F.Bahçe beklenmeyen şekilde önde basarak, orta sahada rakibi sıkıştırıp oyunu mümkün olduğunca rakip sahada oynamaya çalışarak başladı maça.
İstediklerinde yapabileceklerini gösterip, yüksek pas yüzdesi ile Bursa takımını şaşkına çevirerek hızlı şekilde avladılar. İlk 45 bittiğinde Volkan Babacan, neredeyse kurtarış yapmamıştı. Bursaspor'un atak isteği kuru kumda akmaya çalışırken kaybolan sular gibiydi. İzi vardı ama kendisi yoktu.
Aragones, Güiza'ya formayı vererek yine takımına handikapı yüklemişti. Buna rağmen Fenerbahçe'nin tüm tehdit gücünü eline alan bir kaptanı vardı. İlk golde
Deivid'in nefis pasını kovalayıp, hakkını veren Alex, ikincisinde ise Ali Tandoğan'ın hatasını pusuda bekliyordu. İki dakika içinde maçın ne gerginliği kaldı, ne de önemi...
İşin sarpa sardığını, artık şakanın kalmadığını gören Fenerbahçeli futbolcuların, gerekeni yapma özelliği tekrarlanıyordu. Takım oyunu yerine Alex'in farklılığı ve defansif konsantrasyonu yüksek oyuncuların performansı Fenerbahçe adına maçın damgasıydı.
Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, yedikleri gollerdeki
bireysel hatalara dikkat çekecektir. Zaten kendisinden önceki iki teknik adamın neden barınamadıklarını araştırdıysa, bunu çoktan anlamış olmalıdır.
İddialı söylemlere ve seyirciye sahip olmasına rağmen Bursaspor'un kalitesinin çok diplerde kaldığını söylememiz yanlış olmaz. Ya birileri kendilerini iyi futbolcu sanıyor, ya da çaresizlik onların bu formaları giymelerini sağlıyor.
GÜİZA ATTI; İYİ Mİ OLDU? Güiza'nın aylar sonra gole kavuşması
'Okçu'yu bundan sonraki maçlarda daha iyi futbolcu yapacak mı? Sanmıyorum.
Ama bu gol Güiza'yı bundan sonraki maçlarda da Aragones'in ilk tercihi yapacak. Sonra da
"Gitsin" dediği Alex hem onu, hem de Fenerbahçe'yi kurtaracak.
Yine de, Bursa'daki Fenerbahçe takımının çabası, isteği, maç konsantrasyonu, geriye koşma arzusu ve 26 yıllık kupa hasretini içinde hissetmesi, bardağın bayağı dolu tarafıdır. Bu istikrarı korumak, sezonun ateşini tekrar yükseltir.
Atatürk Stadı'ndaki Bursalı taraftarları hayranlıkla izlediğimizi de ifade etmeliyiz. Hayal kırıklıklarıyla efkârlanmak yerine, maçı eğlenmek için yaşadılar. Futbol kültürü bu kadar yüksek bir seyirci kitlesinin, bu kadar çok
küfür etmesi ise anlaşılır gibi değil.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 6 Şubat 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/06//haber,B2C0942D5594491E8E62BFE0913A5A7C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.