Giriş Saati : 26.11.2008 09:56 Güncelleme : 26.11.2008 18:51
Dışişleri Bakanı Ali Babacan 4 günlük Tacikistan ve Kırgızistan ziyareti için Duşanbe'ye giderken güncel konularla ilgili olarak Cihan'ın sorularını cevaplandırdı. Babacan, global ekonomik kriz ve bu krizin Türkiye'ye yansımaları konusunda ihtiyatlı ve dikkatli hareket ettiklerini belirterek, "Bu kriz elbette ki bizi de etkileyecektir, önemli olan bu krizden minimum seviyede etkilenerek çıkmaktır."dedi. Bakan Babacan ayrıca IMF ve Dünya Bankasının yeniden yapılandırılması gerektiğine dikkat çekti. Dışişleri Bakanı son günlerde devam eden siyaseti bırakma tartışmaları ile ilgili olarak da, "Orada sayın başbakanın sözleri muhalefete yönelikti. Umarım mesaj yerine ulaşmıştır." şeklinde konuştu. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi ile direk ilişki kurulması ile ilgili eleştiriler konusunda ise, bu adımdan en çok terör örgütü PKK'nın rahatsız olduğuna dikkat çekti.
"EN ÇOK TERÖR ÖRGÜTÜ RAHATSIZ OLDU"
Irak'ın Kuzeyi ile başlatılan görüşmeler konusundaki eleştirileri de cevaplandıran Dışişleri Bakanı Babacan, "Irak'ta yerel yönetimle görüşmelere başlamamız, bölücü terör örgütünü yalnızlaştırma ve izole etme stratejisinin bir aşamasıdır. Bundan rahatsız olanlar oldu ama nihai noktada terör örgütü çok daha rahatsız oldu. Bizim Irak'ın kuzeyi ile direk temasa geçmemiz terör örgütünü çok rahatsız etti. Biz bu diyalogu başlatarak aslında şu mesajı verdik; Türk - Kürt meselesi değil, Irak yerel yönetimi ve orada yaşayanlarla ve onların etnik kökenleri ile bir meselemiz yok. Dışarıda yine görüntü olarak genel anlamda, etnik kökenden ötürü sorunlar var gibi bir görüntü oluşturuluyor. Biz onlarla diyalog yolunu açarak içeriye de dışarıya da şu mesajı verdik; Bizim Irak'ın Kuzeyi ile ve oradaki halkla bir sorunumuz yok." dedi. "KENDİ HALKININ REFAHI İÇİN TÜRKİYE İLE İYİ GEÇİNMELİ"
Dışişleri Bakanı Babacan, "Kuzey Irak yerel yönetimi kendi çıkarlarını ve halkın refahını düşünüyorsa, bu Türkiye ile kurulacak iyi ilişkilerden geçiyor. Terör örgütünü bölgede izole etme anlamında çok daha somut adımlar atmalı ve daha net bir siyasi duruş sergilemelidirler. Bu kendi çıkarlarınadır. Dünyaca kabul edilmiş bir terör örgütüne kendi topraklarında barınmasına göz yumulması kabul edilemez." şeklinde konuştu. "GLOBAL KRİZİN BOYUTLARI HALA BELLİ DEĞİL"
Dışişleri Bakanı Babacan, dünyanın modern ekonomi tarihinde eşi benzeri görüşmemiş bir krizle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Buradaki krizin boyutları ile alakalı tam bir değerlendirme, tam bir ölçüm yapılabilmiş değil. Sarsıntı devam ediyor. Boyutları henüz tam olarak ölçülemediği için bu krizden hangi tedbirlerle nasıl ve ne zaman çıkılacak belli değil. Bununla ilgili yapılan tahminlerin bir çoğu verilere dayalı tahminler değil. İleride hangi ciddi sıkıntılarla karşı karşıya gelineceği tam olarak bilinmiyor." dedi.
Bakan Babacan, 2004 yılından beri ekonomik dengesizliklerin sürekli biriktiğine de işaret ederek, "Bu yönde tespitler vardı ve bu durum temel bir tartışma konusuydu. Bir noktada artık çözülemeyeceği bu dengesizliklerin ardından bazı hareketlerin başlayacağı, fakat bunların yavaş mı ani mi olacağı hep tartışılıyordu. Artık ülkelerin çok ihtiyatla hareket etmesi gerekir. Her türlü senaryoya karşı tedbirler alınmalıdır." diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Babacan, tüm ülkelerin ve uluslararası kuruluşların devam eden global krizden dersler çıkarması gerektiğine de işaret ederek şunları söyledi: "Dünya bankası olsun IMF olsun bu krizden ders çıkartmaları gerekir, bu kuruluşların yeniden yapılandırılmaları gerekmektedir. Uluslararası denetim ve düzenleme mekanizması geliştirilmelidir. Krizlerle ilgili kuruluşlar var ama bir dış denetim yapacak. Ülkelere dışardan bakacak bir perspektif ortaya konulması gerekir." "BAŞBAKANIMIZ BİZZAT KONTROL EDİYOR"
Türkiye'nin global ekonomik krizden etkileneceğini de kaydeden Dışişleri Bakanı Babacan, "Kriz mutlaka bizi de etkileyecektir, ancak bunun en az zararla atlatılması ve krizin geniş kesimler üzerindeki etkisini minimum seviyeye çekilmesi çok önemlidir. Sayın Başbakanımız ve ekonomi yönetimi sürekli olarak toplanıyor ve değerlendirmeler yapıyor. Sayın Başbakanımız bu adımları bizzat kontrol ediyor. Hükümetimiz bu konuda hassasiyetle durmaktadır. Hem dışarıda gelişmeler takip ediliyor, hem de içerdeki yansımalarına yönelik çalışmalar yapılıyor." dedi. "TÜRKİYE ARTIK ESKİSİ GİBİ KIRILGAN DEĞİL"
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin çok önemli ekonomik reformlar gerçekleştirdiğini, tedbirler aldığını ve finans sisteminin ciddi bir denetimden geçirildiğini de ifade etti. Ali Babacan, "2004, 2005 ve 2006'da çok önemli tedbirler aldık. Krize karşı kendimizi nasıl sağlamlaştırabiliriz bunların tedbirlerini aldık. Bütün finans sistemini A'dan Z'ye gözden geçirdik. Bu hem kendimize hem de sistemimize olan güvenimizi artırdı. Dolayısıyla zamanında alınmış bütün tedbirler bu yapısal reformlar ve kriz başladıktan sonra ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler krizin Türk ekonomisi üzerindeki etkisini minimum seviyede tuttu. Kur, faiz ve borsa hareketleri her ülkede yaşanmıştır. Ekonomisi çok sağlam ülkelerin birçoğu dahi krizi çok daha şiddetli yaşamıştır."diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Babacan, kriz döneminde genel psikolojik durumun çok önemli olduğunun da altını çizerken, "Ne gereğinden fazla kriz tellallığı yapalım ne de rehavete kapılalım. Bu ikisi arasındaki dengeyi tutturmalıyız, sağlamalıyız." dedi.
"MESAJ MUHALEFETE"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hindistan'da yaptığı, 'seçimlerde ikinci parti olursam genel başkanlıktan ayrılırım' açıklamalarına yönelik tartışmalar devam ederken, Dışişleri Bakanı Babacan bu mesajın muhalefete yönelik olduğunu söyledi. Ali Babacan, "Aslında orada mesajı alması gerekenler almıştır diye ümit ediyorum. Yani ifadeler Sayın Başbakanın kendisiyle alakalı ifadeler olarak ele alındı, ama doğrusu bu mesaj aslında muhalefete doğru gidiyor. Bu mesajın alındığını ümit ediyorum. Şu da var ki, bir siyasi parti ülkeyi yönetmek için iktidar olmak için çalışır. Yani ben ömür boyu iyi şiddetli muhalefet yapacağım diye bir şey siyasetin tabiatına aykırı." şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Babacan, "Türkiye'de özellikle ana muhalefet partisi herhangi bir konuda elle tutulur bir öneri bir fikir geliştirmediği gibi yapılan her şeyi eleştiriyor ve karşı koyuyor. Bu bana göre ülke için büyük bir kayıptır. Biz isterdik ki, gerçekten Türkiye'de yapıcı bir muhalefet olsun. Ben olsaydım, şunu daha iyi yapardım diyebilmeliydi, projeler ortaya koymalıydı. Maalesef Türkiye bu demokratik olgunluğa ulaşmadı." Dedi. (CİHAN)