T
urgut Özal'a yakınlığıyla da tanınan
Kürt siyasetçi
Nurettin Yılmaz, 1980'lerde Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadığı işkenceyi şöyle anlatıyor: "
(Arkamıza) cop sokuyorlardı. Eğer bıçak verseler kendimi öldürürdüm. Bomba olsa kendimi ve onları patlatırdım. Yedi çocuğum olmasaydı Diyarbakır'daki işkencelerden sonra kendimi rahatlatmak için ben de dağa giderdim." (
Neşe Düzel ile röportaj, Taraf, 24 Kasım )
70 yaşındaki Yılmaz, ardından insanın yüreğini daha da burkan bir şey söylüyor:
"Ben çok, çok işkence gördüm. Artık '
çok' kelimesinden de sıkıldım. '
Çok' kelimesi gerçeği anlatmıyor."
İşkence anıları başlı başına sarsıcı öykülerdir. İnsan bir an için boş bulunup "bundan ötesi var mı" diye düşünür bir an.
Var işte: "Çok" kelimesinin yetersiz kaldığı durumu hayal edebilir misiniz?
Yayın tarihi: 25 Kasım 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/25//haber,17B769EEE8544D88B116371D2BBE3A2D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.