kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Yanlışın yanı sıra iyiyi de görelim

Sarah Ferguson'un ziyareti ve çektiği görüntüler, dikkatlerin engelli yurtlarına çevrilmesine vesile oldu. Bu sahada, hep kötü şeyler mi oluyor, yoksa olumlu adımlar atılmış mı?Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü İsmail Barış ile konuştum. Anlattıkları yüreğime su serpti.
Elbette, önce, sandalyeye bağlı görünen çocuk konusunu açtım.
- Bazı çocuklarımız ağır derecede engelli. Kendisine ve yanındakine zarar verebiliyor. Bu yüzden, doktor raporuna istinaden, günün bazı saatlerinde ellerini arkadan bağlayabiliyoruz. Çünkü, elbisesini soyup, alt bezini yiyenler var. Ya da yemek sırasında, oturduğu sandalyeye bağlıyoruz. Çünkü, yemekleri döküyor, başkasının yemek tabağına saldırıyor. Ve bunu da doktor raporuna göre yapıyoruz. 'Tesbit edilen çocuklar' diyoruz böyle bağlananlara.
- Bakım elemanı noksan?
- Hayır. Biz de, aşağı yukarı uluslararası standarttayız. Bütün yurt çapındaki tesislerimizde, 6 özürlüye, 8 saat için, bir bakım personeli düşüyor. Bu, 24 saatte 6 özürlüye 3 bakım personeli anlamına gelir. Personeli, Kız Meslek mezunları, kifayet etmezse de bakım sertifikası almış orta ve lise mezunları arasından seçiyoruz. Saray'daki merkezimizde, 731 özürlü var. 450'si bakım olmak üzere, 712 personel çalışıyor.
- Ferguson'un görüntülerinde, kakası içinde yatan çocuklardan söz ediliyor.
- Kimi çocuk ağır derecede hasta. O an dahi, altına yapmış olabilir.
- Personelinizi nasıl denetliyorsunuz?
- Kurumu sivil toplum örgütlerine açtık. Oysa siz, gidin bakalım yurtdışında herhangi bir rehabilitasyon merkezine girebilir misiniz?
- Duyduğuma göre, 2.5 yıl önce Nimet Çubukçu İngiltere'de bir özürlü merkezini ziyaret etmek istemiş izin alamamış.
- Ben de duydum. Saray'da mutlaka daha iyisini yapabiliriz. Ama bu hiçbir şey yapmadık anlamına gelmez. Washington merkezli Uluslararası Zihinsel Engellilik ve Psikiyatride İnsan Hakları Kurulu'nun beyine elektrik akımı verilerek uygulanan EKT ile ilgili tesbitleri bize yönelik değildi. Çünkü biz zaten EKT kullanmıyoruz. O kuruluş, Sağlık Bakanlığı hastanelerini eleştirmişti; bizde sadece mekân yetersizliğinden söz edilmişti. Elimizde 200 trilyon değerinde olan bir mülkü TOKİ'ye verdik. Bunun mukabilinde, TOKİ müteahhitliğimizi yapıyor. Artık engellileri bu büyük binalarda barındırmayacağız. En fazla 12 kişinin yaşayacağı engelsiz yaşam merkezleri oluşturuyoruz; tek katlı binalar. Bu şekilde 73 bina halen inşa halinde. Tabii sayılarını arttıracağız. Hedef, Türkiye çapında bütün engellileri tek katlı binalara taşımak. Şu anda Saray'da bir de bu sıkıntı vardı. Çünkü inşaat devam ediyor. İster istemez 20 kişinin kalması gereken yerde 30 kişi geçici olarak yaşıyor.
- Yani devlet şefkat elini uzattı diyorsunuz.
- Bir başka uygulamamız da, 2007'de başlattığımız Evde Bakım Projesi . Ağır özürlü çocuğunu evde bakan anneye, ablaya, teyzeye asgari ücret mertebesinde bir ücret ödüyoruz. Bu şekilde 115 bin kişiye de evinde bakıyoruz.
- Ya normal çocuklar için yaptıklarınız?
- Onlar için çocuk evi uygulamasını başlattık. Kuruma, birçok daire bağışlanmış. Bu daireler kurumda çalışanların lojmanı olarak kullanılıyordu. Bana göre amaç dışı istifade söz konusuydu. Çünkü bağışı yapan kişi, çocuklar bundan istifade etsin diye düşünmüştü. Bu şekildeki daireleri biz çocuklara tahsis ediyoruz. Böylece, sosyal hayata karışıyorlar, bayramda bayrak asıyorlar, cenaze evine taziyeye gitmeyi öğreniyorlar, komşuluk ziyareti yapıyorlar, sosyalleşiyorlar. Baktık, dairelere taşıdığımız çocukların okuldaki başarıları da artmış; uyum problemleri azalmış. Şimdilik 600 çocuğumuz, bu şekilde kurduğumuz çocuk evlerinde yaşıyor.
Sarah Ferguson'a gene teşekkür etmek istiyorum. Hem kurumlarımızı eleştirmeye vesile olduğu için, hem de devletimizin yaptıklarını öğrenmemize fırsat verdiği için.