kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Arda ve Selda Uskan, artık evli değiller ama oğulları için aynı evde yaşıyorlar.

Arda'nın yeniden âşık olması, evdeki arkadaşlığımızı bozmaz

TULUHAN TEKELİOĞLU
12.12.2008
Sevgi bitmiş bile olsa, karıkocalık sona da erse, bir tek şey bitmiyor: Anne ve baba olmak.
Kabul veya reddetsek de, bu kısa ömrümüzde, kazanmak, kaybetmek gayesine boşverip başbaşa kaldığımız tek nokta, anne ve baba olmak. Bu duygu her şeyin önünde... Çünkü dünyaya birlikte getirdiğiniz çocuk, her şeyin üstünde.
16 yıl evli kalmış, boşanmış, başka ilişkiler yaşamış (hatta biri yeniden evlenmiş) aralarında sevgi bile kalmamış iki insan, oğulları için tekrar bir araya gelmişler. Anne dizginleri devralmış. Baba, arkadaşça oğluna destek vermiş. Yıllar süren mücadele kazanılmış.
Savaşın sonunda mücadeleyi kazanan takım, gönüllü olarak artık beraber yaşıyor. Böbrek hastası olan büyükbaba da bu takımın içinde artık.
Röportaj yaptığım, hayran olduğum son mohikan Arda Uskan olunca, kelimelere de dikkat etmek gerekti. Çünkü o Türkiye'nin röportaj ustası. Bu röportaj sırasında asıl Selda Uskan'a hayran kaldım. Her kadın onun gibi güçlü olup, hayatını sonsuz bir fedakârlığa adayabilir miydi böyle? Merak ediyor ve soruyorum. Bu ev ortaklığı sonsuza kadar devam edecek mi? Oğlunuz evden gidince ne olacak? Arda Uskan: "İstersen yeniden evlenelim Selda!" Selda Uskan: "Hayır Ardacım, almayayımmm..."

Arda Uskan
* 16 sene karıma ihanet etmedim.
* İyi ki ayrılmışız. Serseriliğe yeniden döndüm... Ne zaman ki dışa dönük şeylerim bitti, Selda geldi. Oğlumuz hayatımızın amacı oldu.
* Selda bana 'teyzemin oğlu' diyor. Kıskançlıklar ortadan kalktı.
* Evde kavga ettiğimiz zaman, artık iki erkek arkadaş kavga ediyor gibiyiz.
* Yalnızlıktan korkuyorum.

Selda Uskan
* Arda bakkala diye gider, sinemadan döner.
* Arda'nın bohem hayatı beni önce cezbetti.
* Evliliğimin son beş senesinde Arda'ya 'Bana ilgi göster yoksa bu evliliği bitireceğim,' dedim.
* Kafada ve yürekte aşk biterse, cinsellik de biter. 50 yaşımdayken cinselliğe son noktayı koydum.
* Benim ya.ımdaki bir kadını hayranlıkla sevecek bir erkeğin olacağına inanmıyorum. Enerjimi cam silerek atıyorum.
* Yatağım, salondaki kanepe. Yedi senedir, Arda, oğlumuz, babamı da yanımıza almışız, bir tür kamp hayatı yaşıyoruz sanki. Evde herkesin ayrı televizyonu var.

- Birbirinizi çok sevmişsiniz, çok kızmışsınız. Aşk bitmiş, sevgi bitmiş. Boşanmışsınız... Araya ilişkiler girmiş.
Şimdi aynı evde, bu kez iki arkadaş gibi yaşıyorsunuz. Neden boşandınız? Neden yıllar sonra bir araya geldiniz?
-S.U: Bana göre aşk, hayatın en büyük armağanı. Aynı anda iki kişiye hissedilmeyen ender duygulardan biri. Arda ise bu konuda daha cömert, 'Sevgi stok mal değil ki şekerim, dağıttıkça eksilmez,' diyenlerden.
Aynı anda iki bakkalı birden memnun edemezsin. Alışveriş yapacaksan illa birini küstüreceksin. Arda istiyor ki, mahallenin bütün bakkalları onu sevsin! Arda'dan 16.
senemizde boşandım. Son beş yılda 'Bana artık ilgi göster, yoksa bitecek,' diyordum zaten.

-Peşinden ikinci bir evlilik yapmışsınız. Hemen...
-S.U:
Erken alınmış, yanlış kararmış.
Uzun sürmedi. İkinci senede bitti. Arda bu arada oğlumuza müthiş bir hürriyet tanıdı.
Ali benimle Antalya'da yaşamak istemedi.
Sözümona, her türlü kötülükten uzakta oğlumu Antalya'da, temiz havada, dağlarda yetiştirecektim.. 16'sından sonra babasıyla frekansı daha fazla tuttu. İstanbul'a döndüğümde ikisinin de düzensiz, dağınık bir hayatı vardı. Boşanmıştım Arda'dan ama evine gider, düzeni sağlar, evi temizlerdim.

-Siz evliliğinizi nasıl görüyordunuz Arda Uskan?
-A.U:
16 sene karıma ihanet etmedim.
Nokta'nın yayın yönetmenliğini yapıyorum.
Evden işe, işten eve, bütün hayatım buydu.
Haftanın bir günü Ece Bar'a gitme iznim vardı. Selda'nın boşanma kararı benim ilgisizliğimden. Ama benim ilgim de evdenişe, işten-eve gitmek. Dışarı çıkarken Selda'dan izin alırdım. Sonra bir gün baktım, Selda gitmiş.
-S.U: Rahmetli Savaş Dinçel'le Sumru (Yavrucuk) altımızda oturuyordu. O gün Müjdat Gezen'le Mustafa Alabora vardı.
Yanlarında 'Arkadaşınızı boşuyorum, haberiniz olsun,' dedim. Bir yıl sonra da boşandık.
-A.U: Neydi ilgisizliğim? Anlat. Ben de merak ediyorum.
-S.U: Çocuk kaçıncı sınıfa gidiyor, kaçta yatıyor, kaçta kalkıyor? Dersleri nasıl? Çocukla ilgili her şey, sorumluluklar, hepsi, benim üzerimdeydi. Çocuğa ben disiplin vermeye çalışırken Arda bozardı.

-Evliliğiniz boyunca oğlunuzun üzerinde ortak bir tavır geliştiremediniz mi?
-S.U:
Arda özgürlükten yanaydı hep. Ben disiplinden yanaydım. Arda dağıtırdı, ben toplardım. Hâlâ da öyle..

-Kaç yaşında baba oldunuz?
- A.U:
30'lu yaşlarda..
- S.U: 34 yaşındaydın. Ne evlilik yıldönümü bilir, ne bayramları hatırlar...
- A.U: Doğum günümü cep telefonuna operatörler mesaj atıyorlar ya, oradan hatırlıyorum.

-Arda Uskan'ın 'Benim için çok kıymetli, asla unutmam,' dediği nedir Selda Hanım?
- S.U:
Arkadaşları, dostları. Hayattaki önceliği önce işiydi, yıllarca Nokta dergisiydi.

-Ne oluyor böyle? Büyük tutkuyla evleniyorsunuz, sonrası mutsuzluk.
- S.U:
İlişkiler eskiyor. 1996'dan bu yana aynı yatağı paylaşmıyoruz. İnsan teyzesinin oğlu ile sevişmez. Arda bana göre artık akraba çocuğu. Ben de onun için annesi filanım. Şimdi aynı yatakta inatla birbirimize çarpa çarpa neden uyuyalım canım!