kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Ocak 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Kimse yargısız infazda bulunmamalı

Giriş Saati : 20.01.2009 18:36
Güncelleme : 20.01.2009 22:37
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ülkemizde maalesef yargısız infaz yapmaya alışmış bazı kurum ve kuruluşlar olduğu gibi, bazı şahıslar hatta köşe yazarları da var. Medya grupları da bu tür şeyleri yapıyorlar. Bunu hiçbir kurumun yapmaması gerekir, siyasetçilerin de yapmaması gerekir'' dedi.

Erdoğan, ''Hukuk kuralları içinde devam etmekte olan soruşturma ve soruşturmayı yürütmekte olan savcı üzerindeki tasarrufları, savcıya yönelik baskıları, hukuka en çok saygı göstermesi gereken hukukçuların bu saygıyı göstermemesini kınadığını'' da söyledi.

Başbakan Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin ''Ergenekon soruşturması devam ediyor. Bu kapsamda adı geçen bir albay intihar etti. Bu konuyla ilgili Genelkurmay bir açıklama yaptı. Açıklamada yargısız infaz yapılmamalı yönündeki ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Erdoğan, şu karşılığı verdi:

''Ben öncelikle Kırca'ya rahmet diliyorum. Ben ta başından beri bir şey söylüyorum; yargı sürecine kimsenin müdahale etmemesi gerekir. Hukuka saygı duyulması gerekir ve yargı süreci bitmeden kimseyi suçlu ilan etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Herkesin bunu böyle bilmesi lazım. Fakat ülkemizde maalesef yargısız infaz yapmaya alışmış bazı kurum ve kuruluşlar olduğu gibi, bazı şahıslar hatta köşe yazarları da var. Medya grupları da bu tür şeyleri yapıyorlar. bunu hiçbir kurumun yapmaması gerekir, siyasetçilerin de yapmaması gerekir, kimsenin yapmaması gerekir. Hiçbir şeyi istisna etmiyorum.

Biliyorsunuz, suç sabit olmadıkça kimseyi suçlu ilan edemezsiniz ve adalet onun için adalettir, hukuk onun için önemlidir. Bu bakımdan burada biz kalkıp da suçludur, şöyledir böyledir deme hakkına sahip değiliz, bu hakkımız yok. Şu anda bir yargı süreci vardır. Bu yargı sürecine herkesin saygı duymasının gereğine inanıyorum ve ben şu anda hukuk kuralları içinde devam etmekte olan soruşturma ve soruşturmayı yürütmekte olan savcı üzerindeki tasarrufları da kınıyorum, savcıya yönelik baskıları kınıyorum ve hukuka en çok saygı göstermesi gereken hukukçuların bu saygıyı göstermemesini de kınıyorum.''

Başbakan Erdoğan, ''Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yasama, yürütme ve yargı başkanlarını yarın Çankaya Köşkü'nde ağırlayacak ve zirve yapacak. Nasıl değerlendiriyorsunuz zirve kararını, nelerin gündeme gelmesini bekliyorsunuz? Kurumlar arasında bir çatışma, sorun sıkıntı mı var, yoksa genel bir değerlendirme mi?'' sorusuna karşılık, Cumhurbaşkanı Gül'ün ''yeni yıl sebebiyle biraz gecikmiş olsa da böyle bir daveti yaptığını bildirdiğini ve kendisinin de davete katılacağını'' söyledi.

Erdoğan, ''Bu davette neler görüşülecek, neler yapılacak daha sonra Cumhurbaşkanlığı makamı bununla ilgili zannediyorum yaparsa, basın açıklamasını yapar. Ne görüşüldü, ne yapıldı, onu döndükten sonra, eğer bizim de görüşme fırsatımız olursa görüştüğümüz arkadaşlarımıza anlatırız. Ama şu anda sadece yeni yıl sebebiyle Cumhurbaşkanımızın bizlere vereceği bir yemek olduğunu biliyorum'' dedi.

''KİMSESİZLERİN KİMSESİ, SESSİZ YIĞINLARIN SESİ ...''

Erdoğan, ABD'nin yeni Başkanı Obama ile yakın zamanda teması olup olmayacağı ve ABD'nin yeni yönetiminden öncelikli beklentisiyle ilgili soru üzerine, ''Burada fazla detaya girmeye vaktimiz yok, ama şunu ifade edeyim; beklentiler çok yüksek, aşırı derecede yüksek. Sayın Obama'nın önünde öncelikle küresel finans krizi var, Orta Doğu ortada, böyle bir şey söz konusu. Ama bana 'Sayın Obama'dan ne bekliyorsunuz' diyorsanız, Ben; kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olmasını bekliyorum'' diye konuştu.

Diyarbakır başta olmak üzere geri kalan illerin belediye başkan adaylarının ne zaman açıklanacağıyla ilgili soru üzerine, bu aralardaki yoğun programları nedeniyle bu çalışmaların aksadığını belirten Erdoğan, ''Gerçi arkadaşlarım büyük ölçüde işi çözmüş vaziyetteler, fakat ben de şöyle gelip son olarak bir daha beraberce gözden geçirelim istedim. Çalışmaları gözden geçirip bu hafta sonuna kadar bitirebilirsek, bu hafta sonuna kadar bitirmeye çalışacağız. Zaten çok fazla bir şey kalmadı'' dedi.
Bir gazetecinin ''Diyarbakır adayınızı Diyarbakır'da açıklayacağınız yönünde haberler vardı? Doğru mu?'' sorusuna Erdoğan, ''Diyarbakır da mı açıklayacağız, Ankara'da mı açıklayacağız, böyle belirlenmiş bir şey yok. Gerekirse orada da açıklarız, mani bir hal yok'' yanıtını verdi.

''AB ÜYESİ ÜLKELER, ONLAR DA BURADAN (NABUCCO) DOĞALGAZ İHTİYACINI GİDEREBİLMELİ''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB üyesi ülkelerin NABUCCO üzerinden doğalgaz ihtiyacını gidermesi gerektiğini belirterek, ''Biz bu arada, Yunanistan'a daha henüz bu gerçekleşmeden doğalgaz verir hale geldik. Şimdi İtalya ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hatta burada Arnavutluk'a da doğalgaz vermek için bir gayretin içindeyiz. Bunu da özellikle gündeme getirmem lazım'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Brüksel dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile ağırlık olarak Gazze'yi, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve heyeti ile yaptıkları görüşmelerde ise ağırlıklı olarak AB üyeliği sürecini görüştüklerini kaydetti.

Erdoğan, görüşmelerde, bölgesinde önemli bir ülke ve G-20'nin aktif üyesi olan Türkiye'nin, ekonomik krizden hızlı bir sürede kurtulma, yeni bir uluslararası mali mimarinin oluşturulması yönündeki küresel çabaları desteklediğini ve bu çabalara katkıda bulunduğunu izah ettiklerini söyledi.

AB'nin gündeminde olan en önemli konunun ''enerji'' olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, ''Bu konuda Türkiye'nin hassasiyetini, NABUCCO ile ilgili attığı adımları ve bundan sonraki süreçte atacağı adımları ama enerji faslını tamamen dışlanmasını veya Güney Kıbrıs'ın yaklaşımı nedeniyle bunun gündem dışı tutulmasını doğru bulmadığımızı ilettik'' dedi.

Bu konuya hassasiyet gösterilmesini istediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''NABUCCO ile ilgili ise bu işin 3 tane başlığı var. 'Tedarik', 'Transit' ve 'Tüketim'... Biz tedarikçi ülke değiliz. Transit ve tüketimde varız. Bu iki özelliğimiz var. Tedarik noktasında biz de çalışacağız. NABUCCO'da bu işi üstlenen 5 ülke var. Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Avusturya ve Almanya. Türkiye ile beraber 6 ülkeyiz ve 6 ülke hep beraber çalışmayı sürdürmemiz lazım. Bunun yanında AB'nin bu konudaki çalışmaları zaten oluşturduğu Enerji Komisyonu ile de sürdürmesi lazım ve bu sürece tedarik noktasında nasıl katkıda bulunabiliriz, bunun araştırmasını yapmalıyız.

AB üyesi ülkeler, onlar da buradan doğalgaz ihtiyacını giderebilmeli. Biz bu arada, Yunanistan'a daha henüz bu gerçekleşmeden doğalgaz verir hale geldik. Şimdi İtalya ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hatta burada Arnavutluk'a da doğalgaz vermek için bir gayretin içindeyiz. Bunu da özellikle gündeme getirmem lazım. Temaslarımızda bunları da paylaştık.''

''ASİMİLASYONA KARŞI DURARAK, ENTEGRASYONDAN YANA OLMAK...''

Görüşmelerde terörle mücadele konusunun da önemli yer tuttuğunu belirten Erdoğan, ''Bunun da detaylarına varıncaya kadar özellikle de Sayın Solana ile bu konuları çok daha detay olarak görüştük. Gazze'deki durum başta olmak üzere Orta Doğu barış süreci, Kafkaslarda işbirliği çabaları ve diğer bölgesel konular üzerinde durduk. Onlar da bu çalışmalarda yardımcı olmamız hususunu bizlere ifade ettiler. Temaslarımızda özellikle AB Parlamentosu Başkanı ve AP Siyasi grup başkanlarıyla da bir araya geldik. AP Başkanı Sayın Pöttering de bunu çok açık, net ifade ettiler. Özellikle, Orta Doğu'daki son dönemde attığımız adımların, yaptığımız çalışmaların önemini kendileri de vurguladılar'' diye konuştu.

Parlamenter işbirliğinin artırılması, halklarımız arasında daha sağlıklı iletişimin sağlanabilmesi için ''Medeniyetler İttifakı'' girişiminin desteklenmesi konusunu gündeme taşıdıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, bazı düşünce kuruluşlarıyla da bir araya geldiklerini söyledi.
AB üyelik süreci yolunda kaydedilen mesafeleri, Türkiye'nin bulunduğu bölge ve dünyanın barış, istikrar ile refahına yapılan katkılara, AB reform ve üyelik sürecindeki kararlılığı ayrıntılarıyla aktarma fırsatı bulduklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Brüksel ziyareti vesilesiyle, vatandaşlarımız ve dernek temsilcileriyle, sivil toplum örgütleriyle de ayrıca görüştük. Sadece Belçika'da olanlar değil, Avrupa'nın değişik ülkelerinden sivil toplum örgütleri de Brüksel'e geldiler. Onlarla da geniş zaman ayırarak bir toplantı yaptık. Daha sonra sorulu-cevaplı görüşmelerimiz oldu. Sıkıntılar, bunların giderilmesi hususunda notlarımızı aldık, takipçisi olacağız. Bunların yanında vatandaşlarımızın ulusal benliklerini koruyarak, birlik ve beraberlik içerisinde asimilasyona karşı durarak, entegrasyondan yana olmak suretiyle... Çünkü entegrasyon olmadığı sürece vatandaşlarımızın Avrupa'da huzur bulması mümkün olmaz. Ama asimile edilme noktasına gelince kimse bizim vatandaşlarımızdan dinini, dilini, kültürünü, geleneğini istememeli. Ama bulunduğu ülkenin dilini de kavramalı. Oranın sistemi içerisinde, kurumlarıyla barışık halde yaşaması, bunlar da oradaki vatandaşlarımızın başarısı, mutluluğu için önemli. Onun için okul öncesi eğitimden tutunuz, yüksek eğitime, masterine, doktorasına varıncaya kadar bu konuda yavrularımızın başarılı olması için ne gerekiyorsa bunların yapılması, bize ne düşüyorsa bu konuda yardımcı olacağımızı kendilerine bir daha hatırlattık.''

İSTANBUL CENTER

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Brüksel'de ''İstanbul Center'' adlı bir merkez kurduğunu belirten Erdoğan, merkezin resim sergileriyle, toplantılarıyla çeşitli aktivitelerde bulunduğunu söyledi. Resim sergisini gezdiğini belirten Erdoğan, İstanbul Center'in kuruluşunda katkısı olanları kutladı.

Böyle bir merkezin oluşturulmasının Brüksel'deki faaliyetlere de farklı bir aktivite kazandıracağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Merkezin kurulduğu daha ilk yılda gerçekleştirdiği çok başarılı ve yararlı etkinliklerle 2008 Yılı Sivil Toplum Avrupa Başarı Ödülü almış olması da gerçekten gurur verici. İstanbul'un ülkemizi AB'ye taşımada üstlendiği bu görevi en iyi şekilde yerine getirmesi için hükümet olarak gereken desteği vermeye devam edeceğiz. İstanbul 2010 inanıyorum ki Avrupa Başkenti sürecinde çalışmalarımız unutulmaz şekilde anılara geçecektir'' diye konuştu.

-''ZİYARET SIRASINDA ORTAK HEDEFİMİZİN TAM ÜYELİK OLDUĞUNU TÜM MUHATAPLARIMIZLA BİRLİKTE BİR KEZ DAHA TEYİT ETTİK''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel ziyareti sırasında ortak hedefin tam üyelik olduğunu tüm muhataplarıyla birlikte bir kez daha teyit ettiklerini belirterek, ''AB üyeliğinin Türkiye'nin stratejik hedefi olduğunu ve bundan başka herhangi bir seçenekle ilgilenmediğimizi de ısrarla vurguladık'' dedi.

Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Hasselt'de büyükçe bir salonda yaklaşık 15 bin Türk vatandaşıyla bir araya geldiklerini, bunun coşku ve heyecan dolu anlamlı bir buluşma olduğunu söyledi. Geçen yıl birincisini yaptıkları bu buluşmanın ikincisini bu yıl Belçika'da yaptıklarını dile getiren Erdoğan, bundan sonraki yıllarda farklı ülkelerde de bu buluşmaları devam ettirmenin Avrupa'da yaşayan Türkler, hatta Avrupa dışında yaşayan Türklerle de bu tür buluşmaların anlamlı olacağına inandığını kaydetti. Erdoğan, Avustralya'ya varıncaya kadar böyle bir sürecin içinde olacakları bildirdi.

Başbakan Erdoğan, ziyaretiyle ilgili olarak şu bilgileri verdi:

''Ziyaret sırasında ortak hedefimizin tam üyelik olduğunu tüm muhataplarımızla birlikte bir kez daha teyit ettik. Görüşmelerimizde ve sivil toplum örgütlerinin düzenlediği toplantılarda AB üyeliğinin Türkiye'nin stratejik hedefi olduğunu ve bundan başka herhangi bir seçenekle ilgilenmediğimizi de ısrarla vurguladık.

AB üyelik hedefimizi ve ülkemizde bu alanda yapılan çalışmaları etraflıca muhataplarımıza izah ettik. Görüyoruz ki, muhataplarımız aslında olan bitenleri de tam manasıyla maalesef bilmiyor. Demek ki, belli merkezlerden alınan haberlerle yetiniliyor. Ancak yasalar noktasında yapılanları biliyorlar ama yasaların dışında yapılanları gayet iyi bir biçimde izleyemiyorlar.''

KIBRIS KONUSU

Başbakan Erdoğan, görüşmelerde her zamanki gibi Kıbrıs konusunu ele aldıkları ifade ederek, sorunun kapsamlı çözümüne yönelik müzakereler, adadaki iki halkın liderleri arasında geçen Eylül ayında başlatılan görüşmeler, gelinen nokta ve bundan sonraki sürecin nasıl devam edeceği konularını değerlendirdiklerini bildirdi.

Erdoğan, ''Yine bu süreci Türkiye'nin engellediğine yönelik saçma sapan bazı yapılan lobilerin, kulislerin olduğunu gördük. Buna yönelik olarak da... Türkiye bu sürecin yanındadır, arkasındadır. Biz garantör ülke olarak da bir an önce bir çözüme kavuşmanın ve kavuşturmanın savunucusuyuz. Bunu, biz Annan Planı sürecinde nasıl gösterdiysek, bundan sonraki süreçte de adil, kapsamlı, kalıcı bir çözümden yanayız. İki kurucu devlete dayalı bir ortak Kıbrıs. Bu bizim zaten başından itibaren iddiamızdır bunun arkasında olduğumuzu söyledik'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, AB üyesi ülkelerden nokta hassasiyet istediklerini belirtti.

TBMM'nin değerli çalışmalarıyla reform ve müzakere sürecinde yeni bir ivme başladığını ifade eden Erdoğan, 2008'in ağırlık olarak (TCK) 301. maddenin yeniden düzenlenmesine yönelik bir süreç olduğunu, bunun yanında Vakıflar Kanunu'nun çıkarıldığını, madde sayısı oldukça fazla olan Türk Ticaret Kanunu ile ilgili çalışmaların da devam ettiğini anımsattı.
Erdoğan, şunları kaydetti:

''Ama bir seçim sürecine de şu anda girmiş bulunuyoruz. Mart sonu itibariyle seçim var ama seçimden sonra, inanıyorum ki, meclisimiz bu nokta çok daha yoğun bir çalışmanın içerisine girmek suretiyle Sendikalar Kanunu ve Mecliste bulunan diğer 30'u aşkın kanunu da süratle çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız. Çünkü AB ile olan bu süreçte özellikle de Başmüzakereci olarak görevlendirmiş olduğumuz Devlet Bakanımız Egemen Bağış Bey ile bölgedeki çalışmaları çok daha yoğun bir şekilde, tamamen oraya odaklanmak suretiyle sürdüreceğiz.''

AA