Giriş Saati : 05.01.2009 12:08 Güncelleme : 05.01.2009 22:30
Gazze Şeridi'nde yaşanan insanlık dramına ABD'nin ve bir açıdan Avrupa Birliği'nin İsrail'in yanında yer aldığı izlenimi veren duruşlarını anlamak mümkün. Ancak uzunca süredir Ortadoğu sorununun çözümüne katkı sağlayan, İran krizinin savaşa dönüşmeden barış yolu ile çözümüne çalışan, İsrail'in karşısında Hamas'ı muhatap alarak Filistin'e destek veren Moskova'nın Gazze Şeridi'nde yaşanan insanlık dramı karşısında bir kınama mesajı bile yayınlamaması dikkat çekiyor.
Moskova şehir yönetimi İsrail Büyükelçiliği önünde gösteri yapmak isteyen 200 kişilik bir gruba bile izin vermedi. İzinsiz gösteri yaptıkları için 40'dan fazla protestocu gözaltına alındı.
Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in Münih güvenlik konferansında Amerika'nın oluşturduğu tek kutuplu dünyanın daha az güvenli olduğunu ifade ettiği ünlü çıkışının üzerinden ancak bir buçuk yıl geçti. Kremlin'in yeni sahibi Dmitri Medvedev birkaç ay önce ABD'yi Doğu Avrupa'ya yerleştirmeyi planladığı füze kalkan sistemine karşılık Kaliningrad'a nükleer başlık taşıyabilen İskender füzeler yerleştirmekle tehdit etmişti. İran'a nükleer santral kuran Moskova bu ülkenin sivil amaçlı nükleer çalışma yapma hakkı olduğunu kaydederek her türlü yaptırıma karşı durdu. Güney Osetya'da hayatını kaybeden siviller için kızıl orduyu harekete geçirerek müdahalede bulundu. Tüm dünyanın tepkisine rağmen ayrılıkçı bölgeler Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlıklarını tanımayı göze aldı. Yine Rusya İsrail ve ABD'nin sert eleştirilerine karşın Hamas'ın Suriye'deki lideri Halid Meşal'i Moskova'da ağırlama cesaretini gösterdi. Rusya'nın enerji ve siyasi istikrarla elde ettiği gücün yeniden uluslar arası alanda çok kutuplu dünyanın oluşma ihtimaline katkıda bulunacağı beklentisi yoğunlaşmaya başladı. Ancak Rusya'nın Filistin'de yaşanan drama sessizliği yorumları zorluyor.
RUSYA ON GÜNLÜK YILBAŞI TATİLİNDE
Rusya'nın sessizliği ile ilgili elbette masum gerekçeler sıralanabilir. Rusya on günlük yılbaşı tatilinde. Rusya Devlet Başkanı Medvedev ve Başbakan Putin çok yoğun geçen bir yılın ardından Soçi'de tatilde. Günün esprisi de Putin'in birlikte içilen çay paralarını Medvedev'e ödetmesi. Dinlenmek hakları. Ancak çok kutuplu dünya söylemini geliştiren bir ülkenin dünyanın orta yerinde masumlar ölürken sessiz kalması söylemle fiilinin örtüşmediğini gösteriyor.
Bununla birlikte Rusya Filistin dramı ile ilgili bir iki sessiz adım da atmadı değil.
Bunlardan ilki kara harekatı başladığında Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aleksander Nesterenko'nun tarafları ateşkese davet etmesi. İkincisi ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksander Saltanov'un bölgeye gitmesi. İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile görüşen Saltanov Hamas'la İsrail arasında ateşkes sağlanması için aracı olmayı teklif etti. Ancak Livni Hamas'la görüşülecek herhangi bir meseleleri olmadığını kaydederek teklifi reddetti.
Önceki gün Medvedev'i arayan Suriye lideri Beşar Esed Moskova'dan destek isterken, bugün de İsrail Başbakanı Ehud Olmert Kremlin'i aradı. Görüşmede Olmert'in Medvedev'den ne istediği bilinmiyor. Ancak Medvedev bölgede akan kanın bir an önce durdurulmasını isterken, artan sivil kayıpların endişe verici olduğunu söyledi. Rusya lideri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Ortadoğu dörtlüsü aracılığı ile bölgede durumun normale dönmesi için her türlü desteği vereceklerini belirtti. Rusya bir de bölgeye gönderdiği iki uçakla yarısı eski Sovyet ülkesi vatandaşı 178 sivili bölgeden tahliye etti.
Rusya'nın Ukrayna ile başlayan doğalgaz savaşı tüm ülke gündemini esir almış durumda. Televizyonlar saat başı doğalgaz krizi ile ilgili gelişmeleri veriyor. Rusya ön gördüğü rakamları kabul etmeyen Ukrayna'yı vanaları kapatarak anlaşmaya zorluyor. İki ülke karşılıklı olarak birbirlerini şantaj yapmakla suçlarken şimdilik Romanya, Bulgaristan, Polonya, Macaristan ve Slovakya sevkıyatı yüzde 40 azaldı.
Rus enerji şirketi Gazprom teklifini her geçen gün artırıyor. Bin metreküplük doğal gaz için 250 dolardan başlayan teklif önce 418 dolara şimdi de 450 dolara çıkarıldı.
Kiev'in bu rakamı kabul etmesi mümkün değil. Süreç uzadıkça Avrupa sevkıyatı da daha fazla riske giriyor. Avrupa arzında sorun yaşanması durumunda Rusya'nın güvenirliliği zarar görecek. Yarı bütçesini enerji gelirlerinden sağlayan Moskova diken üstünde.
Bir diğer gerekçe de Rusya'nın içinde bulunduğu ekonomik kriz. Medvedev ve Putin dahil tüm yönetici kadro krizle yatıp kalkıyor. Ülkenin Maliye Bakanı Aleksey Kudrin 2009'u İkinci Dünya Savaşı sonrasına benzetmekten çekinmedi.
Ülke kapanan işletmeler, artan işsiz ordusu, çöken borsa, rublenin devole edilmesi ve sekiz yıl aradan sonra ilk kez açık verecek 2009 bütçesi ile meşgul. Eski başbakanlardan muhalif lider Mihail Kasyanov'a göre 2009'da Rusya'da işsiz sayısı on milyona ulaşacak. Nitekim Medvedev 2008 sonunda düzenlediği küçük çaplı basın toplantısında ince mesajlar verdi. Bunlardan en önemlisi ülkenin bir numaralı gündeminin ekonomik kriz olduğu. Kimi uzmanlar bu çıkışı Rusya'nın yeniden süper güç olma hayalinden dönüş yapması olarak yorumluyor. Doğal gaz krizi ve Gazze sorunu arasında sıkışan Kremlin sorunlara yaklaşımı ile yeniden güç merkezi olma hayali ile ilgili önemli ipuçları verecek.