kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Adalet bütçesinde Ergenekon sorgusu

Giriş Saati : 12.11.2008 15:55
Güncelleme : 12.11.2008 16:31
Yeni Haber
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen 2009 yılı Adalet Bakanlığı ve bağlı kuruluşlara ait bütçe görüşmelerine "Ergenekon" davası ve Hüseyin Üzmez'in Adli Tıp Kurumu'ndan aldığı rapor damgasını vurdu.

Bakan Şahin'in, yaptığı konuşmanın ardından söz alan milletvekilleri, Ergenekon davasında yaşanan hukuk ihlallerine karşı Adalet Bakanlığı'nın aldığı tedbirleri ve herkese bir aydan önce verilmeyen raporların Hüseyin Üzmez'e bir günde nasıl verildiğini sordular.

DSP milletvekili Harun Öztürk, yargının sadece yasama organına karşı değil Avrupa Birliği'ne ve medyaya karşı da bağımsızlığını koruması gerektiğini belirterek, "Anayasal güvence altına alınan suçsuzluk karinesi çiğnenmektedir" dedi. Ergenekon davasında yaşanan bazı hukuki yanlışlar olduğuna dikkat çeken Öztürk, "Hakkında gizlilik kararı alınmış bir davanın hazırlık soruşturması sürerken davaya ilişin bazı bilgi ve belgeler bazı medya mensuplarına servis yapılmaktadır. Bakanlığın bu konuda neler yaptığını merak ediyoruz" diye konuştu.

Ergenekon davasına ilişkin iddianamenin geç yazıldığını, sonradan tutuklanan sanıklara ilişkin ise soruşturmanın devam edip iddianamelerinin yazılmadığını kaydeden Öztürk, tutuklananların neyle suçlandıklarını bilmediklerini, cezaevlerinde hastalandıklarını belirtti.

HERKESE BİR AYDA VERİLEN RAPOR, ÜZMEZ'E NEDEN BİR GÜNDE VERİLDİ?

Öztürk, 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla tutuklandıktan sonra Adli Tıp Kurumu'ndan gelen rapor sonrası serbest bırakılan Hüseyin Üzmez'e ilişkin de sorular yöneltti. Öztürk, Adli Tıp Kurumu'nun AKP iktidarı döneminde tartışılmaya başlandığını hatırlatarak şunları söyledi:

"AKP kapatma davası görüşmelerinde Anayasa Mahkemesi'ne saldırıya varan eleştiriler yöneltildi. Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin değiştirilmesi teklif edilebilmektedir. Pompalıdan çıkacak kurşunun hepimizi vuracağını düşünmeden hareket etmeyelim."

CHP milletvekili Mustafa Özyürek de Ergenekon ve Üzmez'e verilen adli tıp raporuna atıfta bulunduğu konuşmasında Bakan Şahin'e şu soruları yöneltti:

"İdare yanlış yapabilir, şahıslar yanlış yapabilir. O ülkede, yanlış yapanlara gerekli cezalar veriliyorsa adalet işliyordur demektir. Tersi durumda ise ülke kaosa sürüklenir. Son zamanlarda Anayasa Mahkemesi'ne ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na ağır suçlamalar yapılıyor. AKP yöneticileri ve yandaş medya tarafından yapılıyor bu eleştiriler. Yargıçların hakkını ve hukukunu Adalet Bakanı korumalı. Adalet Bakanının görevi, adaleti yıpratan kişilere karşı savunma yapmaktır. Türban ve AKP kapatma davalarına ilişkin yayınlanan gerekçeli kararlara ilişkin ağır suçlamalarda bulunuldu. Kararlarda eksiklik olabilir. Bu durum eleştirilebilir. Ama bu kararları verenleri vatan haini sayanları kınıyorum. Bu ülkenin temelini sürekli kurcalayarak o ülkeyi kalkındıramazsınız. Anayasanın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesinin teklif edilmesini sayın bakan nasıl karşılıyor? Başbakan'ın dediği gibi, meyvelerin olgunlaşmasını mı bekliyor? Adli Tıp Kurumu, Hüseyin Üzmez'e verilen rapor ile gündeme geldi. Başka dosyalara ilişkin bir ayda karar çıkarken, Üzmez ile ilgili 1 günde karar verilmesi doğru mu? Rapor hazırlanırken çocuk psikyatlarından görüş alınarak mı rapor hazırlandı? Adli Tıp ile ilgili soruşturma başlatıldı mı?

DENİZ FENERİ DAVASINDA, BAKANLIK DAVANIN PEŞİNDE OLDUĞUNU HİSSETTİRSİN

Deniz Feneri davası Almanya'da karara bağlandı. Esas faillerin Türkiye'de olduğu kararda yazıldı. Bu konuda çok geç hareket edildi. Sayın Bakan, "Almanya'ya savaş mı açalım?' demişti. Almanya'ya savaş açmayın. Dosyanın peşinde olduğunuzu hissettirin yeterli. Şu anda Almanya'da olan bir suçluya vekalet Türkiye'den vekalet verildiği kanıtlandı. Vekalet veren noter, halen sözleşmeleri tasdik etmeye devam ediyor mu? Güven kurumu olan noterlik yıprandı. "AKP den yana olanlar ceza almazlar' düşüncesi yerleşirse adalet o zaman çöker.

Adli emanete ait paralar ve bakanlık personel maaşları Vakıfbank'a yatırılıyor. Bu konuda bankadan promosyon alınıyor mu? Acaba, Vakıfbank, Sabah grubuna kredi verdiği için mi böyle bir anlaşma imzalandı? Bu konunun, adli emanet paralarının Vakıfbank'a yatmasında etkisi oldu mu?

Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi çok tartışılıyor. Bu kanun çıktıktan sonra kaç dosya ile ilgili izin verildi? İzin verirken hangi kriterleri dikkate alıyorsunuz?"

Özyürek'in konuşmasının ardından CHP milletvekili Bülent Baratalı söz aldı. Baratalı da konuşmasına Ergenekon soruşturmasına ilişkin sorularıyla başladı. Hakkında gizlilik kararı alınan bir soruşturmanın yazılı ve görsel basında yer alması, başı ve sonu olmayan Ergenekon'un soruşturmasında kamu vicdanının yara aldığını kaydetti.

Baratalı, TBMM de bekleyen Arabuluculuk Kanun Tasarısı'nın özel şeriat mahkemelerine dönüşme ihtimali olduğunu iddia etti.

KAPLAN, "ÖCALAN'IN TV Sİ YOK, GAZETE OKUMUYOR"

DTP milletvekili Hasip Kaplan, özel güvenlikli cezaevlerinde görevlendirilecek personelin özel bir eğitime tabii tutulmasının işkenceyi önleyeceğini belirterek, bütçede meydana gelen artışın yeterli olmadığını söyledi.

İmralı Cezaevi'nde Adalet Bakanlığı'nın ve İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirdiği personelin bulunduğunu belirten Kaplan, "Genelkurmay, cezaevi yönetiminin hangi noktasındadır?" diye sordu.

AB yetkililerinin Türkiye'ye gelip İmralı Cezaevi'nde rahatlıkla inceleme yapabildiğini, ancak kendilerinin böyle bir inceleme yapma şanslarının olmadığını da belirten Kaplan şunları söyledi:

"Spiti gelip inceleme yapabiliyor. Ülkemizin vekilleri yapamıyor. Kişiye özel infaz hukuku uygulanıyor. Suçu ne olursa olsun ayrımcılık yapılmasın. Hukukun uygulanmasını istiyoruz. Spiti, raporunda, Öcalan'a gazete ve tv verilmediğini yazmış. Bakanlığınız ise bu durumu inkar etmiş. Bu durumu spekülasyondan kurtarmak gerekir."

Kaplan, Avrupa Birliği ilerleme raporunda "ilerlenemediği'nin yazıldığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Özellikle işkence ve kötü muamele konusuna dikkat çekiliyor.Genelkurmay Başkanlığı'nın bazı gazeteleri akredite etmemesi elştiriliyor. Ama, Başbakan da 7 gazeteciyi akredite etmedi. Adaletin başlangıç aşaması hazırlık soruşturmasıdır. Oysa, masumiyet karinesi vali ve emniyet müdürleri tarafından ihlal ediliyor. Başbakan, "ya sev, ya terk et' deyip ayrımcılık yapıyor"

Kaplan'ın sözleri, AKP milletvekilleri tarafından kesilerek, "Bu bayrağa sahip çıkmıyorsan, bu vatana sahip çıkmıyorsan..." eleştirileri üzerine Kaplan, "Konuşma, tartışma benimle" yanıtını verdi.

ERGENEKON UN FİRARİ SANIKLARINA AYRICALIK İMASI

Ergenekon davasında firari sanıkların bulunduğunu belirten Kaplan, "biri Rusya da iş yapıyor, diğeri İngiltere'de yüksek lisans yapıyor. Bu konuda hukuk işleri ne yapıyor?" sorusunu Bakan Şahin'e yöneltti.

Milletvekillerinin sorulırının ardından bütçe görüşmelerine öğlen yemeği için ara verildi.

ANKA