Sık banyo yapmak deri kuruluğuna neden oluyor
Giriş Saati : 13.01.2009 10:59
Güncelleme : 13.01.2009 22:39
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rana Anadolu, banyo yapmanın ciltteki nem miktarının azalmasında önemli bir etken olduğunu belirterek, ''Sık banyo yapmak, sıvı sabun ve duş jelleri gibi kuvvetli deterjan özelliğine sahip temizleyiciler kullanmak, sıcak suyla yıkanmak, ciltteki kuruluğu daha da artırıyor'' dedi.
Anadolu, deri kuruluğunun, özellikle kara ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerde yaşayanlarda görüldüğünü ve kış aylarında kalorifer, soba gibi ısıtıcı sistemlerin devreye girmesiyle birlikte ortamdaki nem miktarının önemli ölçüde azaldığını söyledi. Kuru havanın, deride yeterli olmayan nem miktarının daha da azalmasına neden olduğunu, dile getiren Anadolu, ''Deri kuruluğu, ciltte gerginlik, kaşıntı ve hafif pullanmaya yol açıyor'' diye konuştu.
Anadolu, deri kuruluğunun özellikle yüz olmak üzere kol ve bacaklarda yoğun olarak görüldüğünü bildirerek,bu sorunun günlük alışkanlıkların değiştirilmesi halinde önlenebilineceğini kaydetti.
''SENTETİK TEMİZLEYİCİLER KULLANILMALI''
Banyo yapmanın ciltteki nem miktarının azalmasında önemli bir etken olduğuna dikkati çeken Anadolu, ''Sık banyo yapmak, sıvı sabun ve duş jelleri gibi kuvvetli deterjan özelliğine sahip temizleyiciler kullanmak, sıcak suyla yıkanmak, ciltteki kuruluğu daha da artırıyor'' dedi.
Anadolu, vücut temizliği için kullanılacak ürünlerin, cilt yapısına zarar vermeyen özellikte olmasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Sentetik temizleyici anlamında olan 'Simbet' ürünleri kullanılmalı. Bu ürünler, ph ve asit açısından deriye zarar vermeyecek şekildedir. Temizleyicinin üstünde 'simbet' olup olmadığı yazar. Simbetler çok güçlü deterjan özelliğine sahip değiller. Bu yüzden, bunların kullanılmasını öneriyoruz'' şeklinde konuştu.
AÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rana Anadolu, insan derisinin son derece hassas olduğunu ve salgı bezlerinin ürettiği yağ ile terden oluşan bir örtü sisteminden oluştuğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Bu örtünün çamaşır veya bulaşık yıkarcasına güçlü bir deterjanla tamamen sökülüp atılması deriyi hırpalıyor. Normal sabunların ph'ları cilt yapısına uygun değil. Bunlar, hem derinin florasını bozuyorlar ve hem de bazı bakteri ve mantarların çoğalması için uygun ortam hazırlıyorlar. Normal sıvı sabunla yıkanan saç derisinde bazı çökeltiler kalıyor. Bu da hem derinin pullanmasına ve saçın matlaşmasına yol açabiliyor.
Ürünlerin çok köpürmesi temizleyicinin ne kadar kaliteli değil kuvvetli olduğunun bir göstergesidir. Bu ürünler de deri yüzeyindeki bütün lipitleri, koruyucu tabakayı hatta derinin kendine özgü hücresel konfolentlerini eritmektedir.''
Deri kuruluğunun ilerlemesi halinde kaşıntının şiddetinin artacağını, ciltte şişme, tahriş ve çatlama gibi olumsuzlukların görülebileceğini dile getiren Anadolu, ''Tedavi edilmediğinde ciltte kırışıklara yol açar, derinin geçirgenliği artar. Dış ortamdaki tahriş edici ve alerjik olma özelliğindeki maddeler deriye daha kolay girerler'' uyarısında bulundu.
''BANYO ZAMANLARI KISA TUTULMALI''
Anadolu, deri kuruluğunu önlemek için banyo yapılacak suyun ılık olmasına ve vücudun defalarca sabunlanmamasına özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, şu önerilerde bulundu:
''-Suyun sıcaklığı vücut sıcaklığına yakın olmalı. Çünkü, tek başına sıcak su bile deriyi kurutan bir faktördür. Derinin ıslanıp kuruması dahi su kaybına neden olmaktadır.
-Yıkanma süreleri, özellikle kış aylarında kısa tutulmalı.
-Temizlik sırasında gerek el yıkama, gerek vücut, banyo ve saç temizliğinde sentetik ürünler kullanılmalı.
-Banyo sonrasında nemlendiriciler kullanılmalı. Nemlendiriciler, derinin özelliğine göre seçilmelidir. Bunun için pahalı ürünlere de gerek yok. Her yerde rahatlıkla bulunabilen ve çok ucuz olan 'vazalin'' kullanılabilir.
-Radyatörlerin kenarlarına su rezervuarları takılabilir, sobanın-kaloriferin üzerine bir kap içine su konulabilir ya da ıslak havlu asılabilir.
-Dış ortama çıkarken, cildi koruyabilen atkı, şapka, bere gibi giysiler kullanılmalı.
-Cildin doğrudan rüzgar almamasına dikkat edilmeli.
-Kuşkusuz, tüketilen sıvı miktarı yüksek tutulmalı. Gün içerisinde en az 3 litre sıvı tüketilmeli.''
(AA)
Yayın tarihi: 13 Ocak 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/13//haber,49EEE761090541EFBE7D3FF73C505045.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.