Okan Bayülgen'in NTV ekranlarında sunduğu Sade Vatandaş programına her akşam mutlaka göz atıyorum. Hem işlediği konular ilginç hem de bilgi, kültür ve donanımıyla "hemen her konuda fikir sahibi olan" birinin program sunmasından keyif alıyorum. Zaten hep söylerim ya, "Söyleyecek lafı olan, ekrana çıkıp konuşsun" diye... Ama Okan bazen ölçüyü tutturmakta zorlanıyor. Bilgisi öyle taşıyor, kendini konuşmaya öyle kaptırıyor ki, konukları o anlarda söylev dinlemeye gelmiş izleyici konumuna düşüyor. Geçen hafta gece hayatının konu edildiği programda da benzer bir durum meydana geldi. Okan yurtdışı deneyimlerinden, zenginlerin eksik gustolarından ve zevksizliklerinden uzun uzun söz etti. Konuklardan İzzet Çapa üç beş cümle kurmaya fırsat bulabildi. Ama en şanssızı, gazeteci meslektaşım Onur Baştürk'tü. Okan, programı kapatırken, İzzet Çapa'yı kastederek, "Pardon Onur, sana pek konuşma fırsatı vermedi galiba" dedi. Ağzını bile açamayan canlı yayın mağduru Onur Baştürk şaşırdı: "O mu, yoksa sen mi?" diye patladı. Okan, mahcup bir şekilde "Evet, haklı olabilirsin. Çok konuştuğum için eleştiriliyorum zaten" diyerek, özeleştiri yaptı. İnsanın çok konuştuğunu bilmesine rağmen, çok konuşmaya devam etmesine halk arasında "çene ishali" derler. Umarım Okan'ınki akut bir enfeksiyondur da, kronik bir hal almaz. E hazır fırsatını bulmuşken, bir de sosyal mesaj verelim oldu olacak: Keşke her "sade vatandaş" bu kadar konuşma fırsatı bulabilse!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Vatandaş keşke konuşabilse
Yayın tarihi: 19 Aralık 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/19/gny/haber,E9070DE084AF4D7884D9604FD13540D1.html
Tüm hakları saklıdır.