kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Kasım 2008, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

İmam nikahlı eşe tazminat savunması

Giriş Saati : 18.11.2008 15:22
Güncelleme : 18.11.2008 23:43
Yeni Haber
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Yargıtayın, ''düzenli ve istikrarlı'' olarak ''imam nikahlı eşin'' maddi ve manevi tazminat hakkı olduğuna karar verdiğini belirtti.

İyimaya, yaptığı yazılı açıklamada, Adalet Komisyonunda görüşülen Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ile ilgili basında, ''İmam nikahlı eşe manevi tazminat getiriliyor'' şeklinde genelleme yapılarak, konuyla ''ilgili-ilgisiz'' bir tartışma yapıldığını ifade etti.

Medeni hukukta, ''medeni nikah esası dışında başka tür bir eş tanınmadığını'' bildiren İyimaya, Türk Borçlar Kanunu Tasarısında, ''ölüm ya da ağır bedensel zarar halinde kimlerin manevi tazminat isteyebileceğinin'' düzenlendiğini anımsattı.

Türk hukukunun, haksız eylem veya sözleşmeye muhalefet sebebiyle ölüm yahut ağır bedensel zararda kimlerin manevi tazminat alabileceği sorusuna cevap verdiğini ifade eden İyimaya, şunları kaydetti:

''Bu cevap, 1926'dan beri aynı cevaptır ve değişmemiştir. Yüksek Yargıtay ve hukuk doktrini, yürürlükteki yasada yer alan 'aile' kavramını 'yakınlar' olarak yorumlamıştır. Bu yorum, keyfi bir yorum da değildir. Manevi tazminatın yapısından doğan bir yorumdur. Medeni kanun anlamında 'hısım/akraba' olması sebebi ile ailede yer alan bir birey, (söz gelimi kardeşini öldürmeye teşebbüs eden şahıs) manevi tazminat alamayabileceği gibi Medeni Kanun anlamında aile dışında kalan bir yakın, manevi tazminat alabilir. Önemli olan, ölen veya ağır yaralananla yakın olarak nitelenen kişi arasında sürekli ve yoğun bir ilişkinin ve olay sebebiyle bedellendirilebilecek ağır bir teessürün varlığıdır. Sorumluluk hukuku yönünden zorunlu ve yeter koşul budur.

İmam-nikahlı eş yahut hiçbir türden nikahı olmayan (nikahsız) eş, bu kuraldan yararlanır mı? Bu yasa koyucunun değil, uygulamanın işidir. Yasada, bu konuda açık bir hüküm de yoktur. Yasama organı ve Adalet Komisyonu, kural koyarken 'yasanın genellik unsuru'na önem atfeder. O genelin özneler itibariyle kapsamını elbette ki uygulama belirleyecektir. Yüksek Yargıtay, düzenli ve istikrarlı olarak imam nikahlı eşin maddi ve manevi tazminat hakkı olduğuna karar vermiştir.''

Tasarıda, uygulama doğrultusunda ağır bedensel zarara uğrama halinde yakınlarının talep haklarının düzenlendiğini belirten İyimaya, açıklamasında, ''Bilim adamlarından, yüksek mahkeme hakimlerinden ve diğer hukukçulardan oluşan bir kurul tarafından 8 yıllık emekle hazırlanan projedeki sözü geçen madde üzerinde ne Bakanlar Kurulu ve ne de Komisyon herhangi bir tasarrufta bulunmamıştır. Doğru olan da budur'' görüşüne yer verdi.

AA