kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Şubat 2009, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Hani dini siyasete alet etmiyordunuz?

AA
Giriş Saati : 06.02.2009 14:18
Güncelleme : 06.02.2009 18:48
Yeni Haber
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bazı liderler, bazı toplantılarda, değişik yerlerde değişik şekilde rozetler takıyorlar ama düne kadar bakıyorsunuz, eleştirel yaklaşmak değil, hakaret ettikleri şekilde iyice çarşaflamaya başladılar'' dedi.

Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti 49. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin, kendisini milletine adayan bir parti olduğunu ve bu parti çatısı altında ülkeye hizmet etmenin tarihi bir sorumluluk olduğunu söyledi.
AK Parti'nin, ''Türk milletinin vakarından, asaletinden doğan gücün adı'' olduğu görüşünü dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, AK Parti ile üzerindeki o ölü toprağını silkelemiş, şaha kalkmıştır'' diye konuştu.
Türkiye'nin, bu iktidarıyla tarihi rekorlara imza atarak birçok ilkle tanıştığını ve mahalli idarelerde büyük bir dönüşüme imza attığını ifade eden Erdoğan, yerel kalkınmada mesafe kat edildiğini belirtti.
Erdoğan, şöyle konuştu:

''AK Parti'li olmak, bu büyük harekete gönül vermek, bu büyük kadroyla birlikte yürümek, bu hareketi, bu misyonu temsil etmek büyük sorumluluktur. İnşallah mahcup olmadan, tökezlemeden sen-ben davasına düşmeden bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ulvi emaneti, bu sorumluluğu şerefle taşıyacağız. Zira, AK Parti'li olmak, milletten aldığını yeniden millete vermektir. AK Parti'li olmak, halkın emanetini hakkaniyet duygusuyla liyakatle, sadakatle taşımaktır. Ak siyasetin asli özelliği, milletin hukukunu her koşulda korumaktır. Ak siyasetin temeli insan odaklı bir anlayışla insanımızı esenliğe kavuşturmak, ülkemizi adalet ve kalkınmayla yükseltmektir.''

''HİÇBİR KAVGANIN TARAFI OLACAK DEĞİLİZ''

Erdoğan, AK Parti'nin muhafazakar demokrat kimliğiyle, toplumsal merkeze oturan hüviyetiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin büyüklüğüne, kazanımlarına sahip çıkan özelliğiyle Türkiye'nin bütün renkleri, desenleri ve fikirleriyle ahenk içinde olduğunu söyledi.

Belli bir dinin, mezhebin, etnik kökenin, dünya görüşünün temsilcisi olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin tüm farklılıklarını, çeşitliliğini aynı samimiyetle sahiplendiklerini ve aynı ruhla kucakladıklarını ifade etti. Farklılıklarının burada ortaya çıktığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Seçim sürecine girdiğimiz için özellikle dikkatinizi çekiyorum; seçim süreçlerinde sinirleri germek için özel programlar düzenlenir. Tahrikler, kışkırtıcı ajitasyonlar, marjinal söylemler seçim atmosferini rehin almak ister. Biz bu tuzaklara karşı daima teyakkuz halinde olacağız. Hiçbir kavganın tarafı olacak değiliz, olmayacağız da. Hakikatin dili, felsefesi, bizim kendimizi anlatmamıza yeter. Bugüne kadarki seçimlerin hepsine demokrasinin, hukukun, ekonominin, siyasetin diliyle konuşarak, yalana, popülizme tenezzül etmeden, toplumun adalet taleplerinin sözcüsü olarak girdik. İcraatlarımız yüz ağartıcıdır.

Merkezi yönetimden yerel yönetimlere kadar ekonomiden uluslararası ilişkilere kadar Türkiye'nin en büyük modernleşme adımlarını attık. AK Parti'nin söylemi hiçbir zaman yürüttüğümüz ak siyasetin felsefesinden ayrı bir söylem olmadı, olmayacaktır. Asla istismar kokan bir söylem olmamıştır, olmayacaktır. AK Parti hükümetinin eylemleri, söylemleri, hiçbir zaman milletimizin hissiyatından, duruşundan farklı olmadı, bundan sonra da olmayacaktır. Zira AK Parti'nin dili, üslubu, milletimizin dili ve üslubudur. Bu üslupla yeni bir seçime gireceğiz.''

Ayrımcılık yapmadıklarını, zümre, bölge ve rant siyaseti gütmediklerini vurgulayan Erdoğan, ''Seçimden seçime demokrat olmadığımız için ülkemize hizmetlerimizle milletimizin gönlünde taht kurduk'' diye konuştu.
Hakkaniyet duygusundan ayrılmadıklarını, haksızlık karşısında susmadıklarını, çifte standarda ve ayrımcılığa prim vermediklerini dile getiren Erdoğan, bütün şehirlere aynı yakınlıkta olduklarını ve hiçbir zaman ''iktidar sarhoşluğuna kendilerini kaptırmadıklarını'' söyledi.
Hukuku, siyasetlerinin ana ekseni olarak kabul ettiklerini, demokrasiyi halktan esirgemediklerini ve yurt içinde ayrı, yurt dışında ayrı bir siyaset dili kurgulamadıklarını anlatan Erdoğan, ''diplomasi masasına otururken akıl ve vicdanlarını kapının eşiğine bırakmadıklarını'' ifade etti. Siyasi dengeler adına gerçeklerden sapmadıklarını ve gücü milletten aldıklarını ifade eden Erdoğan, açık ve şeffaf bir siyaset izlediklerini kaydetti.
Türkiye'nin her köşesinde ''umudun, değişimin, refahın ve yatırımın yegane siyasi adresi'' olduklarını belirten Erdoğan, hiçbir zaman bir bölge, zümre ya da çıkar grubunun partisi olmadıklarını söyledi. Türkiye'nin ve Türk milletinin partisi olduklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin büyüklüğünü hiçbir zaman akıllarından çıkarmadıklarını söyledi. Erdoğan, ''Buna gölge düşürülmesine asla izin vermeyeceğiz. Birileri Türkiye'nin büyüklüğünü yeterince hissetmiyor, buna yeterince inanmıyor, bir öz güven sorunu yaşıyor olabilir. Biz hiçbir zaman kendimize de milletimize de ülkemize de güvensizlik içinde olmadık. Başkaları ne der diye sancı çeken bir siyasetin, gölgesinden korkan ürkekliğin içinde olmadık'' diye konuştu.

İlk günden bu yana Türkiye'ye ve Türk milletine inandıklarını dile getiren Erdoğan, bu inanç ve öz güven sayesinde yapılamaz denilenleri yaparak içeride ve dışarıda tüm ezberleri bozduklarını, bu nedenle vatandaşla kurdukları yakınlık sayesinde 6 yıldır şehir şehir dolaşarak ''gönülleri fethettiklerini'' söyledi.

''BEYHUDE BEKLEYİŞ İÇİNDELER''

Türkiye'de birçok başarıya imza atarak her seçimde demokrasinin çıtasını yükselttiklerini ifade eden Erdoğan, 29 Mart seçimlerinde de bunu sürdüreceklerini söyledi.

''AK Parti'nin tökezlemesini bekleyenler beyhude bir bekleyiş içindedir. AK Parti'nin milletten kopmasını bekleyenler boşuna bir bekleyiş içindedir. Boşuna kürek sallıyorlar'' diyen Erdoğan, eski siyasi argümanlarla Türkiye'nin ''karanlık koridorlara döneceğini bekleyenleri'' büyük bir hayal kırıklığının beklediğini belirtti.

Hedeflerini ''değişim'' olarak belirlediklerini ve bu yola devam ettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Geçen zaman zarfında hamd olsun Türkiye'de çok şey değişmiştir, değişmeye de devam ediyor ama buna hala alışamayanlar var. Bunu anlayamayanlar, bunu hazmedemeyenler var. Onların sıkıntısı buradan geliyor. Bu kadar kısa zamanda bu değişim, bu dönüşüm nasıl oldu, bunu anlamakta zorlanıyorlar. Türkiye, artık yönetimiyle, ekonomisiyle, diplomasisiyle, yakın geleceğin en güçlü, etkili, ağırlıklı ülkelerinden biri haline nasıl geldi diye bu soruları kendi kendilerine soruyorlar ama meydana gelince meydanda soramıyorlar. Sıkıntıları bu ama halkım bunu görüyor. Öyle bir değişim ki bakıyorsunuz bazı liderler, bazı toplantılarda, değişik yerlerde değişik şekilde rozetler takıyorlar ama düne kadar bakıyorsunuz eleştirel yaklaşmak değil, hakaret ettikleri şekilde iyice çarşaflamaya başladılar. Böyle bir durum içine girdiler. İnsan samimi olmayınca çarşaflıyor. Millet de ne yapıyor bunları hakikaten çarşafa doluyor. Yapılan bu... Onunla da kalmıyor, bakıyorsunuz daha başka şeyler yapıyorlar. Birisi çıkıyor, 'bu açılımı yapmayacağız da ne olacak' diyor, öbürü çıkıyor, 'gericiliğin alameti' diyor. Peki senin liderin gericilere niye gidiyor da rozet takıyor? Bunları anlamak mümkün değil.''
Bu tür yaklaşımların ''hesabi olarak yapıldığından'' başarısızlığa uğradığı yönündeki görüşünü dile getiren Erdoğan, ''Bununla da kalmadılar, şimdi daha yeni şeyler çıkarmaya gayret ediyorlar. 'Mahalle evleri' diyorlar, biz bu işi çoktan geçtik beyler, çoktan geçtik. Bizim belediyelere gidip bir semt konakları dersi alırsanız bunu daha iyi öğrenirsiniz'' dedi.
Semt konakları projesinin yıllardır sürdürüldüğünü anlatan Erdoğan, merkezi yönetim ile yerel yönetimin neleri yapabileceğini de çok iyi bildiklerini söyledi. Kendilerinin bazı projelerinin diğer adaylar tarafından kendi projeleri gibi gösterilmeye çalışıldığı yönündeki görüşünü de dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bakıyorsunuz, mahalle evleri deniliyor. Bu da garip bir şey. Zira İstanbul'da semt konakları olarak bu iş zaten uygulamaya çoktan geçmiş. Bunlar yapılıyor ama nedir? Semt konaklarında Kur'an kursu eğitimine yönelik herhangi bir program yok. Niçin? Diyanet İşleri Başkanlığımız, zaten bu işi en başarılı şekilde yürütüyor. Şimdi bunun üzerinden de kendine rant elde etmeye çalışıyor. Hani dini siyasete alet etmeyecektiniz? Ne oldu, hani? Bunu şimdi şöyle bir mahalli seçimlerde gündeme getirmenin anlamı ne? Bu işi 15 yaşa çıkaranlar siz değil misiniz? Bunun mücadelesini, kavgasını verenler siz değil misiniz? Şimdi nereden çıktı bu böyle? 'Mahalle konaklarının içinde oda tahsis ediyoruz' Diyanet İşleri Başkanlığının sizin odalarınıza ihtiyacı yok. Yeteri sayıda Kur'an kursu var. Buna ihtiyacı yok. Hamd olsun camilerimiz de var. Burada bu tür kursları alacak olanlar gelirler, Diyanet İşleri Başkanlığı onlara gerekli olan kursları verir. Yeterli kadro da bu noktada var. Kimse kimseyi kalkıp da böyle ucuz siyasetle aldatmaya yönelmesin.''


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''yalan, iftira ile bu süreci sürdürmek isteyenler var. İşte bir tane de İstanbul'a göndermişler'' dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin yerel seçimlerde kullanacağı sloganın ''İşte hizmet, işte millet' olacağını da açıkladı.

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin, 2004 yılındaki yerel seçimlerde ülke yönetiminden sonra iller ve ilçelerin büyük bir çoğunluğunun da yönetimini üstlendiğini ifade etti. ''Gece gündüz demeden, halka hizmet için çalıştıklarını'' anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''İnanıyorum ki bu seçimden de alnımız ak, başımız dik olarak milletimize mahcup olmadan çıkacağız.

Her ne sonuç olursa olsun başardıklarımızdan daha fazlasını başarmak, ülkemize hizmet adımlarımızı daha da sıklaştırmak, daha da hızlandırmak üzere yola çıkacağız.

Siyaseti polemikle demagojiyle iftirayla yürütmeye çalışanlara, bıkmadan, usanmadan hizmetle, yatırımla bu ülkenin dört bir yanına bıraktığımız dev eserlerle cevap vereceğiz. Çünkü yalan, iftira ile bu süreci sürdürmek isteyenler var. İşte bir tane de İstanbul'a göndermişler.

Bugün gazetelerin bir tanesinde gördüm. (Filanca) diyor (Başbakanın nesidir?) Ben bilmiyorum kimdir, nedir. Söyle bakayım ben de bir tanışayım. Böyle iftira olur mu? Bir isim koymuş, (Filanca, Başbakan'ın nesidir?) Ben ne bileyim ya. Tanımıyorum, bilmiyorum. Ne kanımda, ne nesebimde hiç tanıdığım, bildiğim birisi değildir. Bunların akıl hocaları nerEden ithaldir bilemem.

Bütün kampanyalarını bunun üzerine sürdürüyorlar. Ya senin projen var mı? Onu söyle. Bu adamın benimle alakası varsa çıkar bunun nesebini, soy kütüğünden söyle ya... (Bak işte, Tayyip Erdoğan'ın filancası)... Oğlu mudur, kardeşi midir, nesidir söyle... Biz bu bulaşık işlerde yokuz. Siz bu bulaşık işlerin içindesiniz, siz...

Gerçi bu zat benim muhatabım olamaz, muhatabım olarak da almam. Fakat bu iftiralara dayanılmıyor. Hiç olmazsa bunların ne denli müfteri olduğunu halkım bilsin diye açıklıyorum. İşte yine geçenlerde İstanbul'daki bir inşaatla ilgili açıklıyor. Ya bu inşaat senin partinin geçen dönem milletvekili olmuş olan bir zatın döneminde planı onanmış olan bir proje. Ben İstanbul'a belediye başkanı olmadan önce 12,13,14 emsal verilen yerler vardı. Belediye başkanı oldum 3 emsale indirdim İstanbul'daki yapılanmayı. Hangi yürekli CHP'li belediye başkanı bunu yaptı söylesene. Beton yığınlarıyla işgal edilmiş bir İstanbul istemiyordum. İş Bankası kuleleri, hepsi emsal olarak maalesef almış başını gidiyordu. 13 müydü, 14 müydü kaçtı onlar. Bu denli, hesaba kitaba sağmaz. Rantsa bu sizin mesleğinizdir. Bunu onlar iyi becerir. Çünkü hep geçmişlerinde bunlar var. Yaptıkları iş bu. Bununla yürütmüşler işlerini. Onun için işte İSKİ o pisliklere bulaştı ve o pisliklerden İSKİ'yi biz temizledik. İstanbul halkı seçimi bize nasıl verdi, niçin verdi? Bundan dolayı verdi. O pislikleri yaşadıkları için. Her türlü pislik vardı, susuzluk vardı, affedersiniz hava kirliliği pisliği vardı, çöp pisliği vardı. Niye? Çünkü CHP zihniyetinde bu var da onun için.

Şimdi gelmiş arıyorlar sağda solda, nerede bir şey bulabiliriz de İstanbul'u biz alırız. Acaba nerede bir şey buluruz da Kocaeli'ni alırız. Kocaeli'ni nasıl alacaksın ya? Önce bir Yuvacık'ı hallet. Ankara Büyükşehir Belediyemizin yapmış olduğu barajla senin barajının arasındaki fark ortada. Farka bakıyorsun, 1 değil, 10 değil, 100 değil ya. Bu denli büyük.''

''İŞTE HİZMET, İŞTE MİLLET''

Konuşmasında, AK Parti'nin 29 Mart yerel seçim kampanyasında ''İşte hizmet, işte millet'' sloganını kullanacağını da açıklayan Erdoğan, yerel seçimlerden AK Parti'nin başarıyla çıkacağına inandığını ifade etti.
Türkiye'de, ''siyasetin boş laf ve boş vaat demek olmadığını'' kaydeden Başbakan Erdoğan, bunu göstermenin AK Parti için bir gereklilik olduğunu dile getirdi. Yalanların karşısında doğruları söyleyeceklerini belirten Erdoğan, ''yalancının mumunun yatsıya kadar yanacağını'' ancak partililerden yalan söyleyenlere bu kadar bile fırsat vermemelerini istedi.
Başbakan Erdoğan, ''Benim bütün başkan adaylarımızdan, bütün teşkilatımızdan ricam, Türkiye'nin polemik konularına, çatışma başlıklarına, kavga gündemine değil, bu milletin beklentilerine, bu ülkenin ihtiyaçlarına sahip çıkmalarıdır. Nereden nereye geldiğimiz çok önemlidir'' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Hiçbir zaman, dünyaya karşı boynu eğik kalmayacağız. Boynu eğik kalmayan, fikrini, tezini, siyasetini, başını dik tutarak savunan, savaş kültürüne karşı daima barışın tarafında olan, aktif, etkili, dinamik bir dünya ülkesi sözü veriyoruz' dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen 49. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin, 29 Mart yerel seçimleri için kampanya sürecini yarın ASKİ Spor Salonu'nda düzenlenecek törenle başlatacaklarını bildirdi.
İlk seçim mitinginin de 8 Şubat Pazar günü Kocaeli'de gerçekleştirileceğini açıklayan Erdoğan, 50'nin üzerinde ile gideceğini
söyledi.Partililerden, seçimlere yönelik bazı isteklerde bulunan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Yeni bir koşu başlatıyoruz. Bu demokratik yarışı kazanacağız. Ancak bu süreci yönetmede önemli sorumluluklarımız var. Seçim sürecini bir demokratik yarış olarak bize yakışır bir vakar ve asalet içinde yöneteceğiz. AK Parti'ye yaraşır bir üslup içinde olacağız. Üslup ve söylem bütünlüğünü özenle koruyacağız. Neler yaptığımızı en doğru biçimde anlatacağız. Yapmadığımızı veya yapamayacağımızı asla söylemeyeceğiz. Her zamanki temel ilkemizi koruyacağız. O ilke, o değişmez düstur; aldanmayacağız, aldatmayacağız. Dürüst ve şeffaf olacağız. Halkımıza yüreklerimizi daha çok açacağız. Küçük düşünenler, varsın küçük düşünmeye devam etsinler. Mahalli tuzaklara, gerilim isteyenlerin provokasyonlarına asla gelmeyeceğiz.

Bizim gündemimiz milletimizin gündemidir. O halde bizim nabzımız da milletimizle birlikte atmalıdır. Milletimizin önemli gördüğü hiçbir sorun önemsiz değildir. Biz o soruna ilgi göstermezsek, hem görevimizi yerine getirmemiş, hem de AK Parti siyasetine ihanet etmiş oluruz. Çünkü biz bulunduğumuz her mevkiye, her makama bu yüce milleti temsilen geliyoruz. Bunun sorumluluğuyla, bunun yükümlülüğüyle geliyoruz.
Kim siyaseti şahsı adına, çevresi adına, menfaatleri adına yapıyorsa bilsin ki bizim aramızda yoktur, olmaz, olamaz. Kim siyaseti bu millete hizmet etmenin dışında bir saikle yapıyorsa bilsin ki bizim onunla en ufak bir benzerliğimiz, ortaklığımız yoktur. Kimin kalbi bu ülkenin büyüklüğüne, izzetine, onuruna yakışmayan bir ürkeklikle atıyorsa bilsin ki bu medeniyet kervanında işi yoktur. Bütün bu arazlarla siyaset yapılabilecek yerler olabilir bu ülkede ama burası AK Parti. Burada bu yanlışlara asla yer olmayacaktır. Milletimizin gönlüne tereddüt düşürecek en ufak bir istismara, en ufak bir yanlışa bile rıza göstermedik, göstermeyeceğiz.''

''TAYYİP AMCA BANA LAPTOP ALIR MISIN?''

29 Mart yerel seçimlerinin, Türkiye'nin hedefleri bakımından çok önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, seçimlerin her siyasi parti için önemli bir faaliyet olduğunu dile getirdi.
Seçime uzun süreden beri hazırlandıklarını kaydeden Erdoğan, AK Partili olmayan belediyeler için de aylar öncesinden başlayarak projeler hazırladıklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan, İzmir'de, Kadifekale ve Mavişehir başta olmak üzere imar ve su gibi sorunların çözülmesi için projeler hazırladıklarını ifade etti. İzmir Limanı için de projelerinin olduğunu belirten Erdoğan, bir ülkenin lafla çağdaş olamayacağını vurguladı.

Diyarbakır, Trabzon, Eskişehir, Edirne ve Mersin'in eksikliklerinin giderilmesi için de çalışmalar yürüteceklerini anlatan Erdoğan, AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye'nin çehresinin değiştiğini söyledi.
Anadolu'da gittiği yerlerde kendisinin yanına gelen çocukların, ''Tayyip Amca bana laptop alır mısın?'' dediğini kaydeden Erdoğan, bu durumun Türkiye'nin geldiği noktayı göstermek açısından önemli olduğunu ifade etti.

''SÖZ VERİYORUZ''

29 Mart yerel seçimlerinde başarılı olmak için tüm AK Parti teşkilatının var gücüyle çalışacağını belirten Erdoğan, ''Aday belirleme sürecinde beklentileri ertelenen arkadaşlarımızın da yüreklerini bu yola koyduklarını biliyorum. Bu hareket, bu kadro hiçbir zaman kişiselliği merkeze alan bir hareket ve kadro olmamıştır, olmayacaktır'' dedi.

AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'de tarihi bir atılım gerçekleştiğini vurgulayan Erdoğan, bu süreçte, hiçbir engele takılmadan, mazerete sığınmadan kararlı bir şekilde yol almaya devam edeceklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Ülkemizin demokrasi çıtasını dünyanın en ileri demokrasileriyle aynı seviyeye çıkararak, millet iradesinin tartışma konusu yapılmadığı, yapılmayacağı çağdaş, demokratik bir Türkiye sözü veriyoruz. Bütün insanlarımızın kendini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak hissedeceği, eşitlikçi, özgürlükçü, aydınlık bir Türkiye için yeniden millet iradesine başvuruyoruz.

Hiçbir zaman, dünyaya karşı boynu eğik kalmayacağız. Boynu eğik kalmayan, fikrini, tezini, siyasetini, başını dik tutarak savunan, savaş kültürüne karşı daima barışın tarafında olan, aktif, etkili, dinamik bir dünya ülkesi sözü veriyoruz.

Vatandaşlarına dünyanın gelişmiş ülkelerinin hayat standartlarını kazandırma azminde, geçim sıkıntılarını ve yoksulluğu artık yavaş yavaş gündeminden çıkarma kararlığında bir yönetim sözü veriyoruz.
Üreten, ürettiğini dünyanın dört bir yanında satabilen, dış yatırıma tümüyle açık, dünyaya açılan dinamik bir ekonomi sözü veriyoruz. Huzurlu ve istikrarlı, yatırımcının özellikle yarınını görebileceği ve küresel krizlerden ancak asgari seviyede etkilenen sağlam, dayanaklı bir ortam sözü veriyoruz. Dev yatırımlarla geleceğini adım adım inşa eden ve yakaladığı hedefin yerine daima büyük hedefler koyabilen öz güven sahibi bir Türkiye sözü veriyoruz.

Çocuklarımızın umutlarının körelmediği, ufkumuzun ve bahtımızın kararmadığı bir Türkiye, karanlık niyetlilerin, imtiyazlı menfaat gruplarının, çetelerin, istismar oluşumlarının değil, bu milletin aydınlık insanlarının yön verdiği bir Türkiye sözü veriyoruz.

Ülkemizin ilerlemesine engel olan bütün ağırlıklardan, bütün yüklerden, bütün karanlıklardan ve kirlerden Türkiye'yi kurtarma, arındırma, bu konuda asla tavizkar olmama sözü veriyoruz. Farkımız bu.
AK Parti, Türkiye'nin yegane gelecek umududur. Millet iradesini hiçbir tartışmaya meydan vermeden, hakkıyla savunan, koruyan yegane siyasi adrestir. Bu sebeple bizim sorumluluğumuz çok büyüktür. Yeni dönemde inşallah milletimizden aldığımız güçle bu ülkenin istikrarını ve insanlarımızın öz güvenini korumak, birinci görevimizdir.

Türkiye'yi dar kalıpların içine mahkum etmek isteyenler maalesef bu ülkeden hiç eksik olmuyor. Bunlara asla meydanı boş bırakmayacağız. İnsanlarımızı yıllarca mahkum ettikleri komplekslere geri çekmek, ufkumuzu karartmak isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. Bu milletin izzetini, onurunu, ufkunu daima koruyacağız.''