Giriş Saati : 21.12.2008 10:31 Güncelleme : 21.12.2008 17:10
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomik krizin ciddiyetini kabul etme noktasına geldiğini savunarak, ''Hastaya moral vermek iyi de sen önce gerekiyorsa hastanın ameliyatını bir yap, iğnesini bir yap, ilacını bir yaz, teşhisini bir yap, ne olduğunu bir anla, MR'ını bir çek. Ona yönelik bir tedavi programını uygula. Ondan sonra da 'merak etme' diye moral ver'' dedi.
Baykal, partisinin tüzük ve program değişikliği için Sheraton Oteli'nde toplanan 14. Olağanüstü Kurultayı'nın açılışında yaptığı konuşmaya, Kurultay Başkanlığına kadın siyasetçinin seçilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirerek başladı.
Tarihi bir toplantı gerçekleştirdiklerini ifade eden Baykal, tüzük ve program değişikliğinin CHP'nin tarihi bakımından bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Baykal, program değişikliğinin CHP ve Türk siyaseti açısından yeni dönemi başlattığını, tüzük değişikliğinin ise partiye yeni bir yaklaşım getirdiğini vurguladı.
Kurultayın toplanma zamanının da tarihi bir dönüm noktasını işaret ettiğini belirten Baykal, gelinen noktada, dünyanın, ekonomik kriz döneminde ciddi bir durum değerlendirmesi yapma sorumluluğuyla karşı karşıya olduğunu savundu.
Ekonomik krizin ''sıradan ve olağan'' olarak değerlendirilemeyeceğini, hakim ekonomi politikalarının gözden geçirilmesini zorunlu olduğunu kaydeden Baykal, liberal ve neoliberal anlayışa dayanan ekonomi politikasının artık sürdürülemezliğinin ortaya çıktığını söyledi.
Sosyal demokrasinin temel değerlerinin daha da önem kazanacağının artık ortaya çıktığını belirten Baykal, ''Öyle bir noktaya gelmiştik ki piyasa artık sadece ekonomiye değil, hukuka da kültüre de egemen olmaya başlamıştı. Piyasa elbette önemli bir enstrümandır ama kısıtlarını da bilmek zorundadır. Artık piyasayı sosyal sorumluluk, kamusal sorumluluk duygusuyla yönlendirmenin bir ihtiyaç olduğu kabul edilmelidir. Yeniden kamusal sorumluluğun, sosyal bilincin, dayanışmanın, ortaklaşmanın önemi, değeri ortaya çıkmaya başlamıştır'' diye konuştu.
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Baykal, ''Türkiye'de bir süredir izlenmekte olan ekonomi politikasının çıkmaza girdiğine tanık olmaya başladık'' dedi.
AK Parti hükümetinin 6 yıl tek başına iktidar olmasına karşın yanlış politikalarla Türkiye'yi ekonomik küçülme noktasına getirdiğini ileri süren Baykal, ''Zaten bu iflas, hükümetin IMF kapısına gitmesiyle de ortaya çıkmıştır. Bu iktidarın ekonomi politikası iflas etmiştir. Büyüme de iflas etmiştir, borçlanma da iflas etmiştir'' diye konuştu.
İşsizliğin arttığını, tarımın, sanayinin, KOBİ'lerin çöktüğünü, esnafın büyük sıkıntı içinde olduğunu anlatan Baykal, sektörlere yönelik sıkıntıları giderecek önlemlerin yaşama geçirilmediğini savundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünyadaki ekonomik kriz ve Türkiye'nin sorunlarıyla ilgili ''çelişkili ifadeler içinde bocaladığını'' ileri süren Baykal, şöyle konuştu:
''Şimdi de olayın artık ciddiyetini artık inkar edemez bir noktaya geldi, konuşmalarında bunun yansımalarını görüyoruz. 'Yok bizi etkilemez, hallederiz' söyleminden sonra şimdi işin çok ciddi olduğunu anladı. Diyor ki 'hasta ağır, yatakta yatıyor. Ben de doktorum ona (sen ağırsın) demem, hastayı kaybederim, bu nedenle ona moral vermeye çalışıyorum. (iyisin, iyisin) diyorum. Benim (iyisin) dediğimi ciddiye almayın. Biliyorum hasta gidiyor ama giden hastaya (gidiyorsun) denmez ki. Ben ona moral vermeye çalışıyorum' diyor. En son geldiği nokta bu. Hastaya moral vermek iyi de sen önce gerekiyorsa hastanın ameliyatını bir yap, iğnesini bir yap, ilacını bir yaz, teşhisini bir yap, ne olduğunu bir anla, MR'ını bir çek. Ona yönelik bir tedavi programını uygula. Ondan sonra da 'merak etme' diye moral ver. Sen bunların hiçbirini yapma, hasta perişan (öldük, bittik)... Bursa'da, Kocaeli'nde otomotiv, tekstil perişan durumda. Herkes şikayetçi. Bu noktada 'iyisin, iyisin'... Önce bir kabul et, hakkını ver, teşhisini koy, gereğini yap, ondan sonra da moral ver. Başbakan yavaş yavaş hastanın ciddiyetini kabul etme noktasına geldi, öyle gözüküyor.''
Bu arada Genel Başkan Baykal'ın açılış konuşması öncesinde kurultay komisyonları oluşturularak çalışmalarına başladı. "KAVGALARI GERİDE BIRAKTIK"
CHP Genel Başkanı Baykal, 2000 yılında CHP'nin kendi içinde çekişen kendi içinde kavga eden bir parti konumundan çıkarmayı hedeflediklerini belirtirken, "CHP, Allah'a şükür, 2008'de geldiğimiz noktada iç kavgalarını aşmış, birbirine saygı gösteren, birbirinin değerini bilen ve partiye Türkiye'ye karşı sorumluluğunu bilen bir parti haline genel merkeziyle il ve ilçe örgütleriyle dönüşmeyi başarmıştır. Küçük kısır çekişmeler, dedikodu, medyaya haber taşımalar gibi hastalıkları geride bıraktık. Bir daha da o hastalıklara CHP'yi sürüklemesine kimseye izin vermeyeceğiz" dedi.
CHP lideri Baykal, konuşmasında tüzük ve program değişikliğine ilişkin bilgiler de verdi. Merkez Yönetim Kurulu'nun (MYK) yapısının yeniden yapılandırıldığını ifade eden Baykal, Parti Meclisi'nin kalacağını, PM'nin kurultay tarafından seçileceğini söyledi. PM'nin temel yetkili organ olmayı sürdüreceğini kaydetti.
Yetki ve icra sorumluluğunun MYK'nın elinde olduğunu belirten Baykal, "Şimdi günün ihtiyaçları, şartları hızlı uygulama yapma gereği, hayatın akış temposunun yükselmiş olması bizi artık kolektif organ olarak var olmaya devam ettiğimiz sürece gereken etkinliği sergileyememeye doğru çekmiştir" dedi.
Yöneticilerin sorumluluğu olacağını anlatan Baykal, "Bir kişi parti içi eğitim sorumlusu olacak, elinde yetkisi de sorumluluğu da olacak. Yapıp yapmadığını da hep beraber göreceğiz. Bu kişisel sorumluluk üstlenme, o sorumlulukları üstlenme şansını da beraberinde getirecek. Yetki ve sorumluluk kişiye tevdi edilmiş olacak" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU AYAKTA ALKIŞLANDI
Baykal, gündeme getirdiği yolsuzluk dosyalarıyla Türkiye'nin gündemini sarsan CHP İstanbul Milletvekili ve CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nu da çalışmalarından dolayı kutladı. Kılıçdaroğlu'nun, yolsuzluklar konusundaki çalışmalarına dikkati çeken Baykal, "Böyle bir uzmanlaşma ve kişisel başarı böylece daha çok ortaya çıkıyor. İnşallah buna benzer bir yapı ortaya çıkacak. Böylece partimiz daha çok başarılı çalışma olacak" dedi. Baykal'ın bu sözleri üzerine kurultayın yapıldığı salonda bulunan partililer ayağa kalkarak Kılıçdaroğlu'nu alkışladı.
Baykal, CHP'nin gölge kabine gibi çalışacağını ifade ederken, "Çeşitli tereddütler ortaya atıldı, yerel seçim öncesinde. Parti içi alınganlıklar olur mu diye duygular zihinlerden geçti, ama böylesine güç ve yanlış anlaşılmaya müsait bir konuyu olağanüstü görev bilinciyle arkadaşlarımızla yapmayı başardık. Genel Sekreter'de gereken katkıyı yaptı. Kendisine de teşekkür ediyorum. CHP bir parti olarak önüne gelen sorumluluğu en doğru şekilde yapmış olmasından onur duyuyorum. Bu tablo karşısında iftihar ettiğimi söylemek istiyorum" dedi.
Baykal, tüzük ve program çalışmalarında ekin rol oynayan CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu'na da teşekkürlerini iletti.
"KAVGALARI GERİDE BIRAKTIK"
Baykal, 2000 yılında CHP'nin kendi içinde çekişen kendi içinde kavga eden bir parti konumundan çıkarmayı hedeflediklerini belirtirken, şöyle konuştu:
"Başarının yol haritasında öncelikli olan budur demiştik. Allah'a şükür, 2008'de geldiğimiz noktada iç kavgalarını aşmış, birbirine saygı gösteren, birbirinin değerini bilen ve partiye Türkiye'ye karşı sorumluluğunu bilen bir parti haline genel merkeziyle il ve ilçe örgütleriyle dönüşmeyi başarmıştır. Küçük kısır çekişmeler, dedikodu, medyaya haber taşımalar gibi hastalıkları geride bıraktık. Bir daha da o hastalıklara CHP'yi sürüklemesine kimseye izin vermeyeceğiz."
DERBİ KRAVATI
Galatasaraylı olduğu belirtilen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, konuşması sırasında bu akşam oynanacak Galatasaray-Beşiktaş derbi karşılaşması öncesinde sarı kırmızı desenli kravat takması da dikkat çekti.