Giriş Saati : 12.01.2009 17:57 Güncelleme : 12.01.2009 20:01
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Gazze'deki saldırılarda yaralanan Filistinlilerin tedavi amacıyla Türkiye'ye getirilmesi için bir ambulans uçağın bölgeye gönderileceğini bildirdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada, ele alınan konularla ilgili bilgi verdi.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla ilgili gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda, Filistin ile İsrail arasındaki itilafın giderilmesi ve insani yardımların düzenli bir şekilde ulaştırılması konusunda Türkiye'nin baştan beri bir çaba sürdürdüğünü belirten Çİçek, şöyle konuştu:
''Şu anda Sayın Başbakanımız adına Ahmet Davutoğlu başkanlığında bir ekip hem Kahire'de hem Şam'da gidip gelmek suretiyle ve tüm taraflarla bir şekilde temasta bulunarak, kalıcı bir barışın sağlanması için en önce ateşkesin temin edilmesi ve insani yardımların biran önce o bölgeye gönderilmesi için yoğun bir çabayı sarf etmektedir.
Umut ederiz ki yakın bir zaman içinde böyle bir öncelikli neticeye varmış oluruz.
Bu arada, geçtiğimiz Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıkladık. Türkiye bir taraftan insani yardımlarını o bölgeye götürmeye çalışıyor, gıda ve ilaç yardımı başta olmak üzere, öbür taraftan da çok sayıda sivilde hayatını kaybetmiştir, 3 binin de çok üzerinde yaralı var. Bu yaralıların Türkiye'ye getirilip tedavisi noktasında bir ambulans uçak temin edildi. Şu saatlerde gitmiş olması gerekir. Eğer imkan olacaksa oradaki yaralıları Türkiye'ye getirilip burada tedavisi yapılacaktır. Türkiye çalışmalarını çok yönlü olarak sürdürüyor.''
Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AB üyelik sürecine yönelik reformların yavaşladığı ya da hükümetin konuyu yeterince öne almadığı'' tarzındaki değerlendirmelerin sağlıklı olmadığını ifade etti.
Bakan Çiçek, ''AB'nin dile getirmediği bir husus var. 10 başlık ile ilgili de henüz AB, kendi yükümlülüklerini yerine getirmemiş, tarama sonuçlarını bize bildirmemiştir'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda, AB ilişkilerinin de görüşüldüğünü belirtti.
Başmüzakerecilik görevini yürütmek üzere Devlet Bakanlığı'na atanan Egemen Bağış'ın AB Genel Sekreterliğinin mevcut durum ile ilgili bilgi sunduğunu anlatan Bakan Çiçek, şunları söyledi:
''Hükümetimizin öncelikleri arasında AB müzakere süreci gelmektedir. Her Bakanlar Kurulunda da AB ile ilişkilerimiz hangi noktadır, tıkanan noktalar nelerdir, yapılan çalışmalar hangi safhadadır, bunlar değerlendirme konusu yapılmaktadır. Ancak 2009'un başında olduğumuz için çok kapsamlı bir değerlendirmeyi, hem genel sekreterlik sundu, hemen her arkadaşımız da görüşlerini ifade etti. Tekrar ifade etmek istiyoruz ki Hükümetimizin AB konusundaki kararlılığı devam ediyor. 2008 yılı sonu itibariyle Ulusal Program da yayınlandı. Dolayısıyla daha yılın ilk günlerinden itibaren, taahhüt ettiğimiz Ulusal Program'ın uygulanması konusundaki kararlılığımız sürecektir, sürmektedir. Dolayısıyla 'Türkiye'de reformlar yavaşladı ya da Hükümet bu konuyu yeteri kadar öne almıyor' tarzındaki değerlendirmeler, bence baştan beri çok sağlıklı değerlendirmeler değil, eksik bilgiye dayanıyor, en azından... Şunu görmemiz lazım ki Türkiye'nin aynen 18 kasım 2002'de olduğu gibi, göreve geldiğinden bu yana kararlılığında en ufak bir tereddüt, bu politikalarından da bir sapma söz konusu değil. Ancak böylesine kapsamlı bir projenin sürdürülmesinde bizden kaynaklanmayan ve dışardan da bu süreç yavaşladı tarzındaki algılamalara sebebiyet veren bazı hususlar var. Onları da fırsat buldukça söyledik.''
33 başlık üzerinden müzakerelerin yapıldığını anımsatan Bakan Çiçek, bunların 8 tanesinde hiç alakası olmadığı halde Kıbrıs sorunu nedeniyle bir ambargonun söz konusu olduğunu dile getirdi. Ayrıca Fransa'nın da bir kısım kriterler getirdiği 5 tane başlığın bulunduğunu da ifade eden Çiçek, ''ayrıca AB'nin dile getirmediği bir husus var. 10 başlık ile ilgili de henüz AB, kendi yükümlülüklerini yerine getirmemiş, tarama sonuçlarını bize bildirmemiştir. Dolayısıyla bir değerlendirme yapılacaksa bizim kararlılığımız bu noktada tamdır'' dedi. Bakan Çiçek, 24 saat bu konu üzerine çalışacak, kafa yoracak bir ismin görevlendirildiğini dile getirdi.
TPAO
Toplantıda ayrıca TPAO'nun çalışmalarının da görüşüldüğünü belirten Çiçek, Enerji konusunun şu aralar tüm Avrupa ve Türkiye'nin yakından ilgilendiği bir konu olduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin doğal gaz ve petrolü neredeyse tamamen dışardan temin ettiğini anımsatan Çiçek, onun için Türkiye'nin petrol ve doğal gaz aramalarına doğru bir şekilde devam etmesi gerektiğini vurguladı. Bakan Çiçek, TPAO'nun çalışmalarını daha verimli ve süratli sürdürebilmek bakımından hem yapısal değişiklik hem de bu konuda destek istediğini söyledi. Hükümetin, bu konularla ilgili yetkilileri dinlediğini kaydeden Çiçek, TPAO'nun 2009 çalışmalarını değerlendirdiklerini dile getirdi. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, soruşma safhalarının gizli olduğunu belirterek, ''(Ergenekon soruşturmasında) maalesef bu gizliliğe riayet edilmiyor. Şu veya bu şekilde bu gizliliğe riayet etmeyenler yasalar karşısında da suç işliyorlar'' dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan ve soruları yanıtlayan Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında 2 kanun tasarısının görüşüldüğünü belirterek, bunlardan bir tanesinin Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun olduğunu söyledi.
Çiçek, ''Bununla ilköğretim müfettişliğinde olanlar Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat yapısı ve yaptığı işle uyumlu olmadığından yeni unvan adı altında eğitim müfettişliğinin yeniden yapılandırılması söz konusudur. Aynı zamanda bir şura kararıdır, onun gereği yerine getiriliyor'' dedi. Çiçek, diğer kanun tasarısının da Türk Borçlar Kanunu ile ilgili olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Adalet Komisyonu'nda kabul edildi ve şu anda TBMM'nin gündeminde. Bu kanun, Türk Ticaret Kanunu ile de irtibatlıdır. İkisinin eş zamanlı olarak yürürlüğe girmesi gerekiyor. Türk Ticaret Kanunu görüşülmeyle başlandı. Ancak muhalefetle de uyum sağlamak adına bir çalışma yapılıyor. Arkasından Borçlar Kanunu gündeme gelecek. Onunla ilgili olarak da Türk Borçlar Kanununun yürürlüğü, o uygulama şekli hakkındaki kanun tasarısıdır. Bu kuraldır. Bir temel yasa yürürlüğe girdiğinde eski kanun yürürlükten kalkacağı için eski kanuna göre yapılmış olan işlemlerin hukuki sonuçlarının belirlenebilmesi bakımından her zaman geçmişte Ceza Kanunu ve Medeni Kanunda olduğu gibi Borçlar Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanun tasarısı. Bu iki konuyu görüşmüş olduk.''
ERGENEKON SORUŞTURMASI
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çiçek, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan İbrahim Şahin'in ifadesi olarak basına yansıyan iddialarla ilgili bir soru üzerine şöyle konuştu:
''Biz bu konuları burada konuşmadık. Zaten Bakanlar Kurulu'nun gündemine yargıyla ilgili bir konu, yargının sorunları dışında özel bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında olan herhangi bir konu gelmez. Defalarca ifade etmeye çalıştık; şu an adına kamuoyun ne diyorsa o şekliyle siz algılayabilirsiniz, çünkü bizim hukukumuzda, yasalarımızda şu veya bu ad altında bir soruşturma yok. Soruşturma, soruşturmadır... Dolayısıyla bu davanın bir kısmı kovuşturma safhasındadır. Silivri'de yargılaması devam ediyor. Bir kısmı da soruşturma safhasındadır. Soruşturma safhası gizlidir. Maalesef bu gizliliğe riayet edilmiyor. Şu veya bu şekilde bu gizliliğe riayet etmeyenler yasalar karşısında da suç işliyorlar. Bu bilgi doğru da olsa, yazılması yanlıştır, yanlış da olsa yazılması daha da yanlıştır. Bunu neresinden tutup ne ile düzelteceksiniz. Bu tür soruları ne bize sorun, ne bir başka makama sorun. Sormanız gereken bir tek yer var, bir tek makam var o da hukuktur. Ceza Muhakemeleri Yasası'nı alırsınız, o yasa ne diyorsa sizin sorduğunuz soruların cevabını o yasanın içerisinde bulabilirsiniz. onun için gizlilik içinde yürütülen ve yürütülmesi gereken bir konu ile ilgili biz bunu ne Bakanlar Kurulu'nda görüşürüz ne de ben bu konuda cevap veririm.''
''HUKUKA YARDIMCI OLALIM''
''Muhalefet 'yargının yürütme tarafından yönlendirildiği, soruşturmayı polisin yaptığını, yargının devrede olmadığını, adeta intikam ve hesaplaşma duygusuyla soruşturmanın sürdürüldüğünü' iddia ediyor. Bu iddialara ne diyorsunuz?'' sorusuna ise Çiçek, şu yanıtı verdi:
''Bu iddialara aslında ben cevabı verdim. Bu iddiada bulunanlar eğer bu iddialarını teyit edecek bilgileri, belgeleri, delilleri varsa bunu ortaya koysunlar. Soyut iddialarla bu süreci yanlış yönlendirme, hukuki zeminden, siyasi bir zemine kayması noktasında bir çabanın içine girmesinler. Bunlar son derece yanlıştır.
'Türkiye bir hukuk devletidir' diyoruz. Hukuku hep beraber işletelim. Ona yardımcı olalım. Eğer bu söyledikleri iddialar gerçekten bir belgeye, bir bilgiye, bir delile dayanıyorsa bunu da götürsünler ilgili makamlara versinler. Nedir bunun delili? Aksi halde her önüne gelen bir şey söyler, nitekim onların söylediği bu tür iddialara karşılık da başkaca sözler de gündeme gelmiştir. Bu doğruysa öbürleri de doğrudur demektir. Bunun için bırakalım, hukuki bir konu, hukuk çerçevesinde çözülsün. Biz siyasi konuları başka zeminlerde tartışırız. Bu iddiaların hiç birisini ciddiye almıyorum, hiç birisi doğru değil.''
YARSAV Başkanı'nın açıklamaların anımsatılması üzerine de Çiçek, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e de bunun sorulduğunu belirterek buna yanıt vermeyeceğini söyledi.
Bakan Çiçek, Filistin'deki yaralıların getirilmesi için ambulans uçağının ne zaman hareket edeceğinin sorulması üzerine de ''17.30'da hareket etmesi gerekiyordu. onu teyit etme imkanım olmadı'' diye konuştu.