Ergenekon Operasyonu 11'inci dalgayla sürüyor. Bu kez kapsama alanı da bir hayli genişledi. Böylece birkaç il ekseninde süren operasyon bu kez
Türkiye'nin 14 farklı iline yayıldı.
Medyatikliği nedeniyle ART Televizyonu ve Türk Metal Sendikası Başkanı
Mustafa Özbek 'in gözaltına alınması siyasetin ilgi odağında olsa bile bu operasyonun asıl dikkat çekici yanı polis ve muvazzaf askerleri içine almasıdır.
Bir ara yükselen ve bilinçli bir biçimde söylenen
"Polis bu işin içinde yok mu?" sorusu da böylece cevabını bulmuş oldu.
Doğrusu Susurluk fotoğrafının öne çıkan isimleri ağırlıkla polisti. Ama sadece o karanlık fotoğrafın bir parçasıydı. Bugün Ergenekon'la çok daha geniş bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Bu yapının içinde polisin olmaması düşünülemez.
Aslında polis veya asker mevcut kurumların içinde böyle
"hukuk dışı" yapılar var ve
Türkiye bu yapıları tasfiye eden bir yüzleşme yaşıyor.
Özel harekâtçı polislerin ve etkili görevlerdeki askeri kişilerin de gözaltına alınması bunu gösteriyor.
Son operasyonun zamanlaması da birçok insanı şoke etti. Şoke etti, çünkü birçok kişi neredeyse 10'uncu dalgayla bu işin sonuna gelindiğini söylüyordu.
İşin bir ilginç yanı da 11'inci dalganın devletin zirvesinde, yasama, yürütme ve yargı mensuplarının buluşmasının hemen ardından yapılması... Gerçekte ortada şaşırtıcı, şoke edici bir durum yok. O çok eleştirilen, üzerinde fırtınalar kopartılan Ergenekon iddianamesinin özü, sürecin nereye gideceğini zaten işaret ediyor. Tabii görmek isteyenlere.
Operasyonun biçimine yönelik eleştiriler elbette olacak. Bu eleştirilerden yargı da yararlanıyor ama yoluna da devam ediyor.
İstanbul Başsavcı Vekili
Turan Çolakkadı yürütülen operasyonların hukukla ilişkisini şöyle açıklıyor:
"Arama ve el koyma işlemleri, mahkeme kararına göre gerçekleştirilmektedir. Bütün soruşturma işlemleri, yasalar çerçevesinde ve mahkemelerden alınan kararlara göre, ilgili Cumhuriyet Savcısının koordinesinde görevli 4 Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülmektedir."
İşte bu noktada emekli orgeneral
Tuncer Kılınç 'ın şu sözünü hatırlatmakta yarar var:
"Yargıda hakkınızda bir isnat varsa ondan kurtulmanın yolu yargının karşısına çıkmaktır."
Türkiye'de birçok konuda olduğu gibi bu konuda da ciddi kafa karışıklığı yaşanıyor.
Eğer bu yaklaşımlar ideolojik değilse büyük olasılıkla tüm olup bitenlere
"eski Türkiye" üzerinden bakıldığı içindir.
Oysa
Türkiye değişiyor, demokratikleşiyor ve demokratikleştikçe temizleniyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
11'inci dalgayı nasıl okumalıyız?
Yayın tarihi: 23 Ocak 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/23//ovur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.