Giriş Saati : 27.01.2009 16:36 Güncelleme : 27.01.2009 19:45
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon davasının "neyin davası" olduğunun, iki yıl geçmesine karşın henüz ortaya çıkmamasını eleştirirken, Başbakan Erdoğan'a yüklendi. ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama'nın göreve gelir gelmez Guantanamo esir kampını kapatacağını açıkladığını hatırlatan Baykal, Ergenekon sanıklarının tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi için, "Silivri bir AKP Guantalamo'su olmamalıdır" diye konuştu.
Ergenekon davası kapsamında geçtiğimiz hafta yaşanan gözaltılar ve tutuklamaları eleştiren Baykal, delilden sanığa gidilmesi gerekirken, sanıktan delile gidilmesinin hukuki olmadığını belirtti. Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini söyleyen Baykal, gizliliği ihlal edenlerle ilgili herhangi bir işlem yapılmamasına da sert çıktı. Baykal, "İhlal edenlerden hesap soran var mı? Bu ihlalleri yapanlar davayı yürütmeye devam ediyor. Bu davayı temelinden tahrip edecek bir temel gerçek bu davanın soruşturma sürecinin aleni, çeşitli etkilere açık bir şekilde götürüldüğünün ve bu durum karşısında gereken hukuki yaptırımların hiçbirisinin yürürlüğe konulmadığının ortaya çıkmış olmasıdır. Bu bir linç adaletidir" dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında konuştu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ergenekon davası ve soruşturmasına ilişkin açıklamalar yapan Baykal, Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek bazı isimlerin gözaltına alınmasını eleştiren Baykal, soruşturmayı yürütenlerin bir "finansör" arayışı içinde olduğunu ileri sürdü. Daha önce Kuddusi Okkır'ın Ergenekon'un kasası olduğu gerekçesiyle cezaevinde konulduğunu hatırlatan Baykal, daha sonra ATO Başkanı Sinan Aygün'ün şimdi de Mustafa Özbek'in finansör olarak gösterilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Sağlam delil olmadan insanların sabaha karşı evlerinden alındığını ileri süren CHP Lideri Baykal, şöyle konuştu:
"Gidiliyor, alınıyor. Bir süre sonra deniyor ki "Elde bulunan delillerin hukuki geçerliliği olmadığı için tahliye edilmiştir'. Yani giderken sizin elinizde delil yok. Oradan delil elde etmek umuduyla gidiyorsunuz. Elde ettiklerinizin hukuki geçerliliğinin olmadığını görünce tahliye etmek durumunda kalıyorsunuz. Elinizde delil yokken niye gidiyorsunuz. Orada delilin bulunacağını nasıl bilebilirsiniz. Önce sizin elinizde emare olacak. Önce sanık, sanıktan delil arayışı. Olmaz. 2 bin yıllık dünya hukuk medeniyetinin temel kuralıdır, sanıktan delile değil, delilden sanığa gidilir."
Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün "geçerli hukuki delil" olmadığı için tahliye edildiğini hatırlatan Baykal, yaşanan hukuk sürecini facia olarak değerlendirdi. ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama'nın göreve gelir gelmez Guantanamo'yu kapatma kararı aldığını ifade eden Baykal, Ergenekon sanıklarının bulunduğu Silivri Cezaevi için "Silivri bir AKP Guantanamo'su olmamalıdır" diye konuştu. LİNÇ ADALETİ
Soruşturmaların gizliliğinin önemine işaret eden Baykal, söz konusu davada soruşturmaların gizliliğinin ihlal edildiğini kaydetti. Baykal, şöyle konuştu:
"Ergenekon soruşturması, soruşturmanın gizliliği açıkça ihlal edilerek yürütülmektedir. Soruşturmanın gizliliğinin ihlali bir suç değil mi? Gizliliği gözetmeyen bir soruşturmayı adil kabul etmek mümkün mü? 2008 yılının ilk üç ayında 472 ihlal iddiası dava talebi savcılığa yönelik olarak yapılmıştır. Gizliliğin ihlalinin sorumlusu kimdir? Bu ihlal çok açıktır ki davayı yürütenlerin sorumluluğu altında gerçekleşen bir ihlaldir. Bu kadar ağır ihlale rağmen, bir tek savcılık mensubu hakkında, bir tek güvenlik mensubu hakkında soruşturma yapıldığına dair bir bilgi var mı? Bu konu iki yıla yakın bir süredir konuşuluyor. Artık Başbakan da kabul ediyor, Adalet Bakanı da kabul ediyor gizlilik ihlal edilmektedir. Genelkurmay, gizliliğin ihlal edildiğini, adil yargılama hakkının ihlal edildiğini feryat ediyor. Ne oluyor? İhlal edenlerden hesap soran var mı? Bu ihlalleri yapanlar davayı yürütmeye devam ediyor. Bu davayı temelinden tahrip edecek bir temel gerçek bu davanın soruşturma sürecinin aleni, çeşitli etkilere açık bir şekilde götürüldüğünün ve bu durum karşısında gereken hukuki yaptırımların hiçbirisinin yürürlüğe konulmadığının ortaya çıkmış olmasıdır. Bu bir linç adaletidir. "
Soruşturmanın savcılar tarafından yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Baykal, süreçte polisin etkin rol üstlenmesine vurgu yaptı. Gözaltına alınan daha sonra tahliye edilen Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün, emniyetle muhatap olduğuna ilişkin açıklamalarını hatırlatan Baykal, "Bu soruşturma savcılardan çok, emniyetçilerin polisin götürdüğü bir soruşturmadır" dedi.
Davanın neyin davası olduğunun hala netleşmediğini anlatan Baykal, şunları söyledi:
"İki yıla yakın süre geçti. Hala bu neyin davasıdır belli değildir. 'Ergenekon davasıdır' deniyor. Bir defa bu nerden kondu. Davaya isim koyma kimin hakkıdır. İsmi vatandaş koymuş değil. Tutanaktaki ismi konuşuyoruz. Tutanağa bu ismi kim koymuştur. Böyle bir örgüt var mıdır yok mudur diye Genelkurmay'a soru soruldu, yok. Eski Genelkurmay Başkanı daha dün açıklama yaptı "Ben böyle bir örgütten haberdar değilim'. MGK Genel Sekreteri açıklama yaptı, "Yıllarca MGK'da Genel Sekreterlik yaptım devletin bütün terör örgütleriyle ilgili bilgilerin tümü önümden geçti, böyle bir örgütten haberdar değilim'. Emniyet Genel Müdürlüğüne soruldu, "böyle bir örgütten haberin var mı?' diye "hayır böyle bir örgütten haberim yoktur' diye yazı yazdı. Genelkurmay bilmiyor, Emniyet bilmiyor, böyle bir örgütün varolduğunu kim biliyor? Kim koymuş, niye koymuş?" "SORUŞTURMA BİTMEDEN YARGILAMA YAPILIYOR"
Aynı olayla ilgili olarak soruşturma ve yargılamanın aynı anda devam edemeyeceğinin altını çizen Baykal, "Dünyanın hangi hukuk sisteminde soruşturma bitmeden yargılama yapılıyor olabilir. Türkiye'de soruşturma devam ediyor, yargılama devam ediyor" diye konuştu.
Sürecin ilk olarak darbe girişimine karşı soruşturma açılıyor anlayışı ile ortaya çıkarıldığını hatırlatan Baykal, Başbakan Erdoğan'a yüklendi. Baykal, şöyle konuştu:
"Hepimiz darbe konusuyla ilgili bir yargılama yapılıyor bekleyişi içine girdik. İki yıla yakın giden bu davanın Türkiye'de darbe yapması söz konusu olan kişilerle ilgili olarak darbeye karşı, darbeyi önlemek için yürütülen bir soruşturma ve yargılama olduğunu söyleyebilir misiniz? Darbeyle ilgili muhtemel kimlerse git onlardan hesap sor. Sormazsan namertsin. Korkma cesur ol, gereğini yap. Darbe değil. Ne? Susurluk'ta görülmeyen hesaba yönelik bir soruşturma mı? Tamamlanmamış Susurluk'u tamamlama girişimi mi? Olabilir. Eğer öyleyse çık onu söyle. Susurluk'un gereği yapılamadı, eksik kaldı, noksan kaldı gereğini yapacağım diyorsan çık onu da yap. Onu da yapmazsan namertsin. Türkiye'nin terörle mücadelesindeki hukuksuzlukların hesabını soracağım diyorsan onu da sor. Ne oldu? Albayı tutukladın arkasından ses seda kesildi. Türkiye'nin terörle mücadelesinin hesabını sormak için mi bu Ergenekon çıktı. Nedir bu?" "TÜRKİYE KİRLİ ELLERİN YÖNETİMİNDE"
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Ergenekon ile ilgili yaptığı açıklamalarda İtalya'daki temiz eller operasyonunu örnek vermesini eleştirdi. Baykal, şöyle dedi:
"Başbakanın ağzının çalımına bakıyorum. Durup durup temiz eller operasyonu diyor. Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun. Bu yapılan işin Türkiye'de yapılması gereken temiz eller operasyonu ile herhangi bir benzerliği bulunabilir mi? Türkiye'de bir temiz eller operasyonuna ihtiyaç olduğu çok açık. Türkiye kirli ellerin yönetiminde bunu biliyoruz. Kirli eller var, bunların ortaya çıkarılması lazım da bunları kim ortaya çıkaracak. Yönetim. Peki yönetimin eli kirliyse ne olacak. Temiz eller operasyonuymuş. Başbakan diyor ki "Çocuklarımızın geleceği için temiz eller operasyonu yapıyoruz' diyor. Bir defa sayın Başbakan çocuklarının geleceği için hiç endişe etmesin. Onların geleceği güvence altında. Biz elbette çocuklarımızın geleceğini düşünüyoruz ama bizim düşündüğümüz çocuklar Başbakanın ve yakınlarının çocukları değil, 70 milyonun çocukları. Biz onların geleceğini düşünüyoruz. Temiz eller operasyonu Başbakanın ağzına yakışıyor mu Allah aşkına. Temiz eller kim sen kimsin? İtalya'da temiz eller yapıldı. Çünkü İtalya'da Başbakanların dokunulmazlıkları kaldırıldı. Kaldır dokunulmazlıkları gel temiz elleri yapalım." KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞI
CHP Lideri Baykal, grup konuşmasında CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı ile ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Kılıçdaroğlu'nun adaylığının kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdığını ifade eden Baykal, şöyle konuştu:
"Artık insanlarımız dürüstlüğü özlemiş. Kılıçdaroğlu dürüstlüğü temsil ediyor. Dürüst bir belediye Türkiye için inanılmaz bir heyecan yaratıyor. Hem dürüstlük hem belediye. İstanbul belediyesinde dürüstlük, olacak şey değil! Bu özlem birden bire büyük bir elektrik yarattı Türkiye'de. Olur mu, olur. Bu duygu oturmaya başladı. İnşallah bu gerçek işleyecektir ve özlenen sonuç doğacaktır. Bu adaylık şu bakımdan büyük önem taşıyor. Eğer İstanbul'da AKP belediyesi AKP'nin elinden çıkarsa İstanbul'da yaşanmış olan o büyük tezgahların Kılıçdaroğlu gibi birisinin elinde nasıl ortaya çıkacağı ve Türkiye'de nasıl büyük bir deprem yaratacağı korkusu büyük bir telaş yarattı. Onun için Başbakan bugün CHP'ye veriyor veriştiriyor. Korkunun faydası yoktur. Millet ne yapacağını biliyor" (ANKA)