Dünyada kriz yaşanıyor;
Türkiye de bunun etkilerini hissediyor. Ama şartlar ne kadar kötü olursa olsun, becerikli ve gayretli kişi ekmeğini taştan çıkarır. Bununla ilgili bir hikâye elime geçti.
Ateşli bir köy çocuğu, şehrin en büyük marketler zincirinde, işe başvurur. Patron, daha önce satıcılık yapıp yapmadığını sorunca, sadece köyde küçük bir bakkal dükkânında çalıştığını söyler. Ama bakışları cin gibidir; patronu etkiler; işe alınır.
Birinci günün sonunda patron çocuğu karşısına alır ve sorar:
- Bugün kaç satış yaptın. -
Bir -
Ne! Bir mi? Diğer elemanlar en az 20-30 satış gerçekleştirdi. Peki bu bir satış, kaç lira tuttu? -
320 bin YTL. Cevabı duyan patron şaşırır, nasıl becerdiğini öğrenmek ister.
- Önce oltayı sattım. Sonra müşteriye, bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Çift motorlu, bir yelkenli sattım. Yat Bodrum'da demirleyecekti. Orada arabaya ihtiyaç duyacaktı. Böylece, bir de cip almaya razı oldu. Patron kendinden geçer.
- Ne diyorsun? Bütün bunları küçük bir olta almaya gelen adama mı sattın? -
Yoo, aslında karısı için bir tane orkid istemişti. Ben de ona, hafta sonun mahvolmuş, sen iyisi mi balığa git dedim. (Fıkra için Saim Güven'e teşekkürler)
Hikâyeyi gerçekçi bulmadınız mı? Bir düşünün... Büyük bir markete iplik almak için girdiğinizde, bir çift ayakkabı alıp çıktığınız hiç olmadı mı? Ama şimdi kriz zamanı! Hanımlar artık böyle delilikler yok, öyle değil mi?
Yayın tarihi: 7 Aralık 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/07//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.