Giriş Saati : 27.01.2009 16:11 Güncelleme : 27.01.2009 19:45
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "ayağımda çizmelerle varoşları dolaşacağım" diyen CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Tam 16 yıl geç kalmış. Şu hale bakın İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkan adayı atayacaksınız, İstanbul'un bir ucuna koysanız "seni şurada bekliyoruz' deseniz inanın adresi bulamaz. Çizmeyle dolaşacakmış, İstanbul'da çizmeyle dolaşacak yer mi kaldı. O, 92'deydi bitti o iş" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Konuşmasında 29 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, aday belirleme sürecinde milletin sesine kulak verdiklerini ve parti içi demokrasiyi işlettiklerini söyledi. Erdoğan, aday belirleme sürecinde bazı küskünlüklerin ve kırgınlıkların olduğuna dikkat çekerek, aday olmadığı için başka partilere geçenlere yönelik olarak, "Yolları açık olsun ama şunu bilmeliler, bu tren çok hızlı gidiyor, inen bir daha yetişemez" dedi.
Başbakan Erdoğan, bazı aday olmayan kişilerin bir takım ayak oyunlarına da başvurduğunu söyleyerek, bu kişilerin bilmeden büyük zarar verdiklerini belirtti. "Bu oyunlar döner onları da bulur" diyen Erdoğan, belediye meclis üyeliklerinde mutlaka bayan ve genç adayların yer alacağını ifade etti. "ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ"
Erdoğan, hiçbir ilde o şehri tanımayan kişiyi aday göstermediklerini belirterek CHP'yi ve CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun "İstanbul'un varoşlarını ayağıma çizmelerimi giyerek dolaşacağım" sözünü anımsatan Erdoğan şöyle dedi:
"Tam 16 yıl geç kalmış. Şu hale bakın İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkan adayı atayacaksınız, İstanbul'un bir ucuna koysanız "seni şurada bekliyoruz' deseniz, inanın adresi bulamaz. Çizmeyle dolaşacakmış, İstanbul'da çizmeyle dolaşacak yer mi kaldı? O, 92'deydi bitti o iş. O zaman biz çizmeleri giydik ve İstanbul'un o ilçelerini çizmelerle dolaştık. Seçim kampanyaları böyle yapılır, doğru; ama şimdi artık onlar kalmadı. Şimdi o yolların tamamı asfaltlarla döşendi. Artık orada modern şehircilik var Beyefendi. Sen herhalde farklı yerlerden bahsediyorsun. CHP'li belediyelerin bu tür yerleri olabilir. Ama İstanbul'da böyle bir şey söz konusu değil."
İstanbul'u 3-Ç'den kurtardıklarını söyleyen Erdoğan, "Çöp, çamur ve çukur içindeydi İstanbul yani CHP belediyeciliği vardı İstanbul'da. Bunu bilmeyenler çizme giymekten bahsediyorlar. Çok geç kaldınız. Artık biliyorsunuz atı alan Üsküdar'ı geçti" dedi.
CHP'nin kendilerinin yaptığı yardımları eleştirmesine karşın CHP'li adayların ayda 600 TY para vereceği taahhüdünde bulunduğunu anımsatan Erdoğan, "Hesap ortada, kitap ortada. Halep ordaysa arşın Ankara'da. Bu iş atıp tutmakla olmaz" diye konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Buradan, ana muhalefete ve yavru muhalefete sesleniyorum'' diyerek, ''Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının söyledikleri, beyefendileri tatmin etmiyor. Ama kendilerine, kimler hangi haberleri getiriyor? İnler cinlerle mi oynuyor, ne yapıyor, bilemiyorum. Herhalde buralardan bunlara haberler geliyor'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yoğun girişimleri sonucunda Gazze'de ateşkes ilan edildiğini anımsattı.
Ateşkesin uzun soluklu olması için gayretlerinin devam ettiğini belirten Erdoğan, Gazze'deki yaraların sarılması için milletçe büyük bir seferberlik başlatıldığını kaydetti. Başbakan Erdoğan, bu adımları hazmedenler olduğu gibi hazmedemeyenlerin de bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
''Okullarda, Milli Eğitim Bakanlığımızın başlattığı bir kampanya, saygı duruşu oldu. Bundan rahatsız olanlar oldu. Özellikle, ülkemizdeki Musevi vatandaşlarımızdan rahatsız olanlar oldu. Ama ben kendilerine başından itibaren söyledim: Sizler, bizim güvencemiz altındasınız. 'Aynı olay farklı bir ülkede, hangi dinden, hangi etnik unsurdan olursa olsun, başkalarının başına gelse, biz, Türkiye olarak aynı tavrı takınırız' dedim. 'Gürcistan'da bunun örneğini kısa zaman içinde verdik, bunu görmediniz mi?' dedim. Şu anda Gori'de, Gürcistan'da biz, yıkılan evleri yapan bir ülkeyiz, Türkiye olarak. Bunu görmediniz mi? Orada bu duyarlılığı gösteren Türkiye'nin, Gazze'de bu duyarlılığı göstermesinden niçin birileri rahatsız oluyor?
Özellikle bazı medya grupları, bizim bu takındığımız tavrı dış politika acemiliği olarak görüyor veya göstermeye çalışıyor. O sana kalsın. Sizin bugüne kadar olan bu dış politika anlayışınızla, Türkiye'nin dışı politikada zerre kadar itibarı kalmamıştır, olmamıştır. 'Efendim, şöyle yaparsak birileri ne der, böyle yaparsak acaba ne der?...' Arkadaşlar kusura bakmayın, kendimiz otururuz, konuşuruz değerlendirmemizi yaparız. Ondan sonra da kararımızı kendimiz veririz. Yani sürekli olarak Türkiye'nin attığı bu adımları, hep birileri mi belirleyecek? Belki bugüne kadar bu böyle gelmiştir ama bundan sonra bu kervan böyle yürümeyecek AK Parti iktidarında. Bunu böyle bilin.
Yeri geldiği zaman, 'İşte şöyle, büyük bir genç nüfusa sahibiz. İşte son nüfus sayımıyla 71,5 milyon nüfusa sahibiz.' Eee 'Kapan içeriye, kapan içeriye, kapan içeriye...' Biz bugüne kadar, düşman kazanmak için çalışmadık, hep dost kazanmaya gayret ettik. Bu adamlar, çevremizdeki ülkelerle, bu kadar başarılı dış politika güdüyor da niçin acaba onlarla hep düşman oldular? Ne Yunanistan ile ne Bulgaristan ile ne Suriye ile Irak'la, İran'la ne kuzeyde, Kafkaslarda, birileri ile görüşlerdi. Ne Türk Cumhuriyetleri ile görüşürlerdi. Bir de utanmadan başarılı dış politikadan bahsediyorlar. Neresi başarı?'' ''BİZ NE YAPTIĞIMIZI GAYET İYİ BİLİYORUZ''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, bugün, bütün bu ülkelerle görüştüğünü ve dış ticaret hacmini artırdığını söyledi.
Türkiye'nin, dış ticaret hacminde Rusya Federasyonu ile olan ilişkilerinin birinci sıraya çıktığını ifade eden Erdoğan, düne kadar böyle bir şey olmadığını kaydetti. Bütün bu gelişmeleri hazmedemeyen çevrelerin, kendilerini engelleme gayreti içerisine girdiklerini dile getiren Erdoğan, ''Kusura bakmasınlar, biz ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Attığımız adımları da istişaresini yaparak atıyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Biraz sıkılmaları lazım. Başını iki elinin arasına alıp, 'Türkiye, 6 yıl öncesine kadar uluslararası siyasette neredeydi, bugün nerede? Yalan yanlış haberler uydurmak suretiyle, yalan yanlış manşetler atmak suretiyle, bir yere varamazsınız ve varamayacaksınız da'' diye konuştu.
Suya sabuna dokunmayan açıklamalarla olayı geçiştirmenin, dış siyaseti hiç bir zaman başarıya götürmeyeceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Yeri gelecek suya da sabuna da dokunacağız. Niçin? Adalet için dokunacağız. Niçin? Uluslararası zulme seyirci kalmadığımızı ortaya koymak için dokunacağız. Bunu yapmak durumundayız. Öldürülen masum çocuklara, kadınlara, insanlara sadece seyirci kalmak, olayları kınamayla geçiştirmek... Doğrudur, bazılarına göre mümkün olabilirdi, Ama kusura bakmasınlar, AK Parti'ye göre bu mümkün değil. Çünkü, biz yola böyle çıktık. Biz, bu tür bir duruşun, tavrın insani olmayacağını, vicdani olmayacağını düşündük. Sadece tepki göstermedik. Aynı zamanda sorunun diplomatik yollarla çözüme kavuşturulması için de azami gayret gösterdik. Allah aşkına, başınızı iki elinizin arasına alın. Şu anda bizi televizyonları başında bizi izleyen vatandaşlarıma sesleniyorum: Gürcistan olayları olduğu zaman, Gürcistan'a koşup gidenler, başta ABD olmak üzere, Avrupa ülkelerinin hemen hemen tamamı, acaba Gazze'de ne zaman devreye girdiler. Şöyle bir düşünün. Orada hemen aynı gün devreye girenler ne yazık ki Gazze'de, Ba'de Harab'ül Basra (Basra harap olduktan sonra) devreye girmeye başladılar. Tanklar, toplar Gazze'ye girdikten sonra devreye girmeye başladılar.
BBC, 'bu 3 hafta sürer' diye haber yaptı. Hakikaten 3. hafta sonunda bitti. Ben bunu söyledim diye, Brüksel'de, 'BBC'yi eleştiriyor, gene medyaya çattı' dediler. Ben medyaya çatmıyorum, medyanın yaptığı bir tespiti paylaşıyorum, hatırlatıyorum. 'Bak diyorum böyle bir şey oldu...' ve aynen 3 hafta sonra da bu iş bitti. Bu nedir diyorum? Bunu bir çözelim. Buralarda bir şeyler dönüyor.''
İSRAİL-FİLİSTİN GÖRÜŞMELERİ
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin İsrail ile Filistin arasındaki soruna bakışının ve bölgede barışın sağlanması konusundaki tavrının son derece net olduğunu belirtti.
Olaylara karşı tavır belirleyen değil, olayları ilkeler doğrultusunda yorumlayan ve yönlendiren bir dış politika anlayışını esas aldıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ben buradan, gerek ana muhalefete gerek yavru muhalefete sesleniyorum: Benim, 23 Aralıkta Olmert ile burada yaptığım görüşmenin, Filistin'e yönelik operasyon içerikli olduğunu söyleyen bu takıma söylüyorum. Duymadığınızı, bilmediğinizi kendi uydurduğunuz safsatalarla, milleti inandırmaya çalışmayınız. Belki sizin kimliğinizin içerisinde yalan yanlış var. Biz söylediğimizi dosdoğru, dobra söyleriz. Biz, Suriye, İsrail ilişkilerinin 5. raundunu orada görüştük. Bu görüşmeyi yaparken, Olmert'in yanında danışmanı, benim yanımda da Dışişleri Bakanım ile danışmanım Ahmet Davutoğlu Bey vardı, tekrar söylüyorum. Kaç kere söyledim ama hala aynı şeyi konuşuyorlar. Aynı akşam Suriye Devlet Başkanı Sayın Beşşar Esad'la oradan görüştüm ve başdanışmanım Suriye Dışişleri Bakanı ile en az 3 kez telefonla görüştü.
Bütün bunlara rağmen, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının söyledikleri, beyefendileri tatmin etmiyor. Ama kendilerine, kimler hangi haberlere getiriyor? İnler cinlerle mi oynuyor, napıyor, bilemiyorum. Herhalde buralardan bunlara haberler geliyor. Ne görüştünüz diyorlar. Kaç kere söyledim, görüştüğüm bu. Ama alıp, bunu tamamen kaldırıp, 'Filistin, Gazze, buralara yapılacak saldırı için bilgi vermeye geldiler...' Yakından, uzaktan alakası yok. Yalan söylüyorsunuz, doğru konuşmuyorsunuz, dürüst davranmıyorsunuz. İşin gerçeği bu.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''yalan, yanlış haber yapan gazeteleri almama kampanyası başlatılmasını'' isteyerek, ''Boşuna paranızı niye veriyorsunuz? Zaten yalan, yanlış haber'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail'e, İsrail-Suriye ilişkilerinde olduğu gibi, talep olursa, Filistin ile olan müzakerelerde yardımcı olabileceklerini söylediklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:''Bu süreç içerisinde beni en çok üzen şey şu olmuştur. İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Perez, bazı özel görüşmelerimizde hep şu ifadeyi bana kullanmıştır: 'Demokrasi, özelleştirilmelidir, barış özelleştirilmelidir' demiştir. Bu olaylar olduğu zaman kendi kendime sordum ve perşembe günü Davos'ta aynı oturumda bir arada olacağız. Orada ben bunu kendisine soracağım. Demokrasinin özelleştirilmesini savunmuştunuz, herhalde bundan daha devletleştirilmiş bir demokrasi olmaz. Tamamen totaliter, otoriter bir mantıkla yapılmış harekat. Barışın özelleştirilmesini savunuyordunuz. Herhalde ruhunda otoriter ve totaliter bir yapının olduğu barış anlayışı ve özlemi olmaz. Bunun neresinde özelleştirme var? Ne yazık ki hepsi de bu işe seyirci kalmışlardır. Biz hiç bir zaman eksen değiştiren değil, bulunduğu eksende kararlılıkla ilerleyen bir dış politika izledik bugüne kadar. Türkiye'nin dış politikadaki proaktif tutumunu, algılamayanlar ise şu son 6 yılda nereden nereye geldiğimizi lütfen bir kez daha gözden geçirsinler.'' ''UFUKLARI VE VİZYONLARI BU KADAR''
Erdoğan, bugüne kadar hep, ''Kıbrıs'ta çözüme hayır, AB'ye hayır, Suriye ve İran'la diyaloğa hayır, Yunanistan'la, Ermenistan'la ilişkiye hayır, o ülkeyle dış ticarete hayır, bu ülkeyle dış ticarete hayır, bölgesel sorunlarda ara buluculuğa hayır'' denildiğini belirtti. ''Kafkasya ile ilgilenme, yoksa eksenin kayar, Türk Cumhuriyetleri ile ilişki kurma yoksa yönün değişir, Ortadoğu ile ilgilenme başın ağrır'' da denildiğini belirten Erdoğan, ''Ufukları ve vizyonları bu kadar'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, sıkıştırdıkları o dar kalıplardan kurtuldukça, ezberleri bozdukça, düşman değil dost ürettikçe, dünyanın itibarlı bir ülkesi haline geldikçe, bakıyorsunuz rahatsız oluyorlar'' ifadesini kullandı.
''Sizin dış politika anlayışınız, iktidarda iken olaylar karşısındaki tutumunuz bu olabilir'' diyen Erdoğan, ama kendilerinin haksızlık karşısında susmayacaklarını, dünyanın neresinde ve kime karşı olursa olsun, haksızlığa ortak olmayacaklarını bildirdi. ''YALANI, ANINDA ETKİSİZ HALE GETİRDİK''
Başbakan Erdoğan, bunun bir eksen değişikliği olmadığını, bunun ezberleri bozan, cesur ve güçlü bir dış politika anlayışı olduğunu ifade etti. Bazılarının Türkiye'nin ilkeli tavrını anlamak istemediğini ya da anlamazlıktan geldiğini gördüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''İçeride ve dışarıda gayet sistematik ve koordineli, bizim bu ilkeli tavrımızı çarpıtarak, dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışanlar olduğunu da biliyoruz. Ancak biz, buna seyirci kalmayız. Dış politikamızda olduğu gibi kamu diplomasisinde de uluslararası iletişim ve enformasyon süreçlerinde de proaktif davranarak, yanlışları düzeltmek ve doğruları anlatmak için daha da aktif olacağız. Nitekim son Gazze olaylarında, Türk diplomatların görüşme taleplerinin bazı ülkeler tarafından reddedildiği yalanını anında etkisiz hale getirdik.
Brüksel temaslarımızı çarpıtarak yansıtmaya çalışanların, dezenformasyon girişimlerini de boşa çıkardık. Düşünün, cumhurbaşkanımızın toplantıya dahil edilmediğini, kabul edilmediğini, yemeğe çağrılmadığını yazacak, söyleyecek kadar yalan üretme cüretini gösteren bir medya var. Gerçek başka, bunların yazdıkları, söyledikleri başka. Aynı şeyi bizler için, Brüksel'de yapılan toplantılarda söylediler. 'Siz basına yasaklar getiriyorsunuz' dediler. Hayır, ben basına yasak getirmiyorum. Ama ben burada sivil inisiyatif kullanıyorum. Yalan yanlış haber yapan medyaya karşı, gelin almama kampanyasını yapalım. Boşuna paranızı niye veriyorsunuz? Zaten yalan, yanlış haber.
Rahmetli İnönü'nün bir lafı vardı: 'Benimle ilgili yapılan haberlere inanmıyorum, ama başkaları ile ilgili yapılan haberlere inanıyorum' diyordu. Medya böyle. Onun için dikkat edeceğiz. Onlar aynı söyleyecek, aynı şeyi yazacaklar ama bizim de duruşumuzu böyle ortaya koymamız lazım. Yazmasınlar yanlış haber.'' GAZİANTEP'TEKİ AÇILIŞTA KURBAN KESİMİ HABERİ
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, Gaziantep'te partisinin bir açılışında kurban kesilmesi olayına da değindi.Kendisinin açılışlarda kurban kesilmesine izin vermediğini belirten Erdoğan, birileri kesmeye kalkıştığında da 'gidin hayır kurumuna bağışlayın' dediğini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
''O gün orada kesilmiş ve arkada, 'durmak yok hizmete devam' pankartı.' Gazetede ise devasa, tam sayfa fotoğraf, yer adeta kan gölü halinde, 'durmak yok, kesmeye devam' başlığı atılmış. Bu şimdi bir art niyeti göstermiyor mu? Bunun neresinde Allah aşkına, doğru dürüst bir hareket söz konusu. Burada art niyet yok da nerede art niyet var? Acaba AK Parti'ye nereden bir kulp takabiliriz... Bugüne kadar, hangi siyasi hareketin kurban kesiminde bu başlığı atmış? Bunlar bunu hala yapıyorlar. Ama bu başbakan böyle bir şey yapmıyor. Orada vatandaşlar gelmişler, kesmişler. Ben yaptıkları işi tasvip etmiyorum, keşke bunu bir hayır kurumunda yapsaydılar. O ayrı. Ama atılan başlık ve tam sayfa bunu oraya vermek çok çirkin. Biz, durmak yok hizmete devam diyoruz. Size ve onlara rağmen diyoruz bunu. Onların bu yalanı, bizi durdurmayacak. Onlar da diyor ki 'durmak yok yalana devam.''