Eğitimci Ayşe Doğancı'nın köpeği Güllü, katıldığı eğitimlerdeki çocukların favorisi.
İLİŞKİLİ HABERLER
'O hayvan, canı acımaz ki' diyenler var
'O hayvan, canı acımaz ki' diyenler var
İlköğretim okullarına gidip, çocuklara hayvan sevgisi ve bilincini aşılamak için eğitim seminerleri veren gönüllü hayvan sever Ayşe Doğancı, bu eğitimlerin çok faydalı olduğunu söylüyor..
Türkiye'de sokak hayvanlarının durumu malum. İtilip kakılıyorlar, işkence görüyorlar, vahşice öldürülüyorlar. Asıl şaşırtıcı olan ise bu eziyetin failleri arasında kimi zaman çocuklara da rastlanabilmesi. "Küçücük bir çocuğun içinde nasıl bu kadar kin ve nefret olur?" diye sormadan edemiyor insan. Aslında bütün bunların sorumlusu çocuklar değil, eğitimsizlik. O çocuklara hayvanların da bir can taşıdığını, onların da canının acıyabileceğini, duyguları olduğunu birilerinin anlatması gerekiyor.
İşte bu yönde yapılan iyi çalışmalar da var.
Üsküdar Belediyesi yetkilileri ilçe sınırları içinde ilköğretim okullarına gidip, çocuklara hayvan sevgisi ve bilincini aşılamak amacıyla eğitim seminerleri veriyor. Geçen yıl ocak ayında başlayan seminerlerde ulaşılan okul sayısı 100'ü aşmış. Sokak hayvanlarının rehabilitasyonu kapsamında düzenlenen toplantılarda; Veteriner Hekim Sıtkı Uçar ve Sokak Hayvanları gönüllüsü Ayşe Doğancı tarafından öğrencilere; kuduz hastalığının ve sokak hayvanının ne olduğu, onlara nasıl davranılması gerektiği ve ısırılma durumunda yapılması gerekenler anlatılıyor.
İNSAN SAĞLIĞI İÇİN ÖNEMLİ
Her hafta salı günü iki ilköğretim okulunda gerçekleşen seminerlerde ayrıca, hayvanlardan bulaşan hastalıklar ve yapılması gerekenler hakkında bilgi veriliyor. Eğitimleri gerçekleştiren gönüllü hayvansever Ayşe Doğancı bu eğitim programının ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: "Üsküdar'da önce barınak adam edildi. Çok iyi operasyon yapan hekimler ve asistanlar alındı. Çok iyi bir yakalama ekibi kuruldu.
Bu sistem oturdu. Her gün araç çıkıyor, hayvanlar yakalanıyor, barınağa getirilip kısırlaştırılıyor, aşılanıyor. Uygun olanlar geri bırakılıyor. Sokakta küpeli köpekler dolaşmaya başladı. Bizim bunu insanlara anlatmamız için bir şey yapmamız gerekiyordu. İşte bu eğitim bu noktada devreye girdi. Gittiğimiz okullardaki her çocuk, öğretmenler ve veliler; 'küpeli köpek nedir? Belediye bu işi niye yapıyor?' bunu anlamaya ve fark etmeye başladı. Bunun insan sağlığı için anlatılması çok önemli."
İNTERAKTİF SUNUM
Genellikle ilköğretim okullarının dördüncü ve beşinci sınıflarına eğitim verdiklerini söyleyen Ayşe Doğancı, gittikleri okullarda interaktif bir sunum yaptıklarını anlatıyor: "Çok hoş bir slayt gösterimiz var. Çocuklar da katılıyor.
'Gözlerini kapayın, kendinizi bir sokak köpeği olarak düşünün' diyoruz mesela.
'Sokakta üşüyorsun, açsın, biri gelip sana bir de taş atsa ne hissedersin?' diyoruz. Sınıfta kıyamet kopuyor: 'Çok canım acır... Kötü insanlar...' diye bağırıyorlar. Yani sunumun içindeler.
Sunum bittikten sonra bir yazı var.
Gönüllü bir çocuk bunu okuyor. 'Köpeklere iyi davranacağım, elimden geldiğince yardım edeceğim, bildiklerimi arkadaşlarıma öğreteceğim' gibi mesajlar içeriyor." Eğitimlere köpeği Güllü'yü de götüren Ayşe Doğancı, son derece sakin mizaçlı bir sokak köpeği olan Güllü'nün ortamı sıcak ve canlı tutmaya yaradığını belirtiyor: "Çocuklar onu çok seviyor ve hiç sıkılmıyorlar. Hatıra fotoğrafları çekiyoruz.
Hepsi mıncıklıyor. Hepsine tek tek patisini veriyor. Çok korkan çocuklar bile seminer sonunda ona dokunabiliyor." Hem özel okullara hem de devlet okullarına giderek eğitim verdiğini söyleyen Ayşe Doğancı özel okullardaki çocukların üç aşağı beş yukarı bir evcil hayvan anlayışı olduğunu ama gecekondu mahallesinde yaşayanların hiçbir fikri olmadığını belirtiyor: "O bölgede, 6. sınıfta okuyan bir çocuk, bir hayvanın canının acıyabileceği fikrine çok uzak. Bilmiyor. 'Canı acımaz ki, o hayvan' diyor. Güllü'yü sahiplenmiş olmama şaşırıyorlar. 'O sokak köpeği. Niye yanında gezdiriyorsun?' diyorlar. Ben de, 'Günün birinde köpek sahiplenecekseniz siz de sokaktan bir hayvan alabilirsiniz' diyorum. Bakın bu bir sokak köpeği ve benimle yaşıyor. Tuvaletini biliyor, otur kalk biliyor. Hiçbirinize bir zararı yok...
Çocuklar bilmiyorlar. Çok korkuyorlar.
Çok da haklılar. Biz onlara kısırlaştırmanın önemini anlatıyoruz.
'Kuduz nedir? Hayvanlardan insanlara nasıl hastalık geçer? Nasıl davranmak gerekir? Köpeğe nasıl yaklaşılır?', bunları öğretiyoruz."
İLİŞKİLİ HABERLER
'O hayvan, canı acımaz ki' diyenler var
Yayın tarihi: 24 Ocak 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/24/ct/haber,94539DDE63E244CDA8241C12C993C138.html
Tüm hakları saklıdır.