Ey Türk halkı! Bu ülke
sermaye fukarası! Ne
petrolü, ne bol
hammaddesi, ne de sermaye birikimi var. Kısa vadede
yerli tasarrufla istediği yere ulaşması mümkün değil.
Çünkü milli gelir içinde yerli tasarrufun oranı ortalama
yüzde 20'lerde geziniyor. Üstelik bu tasarrufun dağılımı çok kötü.
Dolayısıyla dünyanın durgunluğa girdiği bir dönemde sermaye birikimini dış tasarrufla karşılayan bir ülke olarak
Türkiye'nin vakit kaybetme lüksü yok.
Adı ister
sıcak, ister
doğrudan sermaye olsun fark etmez, çok acil
yabancı sermayeye ihtiyaç var. Yabancı sermayeyi çekmek için kendimize çeki düzen vermeliyiz...
Öyle ya;
"Bu nasıl olacak?" Öncelikle yapmamız gereken şey belli.
* Ülke olarak asla fiyat elastikiyetinden vazgeçmeyeceğiz.
Kur,
faiz,
vergi rejimi bugün olduğu gibi yarın da serbest olmalı!
Bu krizden çıkışta yabancı yatırımcı tek bir göstergeye bakacak. Kim, sözünde ne kadar durdu? Buna göre pozisyon alacak. Az şey mi?
* Krizi az hasarla atlatmak için asla
"Seçim ekonomisi" uygulamamalıyız!
* Kamu, israftan yani
verimsiz yatırımlardan vazgeçmeli. Kısa vadede üretimi artıracak yatırımlara yönelmeli.
*
Yolsuzluk ve
rüşvetle çok sıkı bir mücadeleye girişmeliyiz. Çünkü yabancı yatırımcı yatırdığı paranın nereye gittiğini bilmek ister. Rüşvet ve yolsuzluktan çekinir.
Bugünkü Tüm Yazıları
Yabancı sermayeyi nasıl çekeceğiz?
Yayın tarihi: 28 Ekim 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/28//haber,E3F2E43E68A64D2183C166E2D09594B7.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.