- Şu an 22 Kasım 2008 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
- Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »
kapat
Hayatımdaki erkeklerden hak ettiğim sevgiyi görmedim
Hayatımdaki her şeyi, en ince ayrıntısına kadar sadece kızıma anlattım. Belki hayatımı sonra o yazabilir. 40 yaşıma kadar fatura yatırmayı bilmiyordum. Ankara'dayım, kızım doğmuş, yardımcı bulamadım. Çamaşır, bulaşık, yer silmek bana kaldı. Bir gün evde misafir var televizyon açık kalmış. Ses tanıdık geldi. Baktım, benim! Hayatla dalga geçer gibi şarkı söylüyor. Gayet dekolte bir kıyafet giymiş, incecik. O görüntüyle hiç alakam yok. Kendime müthiş bir yabancılaşma hissettim. Önce deli gibi âşık olunuyor güzelliğinize, yaptıklarınıza... Ama bir süre sonra fark edilmemeye başlıyorsunuz. Boşandığımda mücadeleci yönümü keşfettim. Yalnızlık, kişiliğimi bulmam adına bana çok yardımcı oldu. Dustin Hoffman'la oynamayı çok isterdim. Dev mavi çamların arasından Boğaz'a bakan salonda çerçevelenmiş tek bir fotoğraf vardı. Şömineye dayalı, annesi gibi güzel gülen Yağmur'un fotoğrafı. Aldığı ödüller salonun mütevazı bir köşesine göze çarpmayacak şekilde, zarifçe yerleştirilmişti. Şatafattan uzak, sade ama şık. Kendisi gibi...