AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye'nin AB üyelik perspektifinde "ciddi olup olmadığı'' açısından 2009 yılının "gerçek bir sınav'' olacağını belirtti. Rehn, "Türk toplumunda daha dini ve daha laik hayat tarzlarından kaynaklanan ikilemin'' farkında olduğunu belirterek, "Türk toplumunun farklılıklarıyla birlikte yaşamayı öğrenmesi elzemdir'' diye konuştu. "Türkiye'de yaşanan gerilimlerin AB reformları için kullanılabilecek enerjiyi israf ettiğini'' savunan Rehn, Türkiye'den öncelikli beklentileri arasında; anayasa reformu, ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi, dini özgürlükler, farklı dil ve lehçelerle ilgili düzenlemeler ve sendikal hakları saydı. Rehn, ''(Reformlar) ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi. Fakat en azından marttaki (yerel) seçimlerin ardından Türkiye tüm reformlar üzerinde yeniden çalışmaya başlamalıdır'' dedi. Rehn, Kıbrıs'taki müzakere sürecinde AB'nin "baskı yapıcı değil, kolaylaştırıcı'' rol oynadığını da savundu. Rehn, Kıbrıs'ta kapsamlı çözümün AB açısından da çok büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Bunun için önümüzdeki yıl hayati bir fırsat penceresi sunuyor. Kesinlikle tüm imkanlarımızı bunun için seferber edeceğiz'' dedi.