* Kim yönetiyordu bu ticari işleri? Ekibin başında Yavuz Ataç vardı. Ataç da Mehmet Eymür'e bağlıydı. Aynı dönemde MİT kimliği verilen birisi captagon hapı yapıyordu. Yurtdışında üretilen captagonlar, Türkiye'ye geliyor ve Ortadoğu'ya satılıyordu. Bu kişiler, daha da küstahlaşarak bu işi müsteşarlığa gelir kaynağı diye sokuşturmak istedi. O kişi Edirne sınırında captagonlarla yakalanınca MİT kimliğini göstererek kurtuldu. Uyuşturucu kaçakçılığının istihbarat elemanlarınca organize edildiği, bir sınırdan alınıp öbür sınıra götürüldüğü süreçti. Herkesin eline kırmızı ve yeşil pasaportlar verildi. "ASALA'yı imha edeceğiz, Dursun Karataş'ı öldüreceğiz" diye bir araya gelen Abdullah Çatlı'lar, Haluk Kırcı'lar ve Alaattin Çakıcı'lara örtülü ödenekten para verildi. Bu paralar İsviçre'de kumarhanede batırıldı. Barlarda, pavyonlarda yendi. Büyük paralardı.
* Bu birimin adının karıştığı Abdullah Öcalan'a yönelik operasyonlar var... Eymür'ün organize ettiği bir dizi eylem var. "Abdullah Öcalan'ın işini hallediyoruz tamamen. Bir grubu çok ciddi miktarda patlayıcı maddeyle Şam'a göndereceğiz" denildi. Hâlâ zannedilir ki o grup burada eğitildi ve gönderildi.
* Nereden gönderildi? Bunun için örtülü ödenekten çok büyük para alındı. Bu iş tamamen bir soyguna döndü esasında. Paralı askerleri vardır Amerikalıların Vietnam veya başka yerden gelmiş. Bunlara paralar verildi, bunlar da evin etrafı kalabalık diye 150 metre uzaklıkta patlattılar patlayıcıları. Öcalan'a hiçbir şey olmadı, evin camları kırıldı. Üstelik bir de Türkiye, Suriye'den özür dilemek zorunda kaldı. Ama bunları başbakanlara da kabul ettirdiler.
* Nasıl kabul ettiriyorlar? MİT, Şam'da Öcalan'a karşı eylemde biz bu isimleri kullanacağız der. Görevlendirme yazısı geliyor Tansu Çiller'e. O da bilmez ki Mahmut Yıldırım'ın kim olduğunu. Yeşil dense belki bilir. Başbakan da basar imzayı. Demiyor ki "Niye bana imzalatıyorsun, müsteşar imzalasın gitsin." Bu imzayla başbakanı suça ortak ediyorlar. Yarın öbür gün bir şey çıktığında "Efendim Yeşil'in üstüne gitmeyin sizin de imzanız var" diye yaptılar.