Dün 29 Ekim'di... Sabah uyanır, uyanmaz gözüm Müge Anlı'nın atv'deki programına takıldı... Bir genç kız çıktı... Nasıl günlerce alıkonulduğunu, tecavüze uğradığını anlattı. Kafasında peruk, gözünde kocaman gözlükler vardı. Sonra bir başka kadına sıra geldi. "13 yaşındayken, 60 yaşında biriyle evlenmem için beni ahıra kapattılar" dedi. Başörtülü kadın, tanınmamak için kameraya sırtını dönmüştü... Sonra gazeteleri okudum. Genç kızlara tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanan tenor, "tecavüzden" beraat etmiş. Gerekçe: "Kız, kot pantolon giyiyordu ve bakire değildi!.." Sonra 14 yaşındaki kıza cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla tutuklanıp,, Adli Tıp raporuyla salıverilen gazeteci-yazarın haberini okudum. Adli Tıp'ın gerekçesi, "Kızın fiziki ve ruhsal açıdan herhangi bir zarar görmemiş olması" idi... Tecavüz ve tacizle itham edilenler, güle oynaya kameralara röportaj veriyorlardı. Mağdureler ise perukların, örtülerin, gözlüklerin arkasına sakladıkları gözlerinden kanlı yaşlar akıtıyorlardı... Ve biz Cumhuriyet'in 85. yılını kutluyorduk. Peki Müge Anlı'nın programının arasında hangi reklam mı yayınlandı? Anadolu Hayat'ın Atatürk'e ithaf ettiği ve "O'nun yolunda, Türk kadınının yanında" sloganıyla biten reklam... Bu kargalar kovalamakla biter mi Paşam?..
Yayın tarihi: 30 Ekim 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/30/gny/haber,8377406981C74B9B9C88663AD4A44A4E.html
Tüm hakları saklıdır.