"Yılbaşında hangi çılgın partiye katılmayı planlıyorsun?" diye sordum, tıpkı benim gibi evde oturmayı yeğleyeceğini çok iyi bildiğim bir arkadaşıma... O da benim aynı planı düşündüğümü çok iyi bildiği için bu saçma diyaloğu seve seve devam ettirdi: "Hangi çılgın partiler var aklında, say bakayım..." "Ben şahsen uyku pirelerimle şahane bir yılbaşı eğlencesi düzenlemeyi düşünüyorum, onlara ters takla atmayı öğretebilirim bu yıl," dedim. "Hmm ilginçmiş, ben de saçımı topuz yaptırıp ortasına bir çan taktırmayı, sonra da oturup Digitürk'teki bütün Noel Baba'lı filmleri seyretmeyi düşünmüştüm, ne dersin?" dedi.
Telefonun ucunda bir süre sessiz kalıp, bu fikri değerlendirdik.
Sonunda bu iki süper planı birleştirme kararı aldık. Saçlar topuz yaptırılacak, topuzun ortasına birer çan takılacak, birimiz bir koltuğa diğeri öbürüne kurulacak.
Manyak kedim Cacık'ın da kafaya küçük bir kırmızı kukuleta kondurulacak.
Ağzımızda birer düdük...
Yerimizden mümkün olduğunca az hareket edebilmek için de tüm nevale ortamızdaki sehpaya yayılacak.
Şu mikrodalgada iki dakikada hazır hale gelen poşetteki patlamış mısırlardan (bu ara takıntımız o), kajukavurga- antepfıstığı karışımı, buz kovasında votka-ice tea, yeşil çay-limon-nane karışımı, bütün kumandalar, telefonlar, Reyhan'ın portakallı pastası...
Cacık'a da o çok sevdiği kedi bisküvilerinden almayı unutmamak lazım tabii...
Perdeler de baştan açık bırakılacak ki, saatler geceyarısını vurduğunda ve Alsancak Gündoğdu'daki havai fişek gösterisi başladığında yerimizden kımıldamadan, sadece başımızı çevirmek yeterli olsun.
O saate kadar uyku iyice bastırdıysa, kalkıp sarmaşmak yerine, uzaktan birbirimize düdüklerimizi öttürmek suretiyle iyi seneler dileyebiliriz. Bilmiyorum orasını yaşarken göreceğiz.
Yayın tarihi: 21 Aralık 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/21/pz/haber,FC19458803304BB08B41CC278AE10EAC.html
Tüm hakları saklıdır.