Meğer bizim millet, yemek eleştirmeye ne kadar meraklıymış? Her evde bir kaç gurme varmış da haberimiz yokmuş! Herkes evinde yemek yaparken steril eldiven takarmış! Show TV'deki Yemekteyiz yarışması olmasa, bunlardan hiç haberimiz olmayacaktı... Korkarım, bu yarışma sayesinde evlerdeki misafir sofralarının da tadı kaçacak. Ev sahipleri eleştirilmemek için diken üzerinde oturacak. Sofrada "Ziyade olsun, ellerinize sağlık, Allah'a şükür bugün de karnımızı doyurduk" nidaları yerine yüz ekşitenlerin, burun kıvıranların sesleri daha çok duyulacak... Ve korkarım artık kimse, komşu hatırı için çiğ tavuk filan yemeyecek... Ama geçen hafta bir yarışmacı vardı ki, gönülleri fethetti. Grubun en yaşlı yarışmacısı Birgül Hanım belli ki görmüş geçirmiş, tevekküllü bir hanımefendiydi. Daha ikinci akşam ev sahipliği yaptığı sofrada genç yarışmacıların birbirlerini acımasızca eleştirip, tartışmalarına daha fazla dayanamayarak usul usul ağlamaya başladı... "Yapmayın evladım, ben sofrada bu tür kavgalara hiç alışık değilim" deyiverdi. Yarışmada tansiyon ne zaman yükselse, şefkatli bir anne gibi araya girip, gençleri yatıştırdı. Gecenin sonunda, mutfağında yalnız kaldığında "Keşke hepsi bana 1 puan verseydi de o tartışmalar yaşanmasaydı" dedi. Yemekleri beğenmese bile, hiç çaktırmadan yemeye devam etti. Hatta damak tadına uymayan bir çorbayı bile içine yoğurt katıp, bitirdi. Unutulmamalı ki, masadaki mönü ne olursa olsun, ister ziyafet sofrası, ister zeytin ekmek, "bir sofrada 5 kişi olabilmek" bile tek başına büyük bir nimettir. Kim bilir o yarışmayı izlerken kaç kişi derin derin iç çekiyordur. Yemekler için değil, birazdan sofraya tek başına oturacağı için...
Bugünkü Tüm Yazıları
Ekranda birbirimizi 'yemekteyiz'
Yayın tarihi: 21 Aralık 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/21/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.