kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
ŞİRİN SEVER

Sadece diplomatik sıkıntı mı?

Mahsun Kırmızıgül huzurevlerinde yaşlılara yapılan kötü muameleyi, işkenceyi, psikolojik baskıyı anlatan filmini yaptığında kimilerinin tepkisiyle karşılaşmıştı... "Yok daha neler, huzurevlerinde artık böyle manzaralar yok ki, demagoji yapıyor" diye kraldan çok kralcılık yapanlar peydahlanmıştı. Standartlara uygun huzurevlerinde pozlar verilmiş, keyifleri yerinde olan sayılı huzurevi sakiniyle 'ne kadar da mutluyuz' sözleriyle süslü röportajlar yapılmıştı.. "Kardeşim" diyesi geliyordu insanın, "Hepsi mükemmel mi bu evlerin, hepsi standarta uygun mu, hiç mi çürük elma yok aralarında?" Tamam, iyi olanları kutlarız da... Bırakın kötü yönetilenlere dikkat çekilsin, pislik içinde olanlar kendilerine gelsin, silkelensin, utansın, gereği neyse yapılsın değil mi! Şimdi yeni bir krizle karşı karşıyayız... En az 'Beyaz Melek' filmindeki görüntüler kadar iç yakıcı, gözleri yaşartıcı, bakılamayacak kadar acınası, kusturucu... Tek fark var, bu kez çocuklar söz konusu. Bizim aslında varolduğunu bildiğimiz ama yok saydığımız, görmezden geldiğimiz, fotoğrafları basılmışsa sayfa değiştirdiğimiz vahşeti, bu kez yabancı biri, üstelik bir düşes diplomatik krizi göze alarak gözümüze gözümüze soktu yeniden. İngiliz Düşes Sarah Ferguson kılık değiştirip girdiği Saray Rehabilitasyon Merkezi'nde özürlü çocuklara kötü davranıldığına ilişkin çekimler yaptı. Şimdi ülkesindeki televizyonlarda yayımlatmak için gün sayıyor. Bir İngiliz düşesi neden kalkar gelir taa oralardan, kılık değiştirir, gizli çekim yapar, kendini bu kadar yorar, enteresan gerçekten. Araştırılsın elbette, soruşturulsun... Ama kimse kalkıp sadece diplomatik sıkıntıyla ilgilenmeye kalkışmasın lütfen! Kimse kalkıp elleri kolları bezlerle bağlanan, ellerine plastik şişeler geçirilen çocukların fotoğrafları gözümüzün önündeyken 'uluslararası kurallar çerçevesinde belirlenen uygulamaların uygulandığı' yalanlarını uydurmasın! Kimse kalkıp bir yatakta iki çocuğun yattığı, sırası gelmeyenin aç bırakıldığı şeklindeki iddialara net cevap vermeden, 'Bu olanlar Türkiye'nin AB üyeliğine karşı kampanyanın uzantısıdır' demesin... Bir süredir zaten çocuklara, genç kızlara bu ülkede yapılanlar herkesi nefretle doldurmuş durumda... Daha fazlasına gerek yok!