki Yabancı Gelin'e katılsa da tavır aynı tavır olurmuş gibi geliyor bana; rakibi, bizim Kayserili Hasan!.. Hakikaten, Yabancı Gelin'e bir de Adanalı yakışırdı ha... Ya, işte yine geldik Yabancı Gelin hadisesine değerli okurlar. Ne yapayım, yarışmaya girememiş olmak koydu bir kere. Ve Karşıyakalı artist genç bizim sülün gibi Akvilina'yi kaptı mı eve girer girmez!.. Yıkıldım!.. Neyse... Efendim, dikkatinizi çekmek istediğim kimse Zehra Hanım'dır bu hafta. Bu hanım feci bir haldedir. 'Teyze' kontenjanından 'kaynana adayı' olarak eve girmiştir ve fakat kendisini Parmaklıklar Ardında dizisinin kadınlar koğuşundaki gardiyan kadrosunda hissetmektedir. Evden elenen Kazakistanlı zavallı Aliya, Asyalı kızların ayarını kaçırıp aşağılayan Zehra Hanım'a itiraz edecek olduydu da, "Sen kendini ne zannediyorsun?" diye bağırmaya başladı bu kaynana adayımız. Muhtemelen de o sırada kendini Topkapı Sarayı'nda, Sadrazam'ın solundaki hemşiresi zannetmekteydi! Ama daha vahim halleri de var bu hanımın... Evdeki ecnebi kızların Türk kızlarının eline su bile dökemeyeceğini, 'bunların' hiçbirinin hayatında eline şiş, tığ falan almadığını söylemeye başladı. Doğru ya! Elin cillop Hollandalı Lorraine'inin başka işi yoktu, onca modellik çekimi, defile falan arasında, senin fevkalade seksi trafo teknisyeni yeğeninle evlenip Ankara'ya gelin gitmek için 15 yaşından itibaren tığ işi çeyiz düzecekti! Kız dudaklara silikon attırmış hanım! Sen neyin mücadelesini veriyorsun?!
KIZLAR TESETTÜRE GİRERSE ŞAŞMAM
Gerçeklikten kopmak böyle bir şey işte! Bir şekilde televizyona eğlencelik niyetine çıkarılan herkes, kendisine üstün insani özellikler zerk edildiği sanrısına kapılıveriyor... Bu kızları Musa'nın Sarah'ı zannedip tesettüre sokmaya kalkışırlarsa da, ben şahsen şaşırmam. Ya siz?.. Tesettür dedim de, kıymetli okurlar, Halim sakalları kesse, kafasına bir eşarp geçirse, kendisini annesi Hülya Hanım'dan ayırt etmek imkansız hale gelecek. Allah korusun, Hülya Hanım'a bir şey olsa, eşarpla annesinin babadan kalma emekli maaşını ebediyete kadar çeker de ruhumuz duymaz! Tabii onun gözü şu sıralar ABD'li model Gueliousia'yı kuytuda kıstırıp kısmi temaslar geliştirme işinden başkasını görmüyor, orası ayrı konu... Bir de, bu Halim, adını dahi telaffuz etmeyi beceremediğimiz bu Amerikalı kızı tokatlayarak sevmeye başladı ki, kız kendisine İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni hatırlatmak zorunda kaldı! Allah bilir, "Modellik kariyeri yapalım, biraz tanınalım diye, kaderde elin Konyalı Halim'inden dayak yemek de varmış," diye geçiriyordur içinden, kara kara... Ve tahminlerime göre, yarışmadan sonra memleketine dönecek, kariyeri-mariyeri sallayacaktır. Üstelik Halim kalkar da peşinden gider diye, evinin 200 metre yakınına yaklaşamaması için, mesela California yasalarına göre falan, karar çıkarttıracaktır... Eeee, Konyalı delikanlıyı iç çamaşırında sallamanın da bir bedeli olacak tabii... Ve dua etmelidir ki, o evde bir Oktay Kaynarca ya da bir Adanalı yoktur...
Yayın tarihi: 7 Şubat 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/07/ct/haber,874E85D1C40141F8857DF1D92CB67F97.html
Tüm hakları saklıdır.